Demirbaş; "Bana yardım edin çığlıkları atan bir arkadaşımızdı"

Türk Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Resul Demirbaş, geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Mutlu Elcan'ın vefatına ilişkin basın açıklaması yaptı. Başkan Demirbaş, Elcan'dan 10 gün boyunca haber alınamadığı halde, neden kimsenin bir arama girişiminde bulunmadığına değindi.

758

Çanakkale Merkez Işıklar Muharrem Yılmaz Ortaokulu`nda yardımcı hizmetli olarak görev yaparken vefat eden Mutlu Elcan`ın cansız bedenine, vefatından 10 gün sonra ulaşılmıştı. Türk Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Şube Başkanı Resul Demirbaş, Mutlu Elcan`ın ölümüne ilişkin basın açıklamasında bulunarak; "Mutlu`nun cansız bedeni okul bahçesi içinde ve okulun hemen bitişiğindeki odunlukta 10 gün süre ile beklemiş kötü kokuların gelmesiyle ancak fark edilmiştir. Bu kokular bir cenazeden yükselen kokular değil duyarsızlığın yaydığı çirkin kokulardır" dedi.

Demirbaş; "Cenazesini bile 10 gün sonra okulun odunluğunda bulduk"
Mutlu Elcan`ın cenazesini on gün sonra okulun odunluğunda bulunduğuna vurgu yapan Türk Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Şube Başkanı Resul Demirbaş; "Mutlu Elcan, Çanakkale Merkez Işıklar Muharrem Yılmaz Ortaokulunda yardımcı hizmetli olarak çalışmaktaydı. Kendi halinde sessiz çığlıklarla bana yardım edin çığlıkları atan bir arkadaşımızdı. Belki de bu sessiz çığlıkları atan, bir güler yüz bekleyen, saygı ile karşılanmak isteyen birçok yardımcı hizmetlimiz gibiydi. Sessizce geldi sessizce ve kimsesiz olarak aramızdan ayrıldı. Sesini o kadar çok duyuramadı ki cenazesini bile 10 gün sonra okulun odunluğunda bulduk. Artık tamamen sessizdi" şeklinde konuştu.

Demirbaş; "Mutlu olamadık bu hazin hikayede"
Okul idarecilerinin Mutlu Elcan`ın yokluğunu fark etmemiş olmalarını eleştiren Başkan Demirbaş; "Çok kolay insan kaybediyoruz maalesef. Kazanmanın çok daha kolay olduğu bir durumda bile kaybediyoruz insanlarımızı. Düşünelim biraz bir okulda yardımcı hizmetlisiniz. 10 gündür sizden haber yok. Ama sizi arayan soran da yok. Okul idarecilerimiz, olmaması daha iyi düşüncesine o kadar kapılmışlar ki Mutlu`nun yokluğunda mutlu olmuşlar neredeyse. Mutlu`nun sessizliği hepimizin üzerinde bir vebal olarak kalacaktır. Mutlu etmekle mükellef olduğumuz Mutlu`ları mutsuz ederek eksiltiyoruz aramızdan. Mutlu olamadık bu hazin hikayede bari umutlu olalım bundan sonra. MUTLU` ya veremediğimiz itibarı, saygıyı, sevgiyi, ilgiyi, değeri Mutlu gibi sadece adı mutlu olan diğer arkadaşlarımıza verelim" ifadelerini kullandı.

"Mutlu`nun orada üşüdüğünü hiç mi göremediniz"
Bir okul müdürünün, nasıl on gün boyunca çalışanının yokluğunu fark etmediğine değinen Başkan Demirbaş; "Acı ve ders çıkartılacak hikayenin satır başlarına dönersek; hazin olayı yaşamadan önce okul idarecilerimiz Mutlu`yu önemseselerdi, onu sahiplenip dertleri ile hem hal olsalardı mesela hikaye yine acı sonla biter miydi? Okul müdürlüğü masada oturup sadece gelen yazılara cevap vermekten ibaret makamlar değildir. Yaratmış olduğunuz okul iklimi ve kültürü ötekileştiren dışlayan ve bananeci bir yapı olursa elbette ki neticeleri de acı olur. Aleve aydınlığı için teşekkür et ama tükenmeyen bir sabırla karanlıkta mumu tutanı da unutma demişler. Mutlu`nun yakmış olduğu kaloriferle ısınırken Mutlu`nun orada üşüdüğünü hiç mi göremediniz. Dile kolay 10 gün okulun kömürlüğünde cenazeniz kalırken üşüdüğünüzün de farkına varamayacak kadar duyarsızlaştı mı organlarınız. Bir okul müdürü 10 gün boyunca sormaz mı bir çalışanını. Nerde MUTLU diye? Hadi insanlığınızı kaybettiniz ruhunuz körelmiş diyelim. Yönetmelik mevzuat gereği bildirseydiniz durumu yetkililere. Mutlu 10 gündür yok diye. İnsan kaynakları yönetiminin insan basamağını atladınız yönetemediniz, bari mevzuat kısmını yapsaydınız. Sizin duyarsızlığınızın acı sonucunu belki haberi olan birileri önlerdi en azından" diye konuştu.

Mutlu Elcan`ın artık aramızda olmadığına vurgu yapan Başkan Demirbaş; "Mutlu`nun cansız bedeni okul bahçesi içinde ve okulun hemen bitişiğindeki odunlukta 10 gün süre ile beklemiş kötü kokuların gelmesiyle ancak fark edilmiştir. Bu kokular bir cenazeden yükselen kokular değil duyarsızlığın yaydığı çirkin kokulardır. Bu kokular yürüyen cenazelerden gelen kokulardır. Siz orada Mutlu`nun ölümüyle birlikte umutların ölmesi için mezarda kazmış oldunuz. Okul müdürlüğü zordur meşakkatlidir. Çünkü ana malzemeniz insandır. Öğrencisinden velisine öğretmeninden yardımcı hizmetlisine kadar hepsi bir bütündür. Elinizdeki bu değerlere kereste fabrikası müdürü gibi muamele yapamazsınız. Bunlar olmadı yenisini deneyelim diyemezsiniz. Kaybetme şansınız yoktur. Kaybettiklerinizin mutluluğunuzu elinizden alacağını da en kısa zamanda öğrenmelisiniz. Ya öğreneceksiniz ya öğreneceksiniz. Yoksa birileri de gelir size kereste muamelesi yapar. Mutlu Elcan artık yok. Umut yeşertmesi beklenen bir okulun kömürlüğünde sahipsiz kimsesiz olarak can verdi. Mutlu nasılsın? Yardıma ihtiyacın var mı? Senin için yapabileceğim bir şey var mı? sorularını hiç duymadan ayrıldı aramızdan. Artık cevap da alamazsınız. Mekanın cennet olsun" dedi.
(Yusuf Sonkurt)

Paylaş