ÇOMÜ Hastanesi’nden bir ilk...
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Uygulama ve Araştırma Hastanesi`nde, mesane kanseri tedavisinde Türkiye`nin sayılı merkezlerinde uygulanan mesanenin prostatla beraber çıkarılması ve bağırsaktan yeni mesane yapılarak idrar yollarının buraya bağlanması ameliyatı başarılı şekilde gerçekleştirildi.
Operasyonu gerçekleştiren Prof. Dr. Ahmet Reşit Ersay, yaptığı açıklamada, idrardan kan gelmesi şikayetiyle üroloji kliniğine başvuran hastaya yapılan tetkikler neticesinde, kas duvarına ilerlemiş mesane kanseri teşhisi konduğunu, üroloji bölümünün en büyük ameliyatı olarak isimlendirilen operasyonla, mesanenin prostatla beraber çıkarılması (radikal sistoprostatektomi) ve bağırsaktan yeni mesane oluşumu (ileal neobladder) ameliyatının başarılı şekilde sonuçlandırıldığını ve hastanın sağlığına kavuştuğunu söyledi.
İdrar kesesi (Mesane) kanserlerinin, ürolojik kanserler arasında prostat kanserinden sonra en sık görülen olduğuna işaret eden Ersay, şöyle konuştu: “Mesane kanseri sebepleri arasında sigara ilk sırayı almaktadır. Mesane kanserinin en önemli sık belirtisi idrardan kan gelmesidir. Bu durumda mutlaka mesane kanseri araştırılıp, ekarte edilmelidir. Erken evrede saptanan hastalığın tedavisinde endoskopik olarak `TUR` dediğimiz sistemle tümör mesaneden kazınarak çıkarılmaktadır. Alınan parçanın sonucuna göre de gerekirse 6 hafta süreyle mesane ilaçlaması yapılmaktadır. İlerlemiş hastalıkta ise eğer tümör kas tabakasına yayılmış, ancak mesane dışına çıkmamışsa hastamıza da uyguladığımız gibi açık ameliyatla mesane tamamen çıkarılır ve bağırsaktan yeni mesane yapılır. Bu ameliyatta hastamıza birinci bölümde mesane, prostat, meni keseleri, üreterlerin alt uçları ve karın içinde büyük damarların etrafındaki hastalığın ilk yayıldığı yerler olan lenf dokuları çıkarıldı, ikinci bölümde ise 60 santimetrelik bağırsak segmenti kullanılarak yeni bir idrar kesesi oluşturuldu. Daha sonraki aşamada böbrekten gelen idrar yolları bu yeni idrar kesesine dikildi. En son aşamada ise oluşturulan yeni mesane aşağı, idrar yoluna bağlanarak hastanın normalde olduğu gibi kendi idrar yolunu kullanması sağlanmaya çalışıldı.”