ÇOMÜ dinamikleri seçimlere odaklandı

Üniversitede görevli akademisyenlerin kurduğu ve diğer üniversite dinamiklerinin de desteklediği Yaşasın Üniversite Platformu, rektörlük seçimleri öncesi açıklama yaparak; “Bizler ÇOMÜ`nün akademik ve idari personeliyiz. Üniversitenin sesiyiz. Her türlü görüşe sahip üniversite personeli ve sivil toplum kuruluşu desteğine açık olan bu platform sayesinde, üniversitemizin geleneklerini ve kimliğini bulmasını ve yaşamasını amaçlıyoruz” dedi.

1657
 
 
Çanakkale Belediyesi Prof. Dr. Türkan Saylan Sosyal Tesisleri`nde düzenlenen basın toplantısında Yaşasın Üniveresite Platformu adına açıklama yapan ÇOMÜ`de görevli Prof. Dr. Arzu Mirici; “Bizler son dört yılda Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinin geleneklerinden ve kurumsal kimliğinden uzaklaştığını gören ve bu şekilde "yaşayamayacağım" düşünen üniversite çalışanlarıyız. Bizler ÇOMÜ`nün akademik ve idari personeliyiz. Üniversite`nin sesiyiz: Her türlü görüşe sahip üniversite personeli ve sivil toplum kuruluşu desteğine açık olan bu platform sayesinde, Üniversitemizin geleneklerini ve kimliğini bulmasını ve yaşamasını amaçlıyoruz. Yaşasın Üniversite Platformunu kurduk. Çünkü isteklerimiz ve sorunlarımız var. Akademik ve idari kadro olarak özlük haklarımızı zamanında ve yerinde almak istiyoruz. Tüm birimler için mutlaka ve daima Belirlenecek kriterlere dayalı liyakate dayalı atamalar yapılmasını istiyoruz. Üniversite kaynaklarının öncelikle akademik amaçlar için kullanılmasını istiyoruz. Üniversite eğitiminin yüksek standartlarının korunması için her türlü sorumluluğu alan bir yönetim anlayışı istiyoruz. Stratejik planların katılımcılıkla hazırlandığı ve çalışanlarla paylaşıldığı, kadro ilanlarının üniversite web sayfasında da yayınlandığı şeffaf ve hesap verebilir bir kimlik geliştirilmesini istiyoruz. Üniversitenin her biriminde karar süreçlerine daha fazla katılmak istiyoruz. Bunun için başlangıçta, sadece yürürlükteki mevzuatın uygulanması bile yeterli olacaktır” dedi.
 
 
“Söz veriyoruz”
Üniversitede yaşanan sorunları da kamuoyu ile paylaşan Mirici; “Ve istemediklerimiz, hatta bir daha asla yaşanmaması gerekenler var. Soruşturmaların ve mevzuattaki boşlukların mobbing aracı olarak kullanılmasını istemiyoruz. Üniversite çalışanlarının hiçbir nedenle, hiçbir şekilde dışlanmasını istemiyoruz. Söz veriyoruz: Yaşasın Üniversite Platformu olarak; Bilimsel, şeffaf, demokratik, katılımcı, doğaya saygılı ve hesap verebilir bir üniversite için insan hakları evrensel bildirgesi ilkelerine bağlı kurumsal yönetimin oluşması için bugün yarın ve daima çalışmaya kararlıyız. Ana başlıklarıyla sorunlarımız; Akademik ve idari personel dini ve dünya görüşleri nedeniyle her türlü yönetsel araç ve medya kullanılarak dışlanmakta, ötekileştirilmektedir. Lisansüstü eğitime giriş çok basitleştirildiği için akademik yeterliliği olmayan kişilerin lisansüstü programlara girişi kolay olmaktadır. Akademik liyakata önem veriirr«:mekte, akademik kriterlere uyulsa bile kadro verilmemektedir. Atamalarda akademik kriterlerin dışında kriterler aranmaktadır. Atamalarda akademik liyakata e :em verilmemesi, her seviyedeki eğitim- öğretimi olumsuz yönde etkilemektedir. Atamalar, bölüm ve anabilim dalı kurullarının görüşleri alınmadan yapılmaktadır. Son üç yıldır akademik-idari personel alım ilanları ÇOMÜ web sayfasından duyurulmamaktadır. Birimlerde akademik kurullar düzenli olarak toplanmamaktadır. Yapılan az sayıdaki toplantıda alınan kararlar üst birim yöneticilerince değiştirilmekte ya da uygulanmamaktadır. Ders görevlendirmelerinde öğretim elemanlarının uzmanlık konuları yerine daha başka sübjektif değerlendirmeler kullanılmakta, akademik olmayan gerekçelerle ders görevlendirmelerinde değişikliğe gidilmektedir. Dikey iletişim yolları bilinçli olarak kapatılmıştır. Öğrencilerin ve personelin ifade özgürlükleri ellerinden alınmıştır. Disiplin yönetmelikleri tehdit olarak kullanılmakta, soruşturmalar mobbing amaçlı yapılmaktadır. Mevzuattaki boşluklar kullanılarak akademik ve idari personel hakkında hukuka aykırı işlemler yapılmaktadır. Akademik ve idari personelin görev yeri değişiklikleri keyfi olarak yapılmaktadır. Üniversitemizden son üç yılda nitelikli akademik ve idari personel ayrılmak zorunda bırakılmıştır. Yerleşkelerde akademik ve İdari Personel için yeterli sosyal mekanlar bulunmamaktadır. Bina inşaatları üniversiteye özgü projelere dayanmadığından personelin çalışma alanları yetersiz, dersliklerin teknik donanımları düşüktür. Kampus alanı plansız şekilde yeşil alan hızla yok edilmektedir. Üniversitenin kaynakları öncelikli olarak akademik amaçlara hizmet edecek şekilde kullanılmamaktadır. Uygulanan stratejik plan, akademik ve idari personelin bilgisine sunulmamaktadır. Tüm bu olumsuzluklar üniversitemizde "kurum kültürü" olarak yerleşmeye başlamıştır” diye konuştu. Mirici sözlerini şu şekilde tamamladı: “Bilimsel, şeffaf, demokratik, katılımcı, doğaya saygılı, hesap verebilir bir üniversite için insan hakları evrenseli bildirgesi ve hakçalık ilkelerine bağlı kalarak, kurumsal yönetim ilkeleri hazırlanıp, uygulanarak tüm sorunları çözebiliriz.”
Paylaş