Çevre Platformu’ndan sert tepki

Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı ve Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Prof. Dr. Türker Savaş, “termik santralleri savunan ya da termik santral şirketleriyle bağlantılı olduğu düşünülen bu `Korsan Çelenk` sahipleri birkaç gün sonra basına servis ettikleri `Çevreci Maskeli` açıklamayla ortaya çıktılar” dedi. Savaş, “Bugüne değin açılan davalar lehimize sonuçlanmış ve şirketler ruhsat alanlarını terk etmeye başlamışlardır” diyerek, yerli ya da ithal kömür santral ayrımı yapmadıklarını ifade etti.

455
Ziraat Mühendisleri Odası Çanakkale Şubesi`nin önüne bırakılan ve Çevre Platformu ile ilgili `işbirlikçi` algısı oluşturmaya çalıştığı ileri sürülen `korsan çelenk` tepki çekmeye devam ediyor. Söz konusu çelengin termik santral şirketleri ile bağlantılı olabileceği ileri sürülen bir `paravan örgüt` tarafından bırakıldığı iddia ediliyor. Dün konuyla ilgili olarak açıklama yapan Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı ve Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Prof. Dr. Türker Savaş, “Kazdağları ve Biga Yarımadası tarihi, kültürel ve doğal güzellikleri, zengin tarım potansiyeli, ormanları ve diğer özellikleriyle yalnızca ülkemizin değil dünyanın en özel ve önemli bölgelerinden biridir. Bu özellikleri içinde barındıran bölgemizde son yıllarda metalik madencilik faaliyetleri ve termik santral kurma çalışmaları yoğunlaşmıştır. Afrika’yı, Güney Amerika’yı yüzlerce yıldır sömüren, açlığa ve yoksulluğa mahkûm eden, çok uluslu şirketler ve yerli taşeronları ile kirli enerji lobilerinin yaşadığımız coğrafyayı da talan etmesine, zehirlemesine karşı kurulan Çanakkale Çevre Platformu, kentlisiyle, kırsalıyla, yerel yönetimiyle birlikte fiili ve hukuki mücadelesini sürdürmektedir. Şirketlerin madencilik ve termik enerji faaliyetleriyle ilgili almış oldukları olumlu ÇED raporları Platformumuz bileşenlerince açılan davalar sonucu iptal edilmiştir. Çanakkale Çevre Platformunun bu haklı mücadelesi yörüngesi para ve kar olan küresel sermaye ve yerli işbirlikçilerinin tekerine çomak sokmuştur. Bu nedenle son günlerde çevre mücadelesini zayıflatma ve zihinleri bulandırma yöntemlerini devreye sokmaya başladıkları görülmektedir” dedi.
“Enerji lobisi yeni stratejiler geliştiriyor”
“Bu bağlamda; 15 Mayıs tarihinde Platformumuzun dönem sözcülüğünü yürüten TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Çanakkale Şube binasının önüne üzerinde `İthal kömür lobilerinin imkânlarıyla yerli kömür santrallerine karşı çıkmak mı çevrecilik` yazılı bir siyah çelenk bırakılmıştır” diyen Savaş. “Üzerinde herhangi bir resmi/sivil kuruluşun ya da bireyin ad ve unvanının bulunmadığı, çelenkteki yazının içeriğine bakıldığında ise yerli kömürle çalışan termik santralleri savunan ya da termik santral şirketleriyle bağlantılı olduğu düşünülen bu `Korsan Çelenk` sahipleri birkaç gün sonra basına servis ettikleri `Çevreci Maskeli` açıklamayla ortaya çıktılar. Dünya üzerinde kömürün kaynağı neresi (ithal ya da yerli) olursa olsun Termik Enerji Santralini savunan bir tek çevre gönüllüsü ve çevre örgütü göremezsiniz. Termik santrallerin kanser başta olmak üzere solunum yolu hastalıklarına neden olduğunu, halk sağlığını tehdit ettiğini, baca gazları ve asit yağmurlarıyla tarımsal üretim, ekosistem, topraklar, su kaynakları ve ormanlar üzerindeki olumsuz etkilerini bilmeyen bir çevreci ya da çevre örgütü olabilir mi? Aslında bırakılan çelenk üzerinde sözü edilen lobi ithal ya da yerli kömür lobisi değil, bir çok ülkede olumsuz etkileri nedeniyle mahkeme kararlarıyla yasaklanan ve küresel sermayenin ülkemize dayattığı `Termik Santral lobisi` dir. Yaşam alanlarımızın korunması amacıyla Çanakkale Çevre Platformunun uzun yıllardır süregelen mücadelesi içinde yer alan aktivistlerin hiçbiri tarafından tanınmayan, bilinmeyen, bir anda çelenkle birlikte ortaya çıkan çevreci maskeli bu insanların arkasında kimler olduğu ve neye hizmet ettikleri aslında çok iyi bilinmektedir. Basına servis edilen haberde yer alan `Çevreciler Ayrışıyor` ifadesi bu anlamda gerçeği yansıtmamaktadır. Çanakkale Çevre Platformu bileşenlerince ithal ya da yerli kömürle üretim yapmayı planlayan Termik Enerji Santralleri ve Metalik madencilik faaliyetlerinin ilgili Bakanlıkça onaylanan olumlu ÇED kararlarının tamamının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle davalar açılmıştır. Bugüne değin açılan davalar lehimize sonuçlanmış ve şirketler ruhsat alanlarını terk etmeye başlamışlardır. Söz konusu durumun metalik maden ve enerji lobilerini rahatsız ettiğini ve bu nedenle yeni stratejiler geliştirmeye başladıklarını düşünmemek olanaksızdır. Son yaşananların bunun belirgin bir örneğidir” ifadelerini kullandı.
Paylaş