"Çocuklar cemaat yurtlarına mahkum bırakılamaz"

570

Eğitim Sen Çanakkale Şubesi Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada salgın günlerinde eğitim dizisinin 9`uncusu yayınlandı.  Ülke gündeminin en üst sırasında salgın ve salgına karşı alınan önlemlerin yetersizliğinin yerini korumaya devam ettiği belirtilen açıklamada; "TTB ve SES başta olmak üzere sağlık örgütlerinin ısrarlı çabalarına rağmen alınmayan önlemler ve ayrılmayan kaynaklar, salgında bugün gelinen aşamanın başlıca nedenleri olarak ortada durmaktadır. Salgının geldiği aşama çok daha ciddi önlemlerin alınmasını artık zorunluluk haline getirmiştir. Zaman geçirilmeden salgının yayılmasını engelleyecek, enfeksiyon zincirini kıracak genel önlemlere ihtiyaç olduğu açıktır. İstanbul`da hafta sonunda yaşandığı gibi, alınan bir önlemin bir siyasi partinin etkinliğinden dolayı kaldırılmasının halk sağlığı açısından anlaşılır bir tarafı yoktur. Ekonomik kriz olanca hızıyla devam etmekte, emekçiler için yaşam her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. Açıklanan enflasyon rakamlarının gerçekleşen enflasyondan oldukça düşük olduğunu her gün yaşayarak görüyoruz. Eğitim ve bilim emekçileri dâhil olmak üzere, kamu emekçilerinin yaşam koşulları her geçen gün ağırlaşmaktadır. Bu koşullar altında 2019 yılında yapılan toplu sözleşmeler sonucunda oluşan ve zaten bizim tarafımızdan da kabul edilmesi mümkün olmayan Kamu Hakem Heyeti kararları da geçerliliğini tamamen yitirmiştir. 2021 yılını kapsayan yeni bir toplu sözleşme görüşme sürecinin hızla planlanarak emekçilerin yaşadığı ekonomik sorunlara çözüm üretilmelidir" denildi.

"Ortaokul ve ortaöğretim kurumları öğrencilerine hizmet veren tüm yurtlar kamulaştırılmalıdır"
11 Eylül 2020 tarihli Resmi Gazete`de "Ortaokul ve Ortaöğretim Kurumları Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği" yayınlandığı belirtilen açıklamada konuyla ilgili; "Söz konusu yönetmelikle özel yurtlarda barınmak durumunda kalan öğrenciler yurt sahiplerinin veya pedagojik formasyonu olmayan, öğretmen olarak yetiştirilmemiş görevlilerin kontrolüne bırakılmaktadır. Yönetmeliğe göre oluşturulacak disiplin kurulları ile öğrenciler yurt yöneticilerinin dayatmalarına açık hale getirilmektedir. Aladağ`da yaşanan katliamın acısı hala bu kadar tazeyken çocukların tarikatların ve cemaatlerin yurtlarına mecbur bırakılmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Zorunlu eğitim çağındaki öğrencilerin, barınma dâhil eğitimle ilgili tüm gereksinimlerinin devlet tarafından karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle ortaokul ve ortaöğretim kurumları öğrencilerine hizmet veren tüm yurtlar kamulaştırılmalıdır" denildi. 

"EBA`da sıkıntılar devam ediyor"
EBA ve diğer platformlardan yapılan canlı ders uygulamalarında yaşanan sıkıntılar devam ettiği ifade edilen açıklamada; "Öğretmenler açısından canlı ders için yapılan hazırlıklar ve bunun için gerekli süre; ders içeriklerinin hazırlanması ve uzaktan eğitimin telefon ve whatsapp gibi uygulamalarla kesintisiz tüm gün boyunca (akşam dâhil) devam etmesi çok ciddi bir iş yükü oluşturmaktadır. Üstelikte MEB`in son yazısı ile öğretmenlere bu işler için ek ders ödemesi yapılmaması adeta angarya çalışmaya dönmektedir. MEB, öğretmenlerin hakları olduğunu, sendikaları Eğitim Sen`in de bu hakları her koşulda savunacağını ve emek sömürüsüne sessiz kalmayacağını unutmamalıdır. Acilen ek derslerle ilgili sorun çözülmeli, uzaktan eğitimde öğretmenlere derse hazırlık ücreti artırımlı şekilde ödenmelidir" denildi. 
 
"Yüz yüze eğitimde soru işaretleri devam ediyor"
Başlanması planlanan yüz yüze eğitime dönük hala soru işaretlerinin olduğu ifade edilen açıklamada; "İlkokul 1. sınıflar ile okul öncesi eğitim kurumlarının yüz yüze eğitim öğretime başlayacağı gün olan 21 Eylül tarihi yaklaştıkça sorular artmakta, tartışmalar derinleşerek devam etmektedir. Sınıfların seyreltilmesiyle ilgili genel bir yönelim belirtilmiş olsa da ayrıntıların belirtilmemesinin ve uygulamanın okullara bırakılmasının sorun yaratacağı kesindir. Ayrıca, yüz yüze eğitime başlayan sınıfların kalan bölümü uzaktan nasıl yapacağı, kaç saat yapacağı ile ilgili belirsizlik de sürmektedir. Temel Eğitim Genel Müdürlüğü`nün hızla açıklayıcı bir yazıyı illere göndermesi gerekmektedir. Okul öncesi eğitim kurumlarında norm azaltıcı işlem yapılmamasına dönük MEB Personel Genel Müdürlüğü`nün talimatı olmasına rağmen kimi il milli eğitim müdürlüklerinin keyfi şekilde norm azaltıcı işlemler tesis etmeleri öğretmen arkadaşları mağdur etmekte, iş huzurunu bozmaktadır. İl milli eğitim müdürlükleri, Personel Genel Müdürlüğü`nün talimatına göre hareket etmeli; uygulama birliğinin sağlanabilmesi için Personel Genel Müdürlüğü illere acilen açıklayıcı bir yazı göndermelidir" denildi. 
 
"20 bin öğretmen göreve başlamak için kararnamelerini beklemekteydi"
Açıklamada; "1 Eylül 2020 tarihinde ataması yapılan 20.000 öğretmen arkadaşımız göreve başlamak için kararnamelerini beklemekteydi. 18 Mart tarihinde ataması yapılan arkadaşlarımızın göreve başlamak için aylarca beklemek zorunda kalması yine benzer bir durumun yaşanabileceği kaygısı oluşturmuştu. Dün MEB tarafından yapılan açıklama ile sorunun ortadan kalktığı ve arkadaşlarımızın 18 Eylül 2020 tarihinde atandıkları okullarda olmaları ve 21 Eylül tarihi itibariyle de göreve başlamış olacakları açıklandı. Arkadaşlarımıza hoş geldin der, yollarının açık olmasını dileriz. Başarılı, sağlıklı ve mutlu bir çalışma yaşamları olsun. Şubelerimiz Cuma günü arkadaşlarımızı atandıkları illerde karşılayarak gerekli tüm desteği verecektir. Arkadaşlarımız sorunlarının çözümü ve yardım almak için kendilerine en yakın Eğitim Sen şubesine veya temsilciliğine başvurabilir" denildi.
(Eren Aşnaz)
Paylaş