Öğretmenlik Meslek Kanunu`nun geri çekilmesi için basın açıklaması ve eylemler devam ediyor. Türk Eğitim-Sen`in çağrısıyla Truva Atı önünde bir araya gelen sendika üyeleri, kanunun iptalini talep etti. Burada konuşan Türk Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Resul Demirbaş, "Bu noktada beklentimizi bir kez daha ifade ediyor ve TBMM`ye çağrıda bulunuyoruz: Gelin eğitimin paydaşlarıyla da istişare ederek Kanunun içini gelin hep birlikte dolduralım. Siyasi partilerimiz, Milli Eğitim Bakanlığı, sendikalar, öğretmenler omuz omuza vererek, Cumhuriyet tarihinde ilk kez çıkarılan bu kanunun tatmin edici olmasını sağlayalım. Amacımız, öğretmenlik mesleğinin itibarının incitilmemesi, mesleğin statüsünün yasal bir zeminde yükseltilmesi, öğretmenlerin moral ve motivasyonlarının artırılması olmalıdır" dedi.
"Kanun beklentileri karşılamaktan çok uzakta"
Demirbaş, öğretmenlerin kariyer planlaması sınavla olamayacağına dikkat çekerek, "Eğitim camiasının uzun yıllardır beklediği ve talep ettiği Öğretmenlik Meslek Kanunu 14 Şubat 2022 tarihinde yürürlüğe girdi. Bir milyonu aşkın öğretmenimiz bir meslek kanununun çıkarılmış olmasını bir kazanım olarak görmekle beraber, kanunun içeriğinin beklentileri karşılamaktan çok uzak kaldığını ifade etmişlerdir. Çünkü adı Öğretmenlik Meslek Kanunu olan bir düzenlemenin, öğretmenlerimizin muhatap olduğu mevzuat ve süreçleri kahır ekseriyetle ihtiva etmesi umulurdu. Ancak 7354 Sayılı kanun bu beklentiye cevap vermemiş ve adeta kadük bir halde yürürlüğe girmiştir" ifadelerine yer verdi.
"Taleplerimiz karşılık bulmadı"
Başkan Demirbaş, meslek kanununda öğretmenlerin taleplerinin karşılanmadığını belirterek, "Öğretmenlik Meslek Kanunu`nda; öğretmenlerin muhatap olduğu mevzuat ve süreçlerin tek bir çatı altında toplanmadığı, kariyer basamaklarında hizmet yılı esasının dikkate alınmadığı, liyakat ve ehliyeti önceleyen bir yönetici atama sisteminin inşa edilmediği, öğretmenlerin farklı istihdam modelleriyle mağdur edilmesine göz yumulduğu, başarıyı önceleyen ödül sisteminin kurulmadığı, özlük ve mali haklar bakımından var olan adaletsizliklerin giderilmediği ve bunlar gibi daha birçok talebin karşılık bulmadığı görüldü" diye konuştu.
"Kanun yeni problemlere yol açacak"
"Kanun içerisinde derli toplu tek düzenleme, öğretmenlerin kariyer planlaması olmuştur. Fakat bunun da sınav şartına bağlanmış olması yeni problemlere yol açacaktır" sözlerine dikkat çeken Demirbaş, "Türk Eğitim-Sen olarak açıklıkla ifade ediyoruz: Öğretmenlerin kariyer planlaması sınavla olmaz. Çünkü sınav sadece bilgiyi ölçer; oysa ki, öğretmenlik sadece bilme mesleği değil, bildiğini aktarma mesleğidir. Dolayısıyla burada esas alınması gereken tek ölçüt, deneyim, tecrübe olmalıdır. Sendikamız yıllardır bunun mücadelesini yürütmekte ve 10 yılını dolduran öğretmenlerin uzman, 20 yılını dolduran öğretmenlerin de başka herhangi bir şarta bağlı kalmaksızın başöğretmen olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmektedir" dedi.
"2005 yılında yönetmenlik yayınlanır yayınlanmaz yargı süreci başlattık"
Demirbaş 2005 yılında ilk kez uzman ve başöğretmenlik sürecinin başlatıldığını hatırlatarak, "Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yükselme Yönetmeliği yayınlanmadan Türk Eğitim-Sen olarak sınava karşı olduğumuzu, öğretmenlerin hizmet yılı esasına göre kariyer planlamasının yapılması gerektiğini söyledik. Söylemekle de yetinmedik, ciddi bir mücadele verdik. Yönetmelik yayınlanır yayınlanmaz da 13 Ağustos 2005 tarihinde yargı süreci başlattık ve düzenlemenin iptalini istedik. Ne yazık ki tüm karşı çıkışlarımıza rağmen 2006 yılında uzman ve başöğretmenlik sınavı yapıldı" sözlerine yer verdi.
"Süreci aktif şekilde takip ettik"
Başkan Demirbaş, süreci sendika olarak yakından takip ettiklerini dile getirerek, "2023 Eğitim Vizyon Belgesi`nde Öğretmenlik Meslek Kanunu`nun çıkarılacağının açıklanmasıyla birlikte; öğretmenlerin statüsünün sağlam bir zemine kavuşturulması, kariyer basamaklarının kıdeme göre düzenlenmesi, öğretmenlerin sadece kadrolu istihdam edilmesi gibi birçok talepte bulunan sendikamız, her fırsatta konuyu gündemde tuttu, beklentilerini rapor haline getirip Milli Eğitim Bakanlığı`na iletti, kamuoyu oluşturdu. Gerek MEB`in ve gerekse eğitim paydaşlarının düzenlediği çalıştay, sempozyum ve toplantılara katılarak süreci aktif şekilde takip etti" ifadelerine yer verdi.
"Sınav, öğretmenlerimizi gereksiz bir tartışmanın göbeğinde bırakacak"
Demirbaş, öğretmenlik mesleğinin zaten uzmanlık mesleği olduğunun altını çizerek, "Özellikle sınav yoluyla uzman ve başöğretmenlik düzenlemesinin gereksizliği ve doğurabileceği problemlere dikkat çektik. Oysa ki, öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleğidir. Hatta Öğretmenlik Meslek Kanunu dahi mesleği böyle tanımlamıştır. Aslında bu kanunun 3`üncü maddesi "Öğretmenlik, eğitim ve öğretim ile bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir." İfadesi aynı kanunla öğretmenleri sınavla uzman yapılacağı hükmünün gereksizliğini ortaya koymaktadır. Nitekim 1739 Sayılı MEB Temel Kanunu`nda da öğretmenliğe uzmanlık mesleği olduğuna yer verilmiştir. Hal böyleyken soruyoruz: Öğretmenlik, hem ÖMK`da hem de 1739 sayılı kanunda madem bir ihtisas mesleği olarak tanımlanıyor, o halde neden sınavla uzmanlık unvanı veriyorsunuz? Öğretmenlerin bilgi birikimi, tecrübesi, sınıf içi performansını bir yana bırakarak sınavla kariyer planlamasının eksikliğini göremiyor musunuz? Öte yandan; sınavla yapılacak bir tasnifin öğretmenlerimizi yeni ve gereksiz bir tartışmanın göbeğinde bırakacağı aşikardır. Son yıllarda zaten yıpratılmış olan mesleki saygınlığımızın bu vesileyle farklı bir süreçte tartışma konusu yapılmasını asla kabul etmiyoruz."
(Damla Yeltekin- Yusuf Sonkurt)