CHP kongre süreci ne kadar gerçek?
Siyasi partilerin kongre süreçleri siyasal mücadelenin dorukta olduğu, partilerin hedefleri temelinde yeni atılımların başlangıçlarının yapıldığı önemli süreçlerdir.
CHP Çanakkale kongre sürecinde bu alanda neler olduğunu biraz irdelememiz gerekecek.
İrdeledikçe Çanakkale açısından bazı gerçeklikleri de değerlendirme imkanına ulaşacağız.
Doğal olarak kongre sürecinde bazı gruplaşmalar yaşanmaktadır.
Üzerinde herkesin mutabakata vardığı bir gerçekte, kongreden CHP’nin güçlenerek çıkmasıdır.
Fakat bu gerçekleşmenin nasıl olacağı noktasında ortada çok fazla bir tespit, analiz ve düşünce yok.
Demokrasi Platformu olarak bir araya gelen grup, bu konuda daha siyasi hedefler ile hareket eden ve CHP dinamikleri ile daha uyumlu bir görüntü vermektedirler.
Partilerinin Çanakkale açısından daha aktif ve dinamik olarak siyasi hayatın öznesi olma noktasındaki hedefleri ve buna uygun söylevleri ile dikkat çekmektedirler.
Parti üyelerinin katılımından, işleyişin demokratik olmasından yana koydukları irade ile daha bir göz doldurmaktadırlar.
Bunun için mahalle delege seçimlerinin ilçe binasında yapılmasına karşı duruşları da kendi gerçeklikleri itibarıyla bütünlüklüdür.
Bu grup ile hareket eden Milletvekili Ali Sarıbaş, ortaya çıkan bu sorun karşısında belki bir takım girişimler içersinde bulunuyorsa bile, kamuoyu karşısında verdiği görüntü kayıtsız kaldığı noktasındadır.
Serdar Soydan ise Sarıbaş’ın aksine çok net bir şekilde birlikte hareket ettiği grubun kararlarını açık açık savunmaktadır.
Seçim yeri tartışmaları da dahil olmak üzere.
Soydan ile, kongre sürecine ilişkin yapmış olduğum görüşmelerde, kendisinin bir milletvekili olarak sürece daha makro ilkeler temelinde bakacağı noktasında bir izlenim almış idim.
Fakat seçim yeri tartışmalarına ilişkin almış olduğu tavır bu gerçeğe uygun olmadı.
Soydan’ın birlikte hareket ettiği ekibin kongre sürecinde siyasal bir hedeflerini de göremedim.
Bu da CHP içersindeki dengelerin getirdiği bir gerçeklik olarak kendisini göstermekte.
Çünkü bu ekip CHP’nin eski yönetiminin temsilcileri olarak ne yazık ki şimdilik söyleyecek bir şey bulamamakta.
Eski CHP’yi savunsalar bir sorun, Kılıçdaroğlu ile birlikte gelişen değişimden dem vursalar bir başka sorun.
Parti içersindeki dengeler açısından elleri güçsüz.
Onun dışında yerel siyaset bazında da referans gösterecekleri başarı deneyimleri de yetersiz.
Neden mi?
Bundan önceki kongrede üye listelerini bile muhalif gruba göstermekten imtina edince parti üyelerinin önemli bir kısmının iradesinin yansımadığı bir kongre gerçekleşti.
Ondan önceki kongrede ise Barbaros seçimleri iptal edince merkez ilçe kongresini yapamayan bir örgüt olarak kurultayda Çanakkale temsiliyetinin olmadığı bir dönem yaşandı.
Ayrıca bugüne kadar örgütlerin yönetimde olan bu ekibin siyasi gelişmelere müdahil olma konusundaki pratikleri de yetersiz.
Bu ekibe destek veren Serdar Soydan’ın milletvekili olarak performansını bu değerlendirmenin dışında tutuyorum.
Demokrasi Platformu olarak bir araya gelen ekip ise CHP’nin şu andaki ilkeleri ile daha barışık bir siyasi görüntü verdikleri için yerel hedefler konusunda daha iddialı gözükmektedir.
Bir handikapları var; siyasi mücadele sadece yerel yönetim ayağı ile sürdürülemez.
Bu görüntüye siyasal mücadelenin bütün alanlarında var olacak bir program ile müdahale edebilirler ise aynı zamanda kazanan Çanakkale’nin demokrasi güçleri olur.
Bir de bu süreçte kişisel hesaplaşmaların getirdiği bir kriter ile siyasetin içersinde olan bazı kesimler var ki bu son derece tehlikeli.
CHP kongresi her ne kadar siyasi mücadelenin gelişkin olduğu bir süreçte ilerlemese de bu kongre sonrasında en azından şu kazanım ortaya çıkacak; siyaseti kişisel hesaplar temelinde yapanlar süreç içersinde tasfiye olacaklar.