Türk Eğitim Sen Çanakkale Şubesi Yönetim Kurulu tarafından ÇOMÜ`de üyelerine baskı uygulandığı iddiası ile açıklama yapıldı. Gerek idari, gerek akademik personele özlük hakları noktasında ağır şekilde mağdur olduğu ifade edilen açıklamada yine üye personele soruşturma açılarak yerlerinin değiştirildiği ve istifaya zorlandığı belirtildi. Açıklamada; "Üniversitemiz demokrasinin en güzel örneklerinin hayata geçirildiği ve bu yönüyle de topluma emsal oluşturan kurum olması gerekirken; son zamanlardaki uygulamaları ile özünde bulundurması gereken, eşitlik, akademik ve bilimsel özgürlük, kurumsal özerklik, çeşitlilik, şeffaflık, hesap verebilirlik, katılımcılık, işbirliği, bilimsel rekabet ve kalite ilkelerinden maalesef son derece uzak bir görüntü sergilemektedir. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi`nde, özellikle son dönemde yaşanılanlar ve sendika üyelerimize yaşatılanları ( Gerek idari personel, gerekse akademik personel olan üyelerimizin özlük hakları noktasında, ağır şekilde mağduriyetini) anlatmakta zorluk çekmekteyiz. Hala akademik ve idari birçok üyemize baskı yapılmakta, soruşturmalar açılmakta, yerleri değiştirilmekte, baskı ile sendikamızdan istifaya zorlanmaktadırlar. Sendikamız tarafından, üyelerimiz ile ilgili Rektörlük Makamına her türlü kefalet verilmesine rağmen; hukuki olmayan, dedikodu ve dayanıksız sebepler ile üyelerimize özlük hakları noktasında, ağır mağduriyetler yaşatılmaktadır. Bunu yapanlar arasında malum sendikaya üye olan Dekanlar, Dekan yardımcıları, müdürler ve müdür yardımcılarının yanında, bazı üst düzey idari yöneticiler de bulunmaktadır. Liyakat, sadakat noktasında her türlü özelliğe sahip akademik ve idari personelimizin içinde bunduğu durumlar ve yaşanan tüm sıkıntılar, bizzat Üniversitemiz Rektörlüğüne defaten anlatılmıştır. Ancak; bu güne kadar problemler çözülememiştir. Türk Eğitim-Sen üyeleri dışındaki hiçbir sendika üyesi mağdur edilmemektedir" ifadelerine yer verildi.
Açıklamada; "Sayın Prof. Dr. Sedat Murat`ın Rektör olmasından itibaren bahsi geçen mağduriyetleri diyalog yolu ile çözmeye çalıştığımızı, kendileri çok iyi bilmektedir. Bir yılı aşkın süredir sabırla beklediğimiz, her atama sürecinde türlü gerekçe ve mazeretler ile üyelerimizin hakkı açıkça gasp edilmektedir. Sayın Rektörümüze; Cenab-ı Hakkın kul hakkı için "Benim yanıma her şey ile gelin affederim. Fakat kul hakkı ile gelmeyin, onu ben değil, kulum affeder. " dediği söz ile tekrar bir hatırlatma yaparken, bahsi geçen konu hakkında, her türlü girişimi ve takibi yapacağımızı ifade etmek istiyoruz. Bu haksızlıklara örnek teşkil eden uygulamalardan bazıları, aşağıda maddeler halinde sıralanmıştır. Aşağıda açıklanan çalışma ve yaşam hakkı ihlalleri kabul edilebilir bir durum değildir. Bu uygulamalara bir an önce son verilerek, kurumsal barış ve huzurun tesis edilebilmesi için aşağıdaki sorunlar ivedilikle çözülmelidir. 1. Doçentlik ve Profesörlük unvanını alan Öğretim Üyelerimizin ivedilikle Doçent ve profesör kadrolarına, Üniversitemizde doktorasını bitirmiş olan akademik personelin (Öğretim Görevlisi ve Araştırma görevlisi olarak çalışanlar) Dr. Öğretim Üyesi kadrosuna ivedilikle atanmaları sağlanmalıdır. (Tüm şartları taşımasına rağmen, uzun yıllardır bu kadrolara atanmayı bekleyen bir çok arkadaşımız mevcuttur. Örneğin; hala Dr. Öğretim Üyesi Kadrosunda olup, Profesör kadrosunu bir, iki yıl önce hak eden üyelerimiz ile 2014-2015 yıllarından beri Dr. Öğretim Üyesi kadrosu bekleyen üyelerimiz vardır.) 2. Üniversitemizde görevde yükselme sınavlarını belli bir periyoda bağlayarak yapılmalı, özellikle şube müdürlüğü kadrolarına hülle yoluyla atamalara son verilmelidir. 3. Belirli periyotlarda personel ile toplantılar yapılarak sorunları dinlenmeli, Yeni atanan personele ve/veya eski personel için zaman zaman hizmet içi eğitim düzenlenmelidir. 4. Görevde yükselmeye tabi olmayan kadrolara atama yapılırken, ( fakülte veya yüksekokul sekreterlikleri, daire başkanlığı vb.) üniversiteye yıllardır emeği geçen personel liyakat esasına göre değerlendirilmeye alınmalı, taraflı atamalara son verilmelidir. 5. Kişilerin talep ve istekleri olmadan, baskı ve sindirme amaçlı olarak 2547 S.K.`nun 13/b-4 maddesi uyarınca yapılan görevlendirilmelere ve yıldırmak, taciz etmek, emekliliğe zorlamak için baskı amaçlı yapılan disiplin soruşturmalarına son verilmelidir. 6- 2547 S.K.`nun 13/b-4 maddesi uyarınca başka birimlerde görevlendirilen (Üyelerimizin bir kısmı istekleri dışında başka birimlerde görevlendirilmişlerdir.) idari personelin kadroları, görevlendirildikleri birimlere aktarılacağı söylendiği halde, sadece Türk Eğitim-Sen üyesi personelin atamaları yapılmıştır. Sorulduğunda diğerlerinin atama izninin Genel Sekreterlik Makamında bekletildiği söylenmiştir. Şayet; Türk Eğitim-Sen üyelerine yönelik bir durum değilse, talepleri doğrultusunda bekletilen tüm atamalar yapılmalıdır" denildi.
(Haber Merkezi)