Çok kötü hareketler bunlar!

Gezi mücadelesi bu ülkede pek çok gerçeği açığa çıkardı.
Bunlardan en önemlisi; demokrasi ve özgürlükler konusunda mevcut hükümetin ne kadar samimiyetsiz olduğu gerçeği oldu.
AKP hükümetinin ilk yıllarında mağdur olma adına demokrasi konusunda kestiği rol Gezi Parkı’nda artık sonlandı.
Nasıl sonlanmasın ki; ta başından beri Gezi Parkı ve Taksim yayalaştırma projesi temelinde hukuksuz davranan, karşı çıkan herkesi tüm ülkede şiddete boğan bu anlayış son olarak da parkta yapılmak istenen bir düğüne karşı çıkıp yine ortalığı gaza suya boğdu.
En küçük bir talebin bile böylesine şiddet ile bastırıldığı uygulamalar için herkes şapkasını önüne alacak düşünecek.

714
Düğün yapmak için gelen yüzlerce insanı plastik mermilerle, gaz bombaları ile karşılayan şiddet politikalarının sahipleri artık normal muhakeme kabiliyetlerini yitirdiler.
Baksanıza; tencere tava çalan komşularını şikâyet etmesini isteyen bir başbakanın demokratik olan ile artık ne ilişkisi kalmış olabilir?
Bu sorunun cevabı yok, kalmadı; kendisi ve düşünceleri dışında hiçbir tahammülü kalmayan ben ne dersem o olur, benim dediğim dedik, yaptığım tek doğrudur zihniyetinin vardığı nokta işte burasıdır.
Düğün yapmak isteyenler de engellenir,en küçük demokratik bir hakkın dahi kullanılmasına artık tahammül kalmamıştır.
AKP hükümetinin geldiği noktadaki saçmalamaları birbiri ardına sürüp gidiyor…
Gezi mücadelesinin faiz lobisinin eseri olduğunu söyleyenler, gizlice bu tespitlerinden çark ederek faiz lobisine destek vereceklerinin mesajlarını verdikleri gibi, bu seferde faiz dışı gelirlerden kazanan uygulamaların sahiplerini hedef gösterdiler.
Sanki bu uygulamalar, 10 yıllık iktidarları döneminde hiç olmamış gibi davranarak ve devlet bankalarının da aynı uygulamaları yapmaları gerçeği yokmuşçasına, birde kredi kartı kullanmayın çağrısı yapıldı.
Bu çağrıyı yapan başbakanın cebinde acaba hiç  kredi kartı yok mu?
Kendisi gerçekten söylediklerine inanıyor mu?
Düzeltme bakanlarından geldi; “Başbakanımız kullanamayın demek istemedi doğru ve yerinde kullanılması gerektiğinden bahsetti”
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
Ayın sonunu getiremeyen ücretliler; Alinin külahını Veliye ,Velinin külahını Aliye uygulamasının aracı haline getirdiği kredi kartları ile yaşamlarını sürdürmeye çalışırken söylenenlerin hepsi, laf ü güzaf  
Evrensel Gazetesinde Bülent Falakoğlu TUİK verilerine bağlı olarak ülkemizin içinde bulunduğu durumu çok güzel özetlemiş.
“Kredi kartı kullanmayın” sözleri bu veriler ışında  bir sivrisinek vızıltısı kadar değer taşımakta.
“Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) aile araştırmasına göre Türkiye’de yaklaşık 20 milyon aile var.  Ve bu ailelerin yüzde 43’ü geçinmekte zorlanıyor.
Yani 8 milyon 600 bin aile, resmi verilere göre geçinemiyor.
‘Orta’ düzeyde geçinebildiğini söyleyen ailelerin oranı yüzde 40. Yani 8 milyon aile orta düzeyde geçinebiliyor.
“Çok kolay geçiniyorum” diyenler sadece yüzde 17
Geçinemeyen aile ne yapıyor? Çareyi borçla yaşamakta buluyor.
Tüketici kredileri, kredi kartı borçlanmaları hızla tırmandı.
Ödeyemeyince… Çare olarak, borcu borçla kapatmak gibi batak bir yöntem tercih edildi.
Borcu borçla kapatmak başvurulan ihtiyaç kredileri hızla tırmanınca hanelerin çoğunda borç gırtlağa dayandı!
Rakamlar bunun en iyi göstergesi.
Bankalara tüketici kredisi borcu bulunanların sayısında AKP döneminde patlama yaşandı. 2003 yılında… Bankalara tüketici kredisi borcu bulunanların sayısı yaklaşık olarak 2.5 milyon kişiydi.
2012 sonuna gelindiğinde ise… Bu sayı 13.5 milyon kişiye yaklaştı.
2002 yılında vatandaşın bankalara borcu 6.5 milyardı.
Şimdi ise 280 milyarın üzerinde.
AKP iktidarında borç 40 kattan çok artmış. 
Sakın kimse, ‘Bu borcun çoğu şirketlerindir’ diye düşünmesin. Şirketlerin ve kişilerin borcu neredeyse eşit…
Bu kadar borç olunca borcunu ödeyemeyenlerin sayısı da her geçen gün artıyor haliyle. Kart borcunu ödeyemediği için kara listeye alınanların… Takibe düşenlerin sayısı 2 milyon 600 bin kişiyi aşmış durumda. 
Cebinde parası olmayan vatandaş kartıyla sadece alış veriş yapmıyor. Aynı zamanda parasızlığını da gideriyor. Nakit çekiminde yaşanan artış insanların harçlıklarını kredi kartından sağladığının en açık göstergesi!
Parasızlıktan kredi kartına sarılan vatandaşın sayısı hiç de az değil. Nakit çekme işlem tutarı geçen yıla göre yüzde 20 artış göstermiş.
Aylık nakit çekim rakamı 3.5 milyar liraya ulaşmış durumda.
Demek ki insanlar bir günde ortalama 110 milyon liranın üzerinde nakit çekiyor.
Keyiften mi acaba?”
Paylaş