Cumhurbaşkanlığı seçimleri noktasında CHP’nin öne sürdüğü “partisiz yaklaşım modeli” ile önerilen ismin doğruluğunu savunmak bir kavrayış eksikliğidir.
Demokratik, özgür, bağımsız bir ülke hedefi ile hareket eden herkesin, yönetim sisteminin çeşitli düzeylerinde görev alacak kişiler için bu değerleri içselleştirmiş insanları tercih etmesi beklenir.
Kendi değerlerine yabancı bir adayı, Cumhurbaşkanlığı makamının bağımsız olması adına öne sürmek kabul edilebilecek bir tercih değildir.
Bu olay göstermiştir ki; CHP’nin ideolojik olarak kendi gerçeklerini netleştirmesi ihtiyacı daha da acil bir görev haline gelmiştir.
Ne yazık ki, CHP bu olayı tartışamadan üstünü örtüp kapatacak ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri CHP açısından bir prosedür olarak kalacaktır.
Hâlbuki Cumhurbaşkanlığı seçimleri nasıl bir Türkiye sorusuna verilecek cevap için önemli bir araçtır.
Demokrasi, özgürlük, barış bilinci için atılacak adımlar konusunda önemli bir fırsattır.
Başbakanının şimdi Cumhurbaşkanı olarak gündeme gelmesinin ardındaki planların açığa çıkarılması için bir mücadele alanıdır.
Özetle geleceğimizin; insanca, hakça, barış içersindeki kurgusu adına atılacak bir adımdır.
CHP bu sayfayı daha şimdiden kapatmıştır.
Bu gelişmeler doğal olarak dikkatleri HDP’nin adayı ve sürdüreceği kampanyanın üzerine yöneltmiştir.
HDP’nin, demokrasi özgürlükler ve barış adına bu değerleri savunarak göstereceği uygun bir aday CHP içersindeki demokrasi ve özgürlük taraftarlarını da etkileyecek bir gelişme yaratabilir.
Tabiî ki buradaki kazanım, demokrasinin özgürlüğün ve barışın kazanımı olacaktır.
Hele bir de tüm ilerici demokrat devrimci sosyalist çevreler ve partilerde aynı aday üzerinde ittifak yaparak demokrasi bilincinin geliştirilmesi adına ortak bir hareket sağlayabilirlerse demokrasi mücadelesi açısından önemli bir kazanım yaratılabilir.
Demokrasi adına sevindirici.
Çanakkale’de hep bir barış ikliminden bahsetmekteyiz.
Gerçekten de bu iklim kendisini çeşitli biçimlerde ortaya koymaktadır.
Sosyal hayattan tut, siyasal hayata kadar bir çok cephede uygulamalar buna uygun olarak gerçekleşmektedir.
Bundan rahatsız olup bu iklime zarar vermek isteyen kesimler yok mudur?
Tabiî ki varlar.
Bu konuda önce kendi kurumlarında çatışma, itibarsızlaştırma ve yok sayma türündeki uygulamaları ayyuka çıkardılar ve bu tavırlarını kentin çeşitli aktörlerine karşı da sürdürüp barış ortamına zarar veren önemli girişimleri olan bu kurumu Çanakkale halkı yakından biliyor.
Bunu bir tespit olarak bir kez daha not düştükten sonra esas olarak kentte demokratik hakların kullanımı adına mahkemelerin vermiş olduğu kararların ne kadar değerli ve önemli olduğunun altını çizmek istiyorum.
Çanakkale’de gösteri yapma hakkının yasal bir hak olmasına hükmeden çeşitli mahkeme kararları,aynı zamanda tüm Türkiye’nin gündemine oturdu.
Gösteri ve protesto yapma hakkını barışçı bir şekilde kullanan Çanakkaleliler şimdi bu haklarının mahkeme kararlarıyla tescil edilmesinin sevincini yaşıyorlar.
Mahkemelerin bu kararlarının son derece önemli olduğunun altını bir kez daha çiziyorum.
Tabiî ki, kentteki iklimin de buna uygun bir şekilde sürüyor olmasının, bu gelişmede önemli bir payı var.
Bu önemli kazanımdır, kentimiz için; sakın ola bu iklimden rahatsız olanlar bu ortamı bozma noktasında provokatif tavırlar içersine girmesinler.
Herkes sorumluğunu yerine getirmeli, gerçeklerden rahatsız olmamalıdır.