Başta Eğitim- Sen olmak üzere sendikalar ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin göstermiş olduğu tepkiye sahip çıkan Cevatpaşa Mahalle Meclisi; mahallenin sorunlarına sahip çıkma, halkın iradesini gerçekleştirme, halkı yok sayan’ ben yaptım oldu’ şeklindeki anti demokratik girişimlere karşı demokrasi bilincinin gereğini yerine getirmek anlamında mahalle meclislerinin üstlenmesi gerekli rol konusunda örnek olmuştur.
Mahalle meclisleri böylesi duyarlılıklar kazandığı sürece, ‘birlikte yönetim, karar süreçlerine katılım’ kuru laflar olmaktan çıkar.
Cevatpaşa Mahallesi vatandaşlarının mahalle meclisi aracılığıyla gündeme getirdikleri bu taleplerinin yetkililer tarafından, yok sayılma, görmezden gelme hali de ayrı bir gerçektir.
Bu da mevcut sitemin halka rağmen, anti demokratik yüzüğünün gerçeğidir.
Cevatpaşa Mahalle Meclisi’nin bugüne kadar, bu konuda bilgilendirme taleplerine cevap verilmemesi de işte bunun ifadesidir.
Artık bu sorun, Cevatpaşa Mahalle Meclisi aracılığıyla tüm Çanakkale’ye mal olmuş bir sorundur.
Yetkililerin bu konuda uygun olan, mahalle halkının da onay vereceği bir çözümü üretmemeleri durumunda; halkın karşı koyma hakkı meşrulaşmış demektir.
Bu süreçte Kent Konseyi yönetiminin alacağı tavır da önemlidir ve yönetim açısından bir nevi samimiyet sınavı olacaktır.
Bugüne kadar Kent Konseyi çalışmalarını önemseyen ve her fırsatta destekleyen bir kişi olarak, bazı çalışanlarına karşı almış olduğu tavır nedeniyle şimdi bazı kaygılar taşımaktayım.
Aklıma ilk gelen soru; kendi çalışanlarının haklarına sahip çıkamayan bir Kent Konseyi yönetiminin, kentlinin haklarına nasıl sahip çıkacağıdır.
Bundan böyle Kent Konseyi yönetimini daha yakından izlemek gerekecektir.
Nede olsa,lafa değil icraata bakmak gerekir.
Bu anlamda Cevatpaşa Mahalle Meclisi’nin, mahalle halkının sesi olmasını, onların sorunlarının gündeme taşınmasına aracılık etmesini son derece değerli buluyor ve yönetimi kutluyorum.
Böylesi girişimler demokrasi kalitesine katkı sunacaktır.
Yılardır demokrasi, özgürlükler, barış, insan hakları, ekolojik yaşam konusunda verilen mücadelenin böylesi sonuçları bu mücadelelerde emeği olan herkes için sevindirici gelişmelerdir.
Kentimizde bu noktadaki kazanımların gelişmiş olduğu alanlardan biri de çevre mücadelesidir.
Uzun yıllardır yaşam savunucularının, geleceğimizi yok etmek isteyenlere karşı sürdürdüğü mücadele artık halkımızın da önemli destek verdiği bir alan haline geldi.
Böyle olması da son derece doğal.
Çünkü bir yanda hukuk kurallarını hiçe sayarak sadece kendi kazanacakları paraları düşünen, havamızı suyumuzu toprağımızı kısaca geleceğimizi yok etmek için harekete geçen bir avuç sermaye temsilcisi, diğer yanda ise köylerine, yaşam haklarına, geleceklerine, suyuna, toprağına, havasına sahip çıkan bir halk.
Çok doğal olarak halk kazanacak, sermayenin geleceğimizi yok etme planları bertaraf edilecektir.
Her geçen gün yaşadıklarımız bunu doğrulamaktadır.
Son olarak Çan Karadağ köylülerinin altıncıların sondaj çalışmalarına karşı gösterdiği tepki bunun göstergesidir.
Sözün özü; halka rağmen hiçbir şey gerçekleştirilemez.