"Cumhuriyetimizi yeniden demokrasi ile taçlandıracağız"

308
CHP Çanakkale İl Kadın Kolları Başkanı Sibel Erol, saygı ve minnetle Ahmet Taner Kışlalı`nın katledilişinin 23`üncü yıldönümünde andı. Erol, yaptığı açıklamada, "sandılar ki O`nu öldürebilecekler. Hayır, o ölmedi. Duruşuyla, fikirleriyle tam içimizde yaşıyor. Bugün 21 yaşında olan ve onun izinden giden, hepimize emanet kızı sevgili Nilhan Kışlalı yıllar sonra şöyle bir makaleyi kaleme alacaktı, `Ahmet Taner Kışlalı ölebilir mi hiç?` Aradan geçen 23 yıla rağmen Ahmet Taner Kışlalı`nın ve katledilen birçok Cumhuriyet aydınımızın failleri bulunmadı. Hiç şüphesiz, bu katliamların arkasında bazı hain güçler tarafından devletin çeşitli kademelerine yerleştirilmiş sorumlular ya da sorumsuzlar yatmaktadır. Ülkemizi faili meçhul karanlığına mahkûm etmeye çalışanlara inat aydınlık yarınları hep birlikte kucaklayacağız. Hakkın, hukukun ve adaletin sağlandığı bir Türkiye`yi hep birlikte var edeceğiz. Atatürk`ün izinden giden bizler, ilk seçimlerden sonra Cumhuriyetimizi yeniden demokrasi ile taçlandıracağız. Az kaldı" sözlerine yer verdi.
 
"Kışlalı, sol görüşü en iyi içselleştirmiş kişilerden biriydi"
CHP Kadın Kolları Başkanı Erol, "23 yıl önce hain bir saldırı sonrasında katledilen Ahmet Taner Kışlalı`yı bir kez daha saygıyla ve minnetle anıyorum. Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı`yı birkaç cümle ile özetlemek gerekirse; O, Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucusuydu. O, gerçek bir demokrattı. Yaşamını laik, demokratik, aydınlık bir Türkiye`ye adamıştı. 
O, bir hak savunucusuydu. "Hak ve özgürlükler, patlamaların nedeni değil, büyük patlamaları önleyecek "güvenlik kapakçıkları"dır." cümlesini bugünün yasakçı ve baskıcı iktidarına bir kez daha hatırlatalım. O, sol görüşü en iyi içselleştirmiş kişilerden biriydi. O, Atatürkçü düşünceyi herkesin anlayacağı, benimseyeceği ve sahiplenmek isteyeceği basit bir dille anlatıyordu. Uzlaşmacı kişiliği ve çatışma çözme konusundaki yeteneğiyle bugün hayatta olsaydı, hiç şüphesiz ülkemiz siyasetinde çok etkili olurdu. Zaten saydığım bu nitelikleri nedeniyle öldürüldü" dedi.
 
"Tartışırken hiç sesini yükseltmez, sabırla doğru bulduğu düşüncelerini savunurdu"
CHP`li Erol sözlerini şu şekilde sürdürdü, "En önemli kişisel özelliği sakin duruşu ve her zaman koruduğu beyefendi tavrı diye anlatıyor onu yakından tanıyanlar. Tartışırken hiç sesini yükseltmez, nezaketini bozmaz, sabırla doğru bulduğu düşüncelerini savunurdu. `Doğru anlamak, doğru tepkinin ilk koşuludur` demişti Atatürk`e Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği kitabında. Savunduğu görüşleri sağlam gerekçelerle desteklerdi. `Çünkü düşünceler, ancak doğrulara oturdukları zaman güç kazanırlar` derdi. Hepimiz biliyoruz ki Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, bir konuda tahammülsüzdü; Atatürk`e saldıranlar. Onlara en sert cümlelerle karşılık verirdi, `Doğru, ona saldırıldıkça güçlenir. Atatürk, o yüzden 21`inci yüzyılda da güçlüdür` demiştir." 
 
"Gençlik hareketi, Ahmet Taner Kışlalı`nın özel ilgi alanıydı"
Erol, Kışlalı`nın gençlik mücadelesine verdiği öneme değinerek, "Kışlalı`ya göre demokrasinin üç temel ögesi vardı: Özgürlük, seçim ve bağımsız yargı. `İktidarın her sistemde var olmasına karşın, muhalefetin varlığı ile güvence altına alındığı tek sistem demokrasidir. Çünkü demokrasi farklılıkların birlikte yaşama biçimidir. Zıtlıkların birbirini yok etmesi değil, tamamlamasıdır demokrasi` diyordu. Kışlalı, neden laiklikten asla ödün verilmemesi gerektiğini ise şöyle vurgulamıştı, `Laikliğin ortaya çıkışını zorunlu kılan iki temel neden var. Birincisi; farklı inançtan insanların barış içinde bir arada yaşamalarını sağlamak. İkincisi; değişen koşullara, aklın ve bilimin ışığında çözüm arama yolunu açık tutmak` Gençlik hareketi, Ahmet Taner Kışlalı`nın özel ilgi alanıydı. 1970`li yıllarda bir yandan öğrencileri şiddet eyleminden korumaya çalışmış, diğer taraftan da demokratik üniversite mücadelesine omuz vermiştir" ifadelerine yer verdi.
 
"Fikirleriyle tam içimizde yaşıyor"
CHP`li Erol sözlerini şu şekilde bitirdi, "`Gençlik sesini yükselttiğinde değil, asıl sustuğu, pıstığı zaman endişelenmek gerekir ülkenin geleceği için` demiştir. `Hiçbir düşünce silahla yok edilemedi, edilemeyecek de... Silah değil, kalem kullanıyoruz. Hem de en yüreklisinden...` derken ne kadar da haklıydı. Onun cesaretini, tam bağımsız Türkiye`yi savunmasını, Atatürkçü düşünceyi yaygınlaştırmasını hazmedemeyenler, sandılar ki O`nu öldürebilecekler. Hayır, o ölmedi. Duruşuyla, fikirleriyle tam içimizde yaşıyor. Bugün 21 yaşında olan ve onun izinden giden, hepimize emanet kızı sevgili Nilhan Kışlalı yıllar sonra şöyle bir makaleyi kaleme alacaktı, `Ahmet Taner Kışlalı ölebilir mi hiç?` Aradan geçen 23 yıla rağmen Ahmet Taner Kışlalı`nın ve katledilen birçok Cumhuriyet aydınımızın failleri bulunmadı. Hiç şüphesiz, bu katliamların arkasında bazı hain güçler tarafından devletin çeşitli kademelerine yerleştirilmiş sorumlular ya da sorumsuzlar yatmaktadır. Ülkemizi faili meçhul karanlığına mahkûm etmeye çalışanlara inat aydınlık yarınları hep birlikte kucaklayacağız. Hakkın, hukukun ve adaletin sağlandığı bir Türkiye`yi hep birlikte var edeceğiz. Atatürk`ün izinden giden bizler, ilk seçimlerden sonra Cumhuriyetimizi yeniden demokrasi ile taçlandıracağız. Az kaldı"
(Nevin Yüksel)
Paylaş