Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ambulansı ve kadrosu ile tam kapasite hizmet veren Mediko`yu kapatarak, Öğrenci Sosyal Etkinlik Merkezi (ÖSEM) binasında Tıp Fakültesi Hastanesi Polikliniği`ni açtı. Daha önce parasız sayılabilecek miktarlarda ve nitelikli bir şekilde alınan sağlık hizmeti, piyasa koşullarına itilerek, “paran olduğu kadar” anlayışına indirildi. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Çanakkale Şube Başkanı Eftal Yıldırım, konuyla ilgili açıklama yaparak, bu durumda kaybedenin ÇOMÜ öğrencileri, akademisyenler ve çalışanlar olduğunu kazananın ise döner sermaya olduğunu ifade etti. “Biz daha önce Mediko`nun kapatılma sürecinde de belirttiğimiz gibi Mediko, üniversite öğrencilerine ve akademik personele birinci basamak sağlık hizmetini, birinci elden ve parasız olarak veren bir sağlık kurumuydu” diyen Yıldırım, “. Bu binlerce öğrencinin sağlık hizmetinden birinci basamak anlamında yararlanmasına yol açıyordu. Burada çok güzel, disiplinli bir sağlık hizmeti yürütülüyordu. Daha sonra üniversite yönetiminin kararı ile Mediko`nun kapatılması ve şimdi öğrendiğimiz düzeyde, üçüncü basamak hastane olarak tabir ettiğimiz üniversite hastanesinin orada poliklinik açması direkt olarak üniversite öğrencisinden, akademik personelinden ve çalışanından katkı payı alınması anlamına gelir. Dolayısıyla burada paralı bir hizmetin birinci basamakta sunulması söz konusu olacaktır. Biz bunun daha önce böyle olacağını söylemiştik. Parasız ve birinci basamak sağlık hizmeti sunmak yerine, üçüncü basamak sağlık kuruluşu ile yani tedavinin ileriki aşamalarında kullanılan bir sağlık kurumu ile iş ve işlemlerini görecekler. Tüm dünyada olduğu gibi biz hastalığın önem derecesine göre sırasıyla birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşları hizmet vermelidir. Birinci basamakta hallolabilecek basit bir rahatsızlığı bile üçüncü basamakta değerlendirmek hem hastalar açısından hem de tıp etiği açısından enerji ve maliyet kaybına neden olacağı gibi sağlık kaynaklarının heba edilmesi anlamına da gelecektir. Biz bu tehlikelere daha önce dikkat çekmiştik. Normalde üniversite Mediko`larının birinci basamak sağlık hizmetini birinci elden ve hastalığı başlangıç aşamasında tespit eden bir hizmetin, parasız olarak sunulması gerektiğini söylemiştik. Bu görüşlerimiz dikkate alınmadı, eleştirilerimize kulak asılmadı. Ama şimdi gelinen durumda birincisi hem tıbbi etik ve tıbbi hizmet anlamında hizmetin direkt olarak üçüncü basamak sağlık hizmeti hekimleri ile hizmet verileceği anlamına gelir ki bu yanlıştır. İkincisi bu finansman açısından da birinci basamak sağlık hizmetlerini parasız sunarken, şimdi herkesin cebinden katkı payı vermesi veya bağlı bulunduğu sağlık kuruluşundan katkı payı alınmasına dönük bir süreç başlayacaktır. Her ne kadar ünivresite adına, üniversite tıp fakültesi adına bir döner sermayaye katkı olarak düşünülse de alınmaya çalışılsa da aslında ülkenin kaynaklarından aktarılan bir miktar olacaktır. Dolayısıyla burada hiçbir akıllı, maliyet, etkinlik hesabı güdülmümektedir. Sadece üçüncü basamağa kaynak aktarımı üzerinden bir kurgu yapılmaktadır. Bu tamamen yanlış bir sağlık politikası uygulamasıdır. Bu durum bizim daha önceki eleştirilerimizde ne kadar haklı olduğumuzu gösteriyor. Bu durum tamamen normalde tüm dünyada uygulanan sağlık hizmeti sunumuna ve finansman değerlendirilmesine uygunsuz bir durumdur” ifadelerini kullandı.
“Para yine öğrenciden çıkacak”
“Sağlıkta dönüşümün temel amacı, sağlıkta sunum ile finansmanı ayırmak ve finansmanı da temel bütçeden ödedeğimiz vergilerin dışında genel sağlık sigortası aracılığı ile kişilerden bir sigorta fonu kesintisine dayandırmaktı” diyen Yıldırım, “Aslında bunun yeterli olmadığı görüldü, kişilerin, pirimini ödeyemeyen kişilerden karşılamaktı. Dolayısıyla burada üniversite öğrencileri cebinden katkı vererek birinci basamak sağlık hizmeti alacaklar. Her ne kadar sağlık güvencesi var diye söylense de bir çoğunun sağlık güvencesi yeterli olmadığı için pirim ödemesi gerekiyor, bunları da ödeyemediği için herhangi bir sosyal güvenlik ve sağlık kuruluşuna bağlı değiller. Dolasıyla bu öğrencilerimizin sağlık hizmeti sunumunda ve tedavisinde, alınacak ilaçların miktarı noktasında para ödeme konusunda sıkıntı olacak. Bu tamamen sağlıkta dönüşümün çarpık politikalarının bir sonucu. Birinci basamakta ucuz, erişilebilir, nitelikli sağlık hizmeti sunmaya çalışmak varken, sigorta payları ile, katkı payları ile, cepten katkı payları ve giderek alınan sağlık hizmetinin maliyetinin artması ile kişilerin mağduriyeti artmaktadır. Bu katkı payları giderek artırılacaktır. `kimsenin cebinden para çıkmıyor` da denebilir, ya da böylesi bir itiraz gelebilir. Bu yanlıştır. Çünkü eczaneye gittiğinizde katılım payı, hele ki üçüncü basamakta işlem başına 20-30 lirayı geçmektedir. Bu görülecektir de. Her ne kadar sağlık güvencesi olsa bile, bu ücret katkı payı adına eczanelerde alınacaktır. Dolayısıyla bazı hizmetlerin, örneğin labaratuar hizmetlerinin ek katkı payı ile kişilere verilmesi söz konusu olacaktır. Sağlık güvencesi olmayan, 25 yaşındaki bir öğrencinin parasız ve nitelikli sağlık hizmeti alma şansı yoktur. Bu akademik personel için de geçerlidir” şeklinde konuştu.
“Tek açıklama, kar amacı gütmek”
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Şube Başkanı Yıldırım, son olarak “Birinci basamak sağlık hizmetini yok etmenin hiçbir gerekçesi olamaz. Siz daha iyi bir birinci basamak sağlık hizmeti sunmak için oraya başka bir yere çevirmek için uğraşırsınız. Fakültenin adı üzerinde ÇOMÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi, bu bütün ülke sağlık hizmetinde ve dünya literatüründe üçüncü basamak sağlık hizmeti sunulan bir yerdir. Üçüncü basamak sağlık hizmeti sunan bir yerin, birinci basamak sağlık hizmeti sunan bir yere talip olması ancak kar gütme amacıyla olduğu açıklanabilir. Birincisi kar gütmedir, ikincisi kadrolaşmadır ya da orada birinci basamakta sağlık hizmeti alan öğrencilerin parasız ve nitelikli hizmet alımının önüne geçmektir. Başka bir açıklaması olamaz. Üniversiteye sigorta fonlarından kaynak aktarmanın bir aracıdır. Zaten orası kapatıldığında bu şekilde bir dönüşüm olacağını biliyorduk. Söylemiştik, uyarısını yapmıştık, ne yazık ki haklı da çıktık. Bu durumdan da büyük üzüntü duyuyoruz. Bu, Çanakkale düzeyinde sorgulanması, eleştirilmesi gereken bir durumdur. Biz de Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak biz de nitelikli bir sağlık hizmeti noktasında basamaklandırılmış sağlık hizmetinin önemli olduğunu vurgulamak istiyoruz. Bu da öyle ya da böyle bir örnek oluşturuyor hem Çanakkale hem de Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi adına” dedi.