havadurum

Ceylan, "İşçi sağlığı ve iş güvenliği sistemi yıllardır göçük altında"

291
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesi`nde meydana gelen patlamayla ilgili DİSK / Genel-İş Sendikası Çanakkale Şube Başkanı Metin Ceylan, Cumhuriyet Meydanı`nda yaptığı basın açıklamasında, "DİSK olarak bu katliamın takipçisi olacak, sorumluların hesap vermesi için seferber olacağız. Sağlık, güvenlik ve çevreyle ilgili bir kurumsal yapının, sendikalar, üniversiteler, meslek oda ve birlikleri tarafından oluşturulması için ısrarlı mücadelemizi sürdüreceğiz. En önemlisi daha fazla kâr için daha fazla kan dökmekten çekinmeyen bu vahşi sermaye düzenini yıkacak, emeğin Türkiye`sini kuracağız" dedi.
 
"Büyük facialarda, yüzlerce işçi kaybettik"
Ceylan, "Yaşamını yitiren işçilerin ailelerinin acısını paylaşıyor, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyoruz. Üzgün ve öfkeliyiz. Madenler bir kez daha bütün toplumu yasa boğan bir katliama sahne olmuştur. Sadece son 20 yıla baktığımızda, Karaman/Ermenek`te, Kastamonu/Küre`de, Bursa`da, Balıkesir`de, Zonguldak`ta, Elbistan`da, Soma`da, bir kez daha Ermenek`te, Siirt Şarvan`da ve Şırnak`ta meydana gelen büyük facialarda yüzlerce işçiyi kaybettik. Öfkeliyiz çünkü her büyük kıyımın ardından "Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak", "Gerekli önlemler alınacak" dendiğine ve sonrasında her şeyin eskisi gibi devam ettiğinin tanığıyız" ifadelerine yer verdi.
 
"Tarihin en büyük iş cinayeti olan Soma`da bile tek tutuklu kalmadı"
Ceylan sözlerine şu şekilde devam etti, "Tarihin en büyük iş cinayeti olan Soma`da bile tek tutuklu kalmadığının, 301 işçinin canının sorumlusu olarak kimsenin hesap vermediğinin, tek bir idarecinin bile görevden alınmadığının, istifa etmediğinin tanığıyız. Bu memleketin normali, madencilerin kaderi haline getirilmeye çalışılan ölümlerin önlenebilir olduğunu biliyoruz, yıllardır defalarca dile getirdiğimiz, meydanlarda haykırdığımız, rapor olarak hazırladığımız, ilgili bakanlıklara ilettiğimiz önlemlerin alınmadığının tanığıyız. İnsan yaşamı için alınması gereken, aklın ve bilimin emrettiği önlemlerin, sadece ve sadece maliyet artmasın, işçilerin söz hakkı olmasın, kârlarımız azalmasın diye alınmadığının farkındayız. Sorumluluk sahibi makamları işgal edenlerin görevlerini yapmak yerine, böylesi bir ortamda dezenformasyon yapmakla meşgul olmasını, patlamanın nedenini konusunda tıpkı Soma`da yaşandığı gibi "trafo patlaması" yalanının ifade edilmiş olmasını, aynı filmi izlemeyi kabul edemiyoruz."
"İSİG önlemlerinin göz ardı edilmesi, büyük katliamlara yol açıyor"
"Tarihinde çokça kitlesel iş cinayeti bulunan Türkiye Taşkömürü İşletmesi`nde bunlardan ders çıkarılması gerekirken, bilgi, birikim, teknoloji kullanımı ve organizasyonda gelişmiş bir sistem olması beklenirken, bu kurumu yönetenlerin sorumluluklarını yerine getirmemiş olmasını affetmiyoruz" sözlerine dikkat çeken Başkan Ceylan, "Bu kurumu yönetenlerin böylesine bir facianın sorumluluğunu üstlenmek bir yana, bu madendeki patlama riskine dikkat çeken Sayıştay raporu üzerinden polemik yapmasını hiçbir ahlak ve vicdan anlayışına sığdıramıyoruz. Sadece madenlerde değil, tüm işkollarında işçi sağlığı ve iş güvenliği sisteminin göçük altında olduğunu yıllardır söylüyoruz. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile işçileri piyasanın insafına bırakan bu düzenin değiştirilmesi gerektiğini yıllardır anlatıyoruz. Daha fazla kâr için dayatılan "üretim zorlaması" ve "verimlilik politikası" sonucunda İSİG önlemlerinin göz ardı edilmesi, özellikle madencilik sektöründe büyük katliamlara yol açıyor. Metan gazının patlamaya neden olacak sınır değerleri aşmasının, "gözden kaçmasının" temelinde "üretim zorlaması" aranması gerekiyor. Kamu madenciliğinde dahi bu zihniyetin yerleşmeye başlamış olması durumun vahametini büyütüyor" ifadelerine yer verdi.
 
"Emeğin Türkiye`sini kuracağız"
Başkan Ceylan sürecin takipçisi olacaklarını dile getirerek, "DİSK olarak bu katliamın takipçisi olacak, sorumluların hesap vermesi için seferber olacağız. Çökmüş bir sistemin alternatifini yaratmak için mücadele edeceğiz. İnsan onuruna yakışır bir çalışma yaşamı için bütün gücümüzle çaba sarf edeceğiz. Özgür ve demokratik bir sendikal alanın yaratılması, işçi sağlığı ve iş güvenliği için olmazsa olmaz koşuldadır. Bunu mutlaka sağlayacağız. Sağlık, güvenlik ve çevreyle ilgili bir kurumsal yapının, sendikalar, üniversiteler, meslek oda ve birlikleri tarafından oluşturulması için ısrarlı mücadelemizi sürdüreceğiz. En önemlisi daha fazla kâr için daha fazla kan dökmekten çekinmeyen bu vahşi sermaye düzenini yıkacak, emeğin Türkiye`sini kuracağız" dedi.
(Damla Yeltekin)
Paylaş