Çanakkale'den 8 Mart mesajları

371
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye`de de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, emek, hak ve özgürlük mücadelesinin simgesi olmaya devam ediyor. 8 Mart 1957 yılında New York`ta kadın işçilerin "eşit işe eşit ücret" ve "16 saat işgücüne karşı 10 saatlik iş gücü" taleplerini haykırdıkları günden bu yana her 8 Mart, kadınların emek mücadelesinde taleplerini yineledikleri ve kazanılmış haklarını haykırdıkları bir gün olarak kutlanıyor. 6 Şubat tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş depremlerinin ardından özellikle kadınlar ve çocukların yaşadıkları sorunların dile getirilerek acil çözüm önerileri; 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü`nde öncelikli gündemler arasında yer aldı. Deprem bölgesinde yaşayan kadınlar ve çocukların çadır kentlerde verdikleri yaşam mücadelesi ve afet bölgesi için oluşturulan dayanışma ağlarına dikkat çekilen 8 Mart mesajlarında bir kez daha eşitlik, adalet, özgürlük ile sağlık, yaşam, eğitim hakları dile getirildi. Sendika, dernek ve siyasi partilerin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü mesajları ise şu şekilde; 
 
Ceylan "Kadını yok sayan gericiliğe dur denilmeli" 
CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, kadınların, toplumsal ve siyasal yaşama etkin katılımı, gelişmişliğin ve çağdaşlığın göstergelerinden biri olduğunu belirleterek, "Son yirmi yıldır egemen olan siyasal iktidarın kadını yok sayan bakış açısı ve iktidar pratiği günümüzde, kadın-erkek eşitliğinin tam anlamıyla sağlanabilmesinin önündeki engeldir. Tacize, tecavüze, kadına karşı işlenen cinayetlere, kimliksizleştirmeye ve yoksulluğa karşı Türk kadını haklarını savunmalı ve sistematik olarak kadını yok sayan gericiliğe dur demelidir. Ülkemizin kalkınması ve demokrasinin güçlenmesine önemli katkılarda bulunan kadınlarımız; kadını ucuz emek, yedek işgücü, çocuk doğurup evde oturması gereken bir varlık gibi algılayan Saray rejimine, 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimlerinde gereken dersi verecektir" diye belirtti.
 
Makas "Yaralarımızı birlikte saracağız"
Ak Parti İl Başkanı Naim Makas deprem bölgesindeki dayanışmaya dikkat çekerek, "Bu yıl Dünya Kadınlar Günü`nü, asrın felaketi olarak nitelendirdiğimiz depremin üzüntüsüyle karşıladık. Deprem Bölgesinde Sıcak Sofralar Tekrar Kurulsun diye Kadın Kolları Teşkilatımızın mihmandarlığında gerçekleştirdiğimiz, ``Sıcak Sofralar Tekrar Kurulsun`` kampanyası kapsamında, depremzede ailelerimiz için toplanan yaklaşık 600 adet mutfak setini Grup Başkanvekilimiz Bülent Turan ve Teşkilatımız ile birlikte Şehitler Diyarımız Çanakkalemizden Kahramanmaraş`a doğru yola çıkardık. Bu zor günleri hep birlikte atlatacağız, yaralarımızı birlikte saracağız. AK Kadınlarımızın emeğiyle deprem bölgesindeki kadınlarımız ocaklarını tütecek, sıcak sofraları yeniden kurulacak. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü`nde bu anlamlı çalışmanın AK Kadınlarımızın eliyle gerçekleşmesini ziyadesiyle anlamlı buluyoruz" açıklamasında bulundu.
 
Özacar "Kadına yönelik şiddetin tarih olmasını diliyorum"
Gelibolu Belediye Başkanı Mustafa Özacar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü`nü depremde yaşamını yitiren tüm kadınlara atfederek, "Kadına kalkan her el aslında toplumun tamamına yapılmış bir saldırıdır. Çünkü hayatın her alanında sevgiyi, fedakarlığı ve duyarlılığı temsil eden kadınlar çağdaş toplumların da temel taşlarıdır. Kadınlarımızın eğitimli, bilgili ve bilinçli olması, onlara imkanlar verilmesi sağlıklı bir toplumun ön şartıdır. Kadınlarımıza ne kadar çok fırsat sunabilir, pozitif ayrımcılığı en iyi şekilde uygulayabilirsek o oranda güç kazanırız. Bu duygu ve düşüncelerle; 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü`nü geleceğe umut ve güvenle baktığımız daha güzel günlerde, büyük bir coşkuyla kutlayabilmek ümidiyle, şiddete maruz kalarak hayatını kaybeden bütün kadınlarımıza rahmet ve kadına yönelik şiddetin tarih olduğu bir toplum diliyorum. Kadının sadece bir gün değil, 365 gün yüceltildiği ve önündeki engellerin kaldırıldığı bir dünya özlemiyle saygılarımı sunuyorum" diye konuştu.
 
Eğitim-İş "866 bin kız çocuğu eğitimin dışında yer alıyor"
Eğitim-İş Sendikasından yapılan açıklamada, "İktidara geldiği günden bu yana Türkiye`deki demokrasi ortamını giderek daraltan AKP, kuşkusuz en büyük darbelerden birini kadın hakları konusunda vurmuştur. Sadece 2022 yılında adına kader dedikleri, fıtrat dedikleri sömürü düzeninde en az 108, 2023 yılının ilk iki ayında en az 30 kadın emekçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir. Böylesi bir çağdışılık ancak eğitim ve devletin doğru politikalar üretmesiyle son bulacakken, hem eğitim hem de devlet politikaları bu hapsedilmeyi, bu görünmezliği körükleyecek şekilde dizayn edilmiştir. Kadın-Erkek ayrımcılığının en kesin çözümü olan eğitim de ne yazık ki AKP iktidarında bu problemin kanıksatılma laboratuvarı yapılmıştır. Kız çocuklarının okuma oranı hala istenen seviyeye gelmemiştir. Bugün kız çocukları 4+4+4 eğitim sistemiyle birlikte örgün eğitim dışına itilmiş ve çocuk gelin, çocuk işçi sayısında artış yaşanmıştır. MEB`in okullaşma istatistiklerine göre 900 bine yakın kız çocuğu eğitimden uzakta. Okul çağında olan 866 bin kız çocuğu eğitimin dışında yer alıyor" ifadelerine yer verildi.
 
Genel-İş Başkanı Ceylan "Nitelikli kreş ve yaşlı bakım evleri yaygınlaştırılmalı"
Genel-İş Sendika Başkanı Metin Ceylan ise "Eşit, özgür, laik ve demokratik bir yaşamı, dayanışma ve mücadeleyle hep birlikte kuracağız" sözlerine vurgu yaparak talepleri yineledi, "Kadınların istihdama katılımının önündeki engeller kaldırılmalıdır. Bakım ve ev işi yükünü alacak ücretsiz, nitelikli kreş ve yaşlı bakım evleri yaygınlaştırılmalı, erkek işçiler de kreş imkanlarından faydalanmalıdır. Bu talepler deprem bölgesinde de hızla hayata geçirilmelidir. ILO 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi onaylanmalıdır. Toplumsal cinsiyet eşitliği, çalışma yaşamı başta olmak üzere yaşamın her alanında hayata geçirilmeli, kadınların karar mekanizmalarında yer almasını sağlayacak politikalar uygulanmalıdır. Kamu hizmetleri başta kadınlar ve kız çocukları olmak üzere, eşitsiz ve korunması gereken gruplar için yeniden organize edilmelidir. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa etkin bir şekilde uygulanmalıdır" dedi.
 
YKKED Refakatiz depremzede çocuklar gündeme getirildi
Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği ise Kahramanmaraş depremlerinden sağ kurtulan çocukların akıbetine dikkat çekerek, "İktidar kurumları kadınlara ve çocuklara reva gördüğü gerici politikalarını hemen uygulamaya koymaktan geri durmuyor. Diyanet İşleri Başkanlığı; depremzede çocukların evlat edinen kişiyle evlenme engeli bulunmadığına dair tecavüz ve istismarı meşrulaştıran fetvalar vermekten, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, kimsesiz kalan çocukları taciz, tecavüz, istismar ve şiddet ile anılan tarikat ve cemaatlere teslim etmekten utanmıyor. Bakan Derya Yanık; sorumluluğu kendi bakanlığında olan depremzede çocuklarımızın akıbetiyle ilgilenmediğini, bilgi sahibi olmadığını, beyanlarıyla gözler önüne sermiştir" sözlerine dikkat çekti.
 
İHD "Acil talepler!"
İnsan Hakları Derneği ise deprem bölgesinde yaşanan hak ihlallerine değinerek talepleri şu şekilde dile getirdi, "Sağlık sorunlarının artmaması için yaygın ve kadınlar için ayır, erişilebilir, hijyenik, güvenli, temiz tuvalet ve banyolar kurulmasını, Temiz suya ve elektriğe erişimin kesintisiz olarak sağlanmasını, Her bir kadın+nın her an ulaşabileceği yaygınlıkta; erkek şiddeti, taciz, deprem travması ya da yaşadıkları her türlü soruna karşı psikososyal ve hukuki destek alabileceği, bunun yanı sıra hijyenik ihtiyaçlarını temin edebileceği kadın merkezlerinin oluşturulmasını, Depremde iyice artan bakım emeği yükünü kadınların üzerinden alabilecek kreş ve yaşlı bakım evlerinin açılmasını, Kız çocuklarının eğitimden kopmalarının önüne geçmek için destekleyici önlemlerin alınmasını, Deprem bölgelerinde koruma kararı olan kadınların güvenliğinin sağlanmasını, yaşamsal önem taşıyan kadın sığınaklarının güvenli bölgelere taşınmasını, bütün çalışmaların çok dilli olmasını acilen talep ediyoruz."
 
ÇYDD, "Birbirimizle varız"
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği`nden yapılan açıklamada deprem bölgesinde kadınların yaşadıkları sorunların arttığına dikkat çekilerek, "Yüzyılın en büyük afetlerinden olan Kahramanmaraş merkezli depremler, tüm dünyada gerçekleşen doğal afetlerde olduğu gibi en çok kadınları etkiledi. Olağanüstü durumlarda yaşanılan toplumsal ve bireysel travmalar göz ardı edilerek çocuk, yaşlı ve özel gereksinimli kişilerin bakımlarının yanı sıra yemek yapma, soba yakma gibi işleri de üstlenen kadınlar, kritik öneme sahip olan hijyen ve sağlık sorunlarıyla da baş başa bırakıldı. Özellikle afet sonrası kadınların ve kız çocuklarının maruz bırakıldıkları her türlü şiddete karşı önlem alınmalı ve kadınların ihtiyaç duydukları güvenli yaşam alanları sağlanmalıdır. Kadınların afetlerde toplumsal zarardan korunması için bütünleşik afet yönetiminde toplumsal cinsiyete duyarlı adımlar atılması büyük önem taşımaktadır" diye belirtildi.
(Nevin Yüksel- Duygu Yılmaz) 
Paylaş