Demokrasi de neymiş!

Kongreler, siyasi partilerde demokratik işleyişin hangi düzeyde gerçekleştirildiğine ilişkin önemli bir göstergedir.
Çanakkale AKP örgütünde son dönem gerçekleştirilen kongreler çok ilginç bir şekilde sürüyor.
Gerek il başkanı gerekse il kadın kolları başkanı kongre öncesinde belirlendi, göstermelik olarak da kongre günleri seçimler yapıldı, sandıktan bu adaylar çıkarıldı.
Şapkadan tavşan çıkarmak misali, bu kongreleri gerçekleştirenleri kutlamak gerek
Kolay değil, parti üyelerinin iradelerini göz göre göre hiçe saymak, sonrada üyelere dayatmada bulunmak.
Bunun adına ‘delikanlı demokrasisi!...’ diyebiliriz herhalde

547
Bu gelişme AKP yetkili organlarının herkesin gözü önünde gerçekleştirdiği, bizzat kendi ifadeleriyle teyit ettikleri olaylar olarak demokrasi anlayışının ne hale geldiğinin göstergesi olarak içler acısıdır.
Böylesi bir uygulamanın parti üyelerindeki karşılığı çok daha önemli…
‘Delikanlı demokrasi’ dedik ya, ‘ben belirledim,sen istersen kabul etme’ şeklindeki yeni bir anlayış olduğu için biz anlamakta zorluk çekiyoruz.
Nede olsa yeni Türkiye halleri…
Bu ‘delikanlı demokrasi’ mantığını sadece parti içi demokrasi konularında değil, yaşamın her alanında; ‘ben yaptım oldu, sana da kabul etmek düşer’ mantığı ile oluşturulmuş çeşitli uygulamalarda görmeye alışık olduğumuz için kongrelerinde böylesi gerçekleşmesine çok şaşırmamak gerekir.
Bu dayatma artık toplumsal hayatın bir parçası haline gelmiştir.
Nereye bakarsanız bu uygulamanın izlerini görebilirsiniz.
Çok ayrıntılı analize ihtiyaç yok.
Son günlerin gündemdeki konulara şöyle bir bakmak yeterli.
Bank Asya’nın yönetimine el kondu, malum gerekçe inlerine girme meselesi, hukuki, ekonomik gerekçe olarak söylenebilecek bir şey var mı?
‘Delikanlı demokrasi’ dedik ya; asarız, keseriz biz biliriz halleri.
İnlerine girme meselesi gelinen noktada ‘bırakalım birbirlerini yesinler’ düzeyini aşan gelişmeler olarak dikkat çekmektedir.
Sonuçta hukuk ve haklar yok sayılmakta toplumsal yaşam baskı altına alınmaktadır.
Gelişmeler AKP’nin anti demokratik baskıcı karakterini ortaya çıkarmış,  meclis gündemine gelecek olan güvenlik yasa tasarısı bu karakterin sosu olmuştur.
Toplum tam bir baskı cenderesi altına sokulmak istenmektedir.
Özellikle yaşamsal sorunlara ilişkin vatandaşların tepkilerinin polis devleti uygulamalarıyla yok edilmesi üzerine kurgulanan bu yasa tasarısı ülkeyi son derece karanlık noktalara taşıyacak bir gelişme olarak demokrasi adına büyük riskler taşımaktadır.
Bu yasanın çıkarılmasının engellenmesi demokrasi adına zorunludur.
Siyasi iktidar gündeme getirdiği başkanlık sistemi ile ilgili dönüşümünü sağlamak adına seçimler sonrasına hazırlıklarını sürdürürken bir yandan da  bu sistemin alt yapısını hazırlamak adına birtakım yasal değişimleri şimdiden organize etmektedir.
İşte bunun için AKP iktidarının durdurulması ve Haziran seçimleri çok daha önemli bir hale gelmiştir.
AKP’nin demokrasi karşıtı, halk düşmanı bu uygulamalarını durdurmak için; ilerici, aydın devrimci ,demokrat, sosyalist güçlerinin Kürt özgürlük güçleriyle   bir araya gelerek başarılı olmaları ertelenemez bir görev haline gelmiştir.
Bunun için, HDP’nin barajı aşarak parlamentoda tüm ötekileştirilenlerin, mağdurların, emeğin sesi olarak var olması sağlanmalı bunun için çaba gösterilmelidir.
Bu gelişme, ihmal edilmeyecek kadar önemli ve geleceğimize sahip çıkmak, demokratik hakça ve insanca bir düzende yaşamak adına hepimizin sorumluluk alması gerekli bir  duyarlılık haline gelmiştir.
 
Tansiyonu düşürelim.
Son belediye meclis toplantısı, AKP grubunun Çanakkale Belediyesi uygulamalarını suçlayarak, ileri sürdürdüğü bazı iddialar sonucu gergin bir havada geçti.
Başkan Ülgür Gökhan böylesi bir tarzın doğru olmadığını, halkın yanıltılmamasını, kulaktan dolma bilgilerle spekülasyon yapılmaması gerektiğini söyledi.
Şimdi bu iddiaların doğru olmadığı Çanakkale kamuoyuna aktarılarak bu yönteme başvuran AKP grubu kamuoyu nezdinde bir kez daha uyarılmalıdır.
İddia edilen konulara ilişkin gerekli açıklık sağlanırsa bundan böyle AKP grubu böylesi yöntemlere başvurmak konusunda çok daha temkinli davranmak zorunda kalır.
Başvurmaz demiyorum, çünkü spekülasyon karalama ve çamur atma AKP politikalarının bir parçası haline geldi
En azından Çanakkale Belediye çalışmalarını gözden düşürmek adına sürekli aynı yöntemlere başvurulmaz.
Böylesi karalama çalışmalarına itibar edilmemesinin sağlanması anlamında şimdi ortada bir fırsat vardır.
Meclis toplantısında gündeme gelen iddialara ilişkin gerçekler kamuoyu ile paylaşılarak bu sayfa bir daha açılmamak suretiyle kapatılır, bundan böyle de bu tip iddialar dikkate dahi alınmaz.
Yapılması gereken budur.
Paylaş