havadurum

Çanakkale'de Adanalı çiftten Asya mutfağı

Başak Okbaz ve Nazmi Okbaz çifti, Türkiye'de çok yaygın olmayan ve pekte bilinmeyen Bau Ban ve Bun ürününü Çanakkalelilerle buluşturarak, vatandaşların farklı kültürlerden tatları deneyimlemesine şans tanıyor. Asya kültürüne ait olan Bau Ban ve Bun ürünlerini, Türk damak tadına uyarlayarak Çanakkalelilerin hizmetine sunan çift, "Mümkün olduğunca aynı damak tadını sabit tutmaya çalışıyoruz ama üzerine bir şeyler koyarak, geliştirerek ilerlemeye çalışıyoruz" dediler.

2353

Son zamanlarda Türkiye`nin dört bir yanında Asya yemek kültürü esintileri kendisi göstermeye başladı. Gerek sosyal medyanın yaygınlaşması gerek pandemi sürecinde insanların daha farklı alanlara yönelerek, ilgi alanı yelpazelerini genişletmek istemeleri bu nedenlerin başında gibi görünüyor. Çanakkale`de de Orta Asya esintileri yavaş yavaş kendini göstermeye başlamışken, Adana`dan Çanakkale`ye gelen Okbaz çifti, Türkiye`de pekte bilinmeyen, öte yandan Asya`da oldukça yaygın olan Bau Ban ve Bun ürünü üzerine Bunbi işletmesini Çanakkale Merkez`de açarak, kentlilere farklı ve hafif bir lezzet deneyimlemeyi amaçlıyor. Nazmi Okbaz üç ayrı bölüm olan Endüstriyel Tasarım, Radyo Televizyon Programcılığı ve Sinema Televizyon`dan mezun, eşi Başak Okbaz ise Anaokulu Öğretmeni bir çift, Nazmi Okbaz`ın dünya mutfağına olan ilgisiyle beraber, el ele vererek farklı bir alanda şanslarını denemek istemeleri üzerine, yolları Çanakkale`ye düştü. Nazmi Okbaz`ın üniversite hayatının bir bölümü Çanakkale`de geçirmesi ve şehrin farklı düşüncelere açık olması üzerine tercihlerini bu şehirden yana kullanmalarına vesile oldu. Bu sektöre adım atmalarının en önemli sebeplerinden birinin de kısa bir soluk alıp, dinlenmek olduğunu dile getirdiler.

Nazmi Okbaz; "Dört şehirden biri Çanakkale"
Çanakkale`de Bunbi işletmesinin sahibi olan Nazmi Okbaz ve Başak Okbaz, dünya mutfağının oldukça ilgilerini çektiğini dile getirerek, bu işletmeyi açma kararı aldılar. Adana`da bir arkadaşlarının bun yapması ve ardından tadının oldukça hoşlarına gitmesi üzerine böyle bir işletme açma girişiminde bulunduğunu dile getiren Nazmi Okbaz; "Ben daha önce Çanakkale`de yaşamıştım, Adana`da bir arkadaşımız bun yapıyordu, sürekli gidip yiyorduk. Ürünü çok sevdik, bunu Çanakkale`de yaparsak Çanakkaleliler sever diyerek açmaya karar verdik, bunbi markası bize ait, franchise değil, sadece Çanakkale`de var. Bun ürününü büyük şehirlerde yapanlar var ama menülerini ara sıcak olarak bulunduruyorlar, sadece bun yapan dört işletme var Türkiye`de, ilki Kaş`ta açıldı, Adana`da, İstanbul`da ve Çanakkale`de var, başka bun yapan işletme yok" şeklinde konuştu.

"Asya mutfağı genellikle bizim insanlarımızı korkutuyor"
Bau Ban`ın Tayvan versiyonunu ele aldıklarını ve Asya`nın çoğu kesiminde buharda pişen ekmek kültürünün yaygın olduğunu dile getiren Nazmi Okbaz; "Asya`nın neredeyse tamamında buharda pişen ekmek yapılıyor ama bizim yaptığımız Bau Ban versiyonu Tayvan, Tayvan`a özgü bir ürün. Baozi Çin`in tamamında yapılıyor ama genellikle Güney Çin`de yaygın. Buharda pişen mantılarda birçok alternatif var; Korelilerin dumpling var, Çinlilerin baozisi var, bu ürünün onlardan farkı; mayalı bir hamurla pofuduk ve içi dolu oluyor. Farklı ve lezzetli bir ürün, aslında Asya mutfağı genellikle bizim insanlarımızı korkutuyor, bizim damak tadımıza en yakın Asya mutfağı ürünü bu, biz severek yiyorduk ve insanların bu tadı severek yemesini istedik. Zaten çok bilinmediği için, üzerinde kendi tariflerimizi deneyebileceğimiz açık bir alandı bizim için, biraz da ürünü denemek istedik. Ürünü deneyenlerin neredeyse tamamı bizim devamlı müşterimiz oluyorlar, ürünü seviyorlar. Çünkü bizim damak tadımıza çok uygun, ekmek buharda piştiği için biraz çiğ kalmış gibi algı oluşuyor öncesinde ama yedikten sonra diyorlar ki, bu ekmek çok başka, yumuşak, midemi yormuyor çünkü mayalı ürünler fırında piştiği zaman midede ekşime yapabiliyor, bu ürün buharda piştiği için öyle bir durum yok, tamamen mideyi rahatlatan bir ekmek türü olduğundan seviyorlar" ifadelerini kullandı.

"Çanakkale`de ilk ve tekiz"
Çanakkale`de, baozi ve bau bunu birleştiren tek işletme olduklarını dile getiren Nazmi Okbaz; "İçindeki ürünler de tamamen bize ait, tariflerini kendimiz geliştirdik, soslarımızı kendimiz yapıyoruz, yanında ikram ettiğimiz cipsleri kendimiz yapıyoruz, hazır olduğunu düşünüyor bazı müşteriler. aslında fast food olarak geçmesine rağmen tam olarak fast food değil çünkü her şey günlük olarak taze hazırlıyoruz, fastfood mantığına aykırı biraz, fast foodlar arasında en sağlıklı ürün diyebiliriz. Çanakkale`de fast foodta döner, tantuni, pizza ağırlıklı olsa da deneyenler bizim ürünümüzü seviyorlar ve tekrar geliyorlar. Aslında bau ban bilinmiyor ama baozi Çin Mantısı`nı televizyonlarda filmlerde çizgi filmlerde vs özellikle Japon animelerinde, Kore dizilerinde takip eden insanlar baoziye benzeyen ürünleri görüyorlar, görsel olarak onların hafızasında kalıyor ve merak ediyorlar, Türkiye`de yapan bir yer varmış diye. baoziyi de sadece İstanbul`da birkaç tane Çin restoranı yapıyor. Bau ban yapan yerler baozi yapmıyorlar, o konuda da Çanakkale`de ilk ve tekiz; ikisini birleştirdik" diye konuştu.

"Sağlıklı, günlük, taze olarak yapmaya çalışıyoruz"
Sağlıklı ürünlerle fast foodu bir araya getirdiklerini, ürünlerinin hepsini kendi el emekleri ile yaptıklarını belirten Nazmi Okbaz; "Aslında biz buharda pişen ürünler üzerine ilerlemek istiyoruz, ilerleyen zamanlarda ne gösterir bilmiyoruz ama şimdilik bütün ürünlerimiz buharda pişen ürünler üzerine. Bir ekmeği yapmak iki saat sürüyor, çoğu yer ekmeği hazır alıyor, biz kendimiz yapıyoruz. İstanbul`da bu işi yapan bir marka var, bazı kafe ve restoranlara ekmek tedariğinde bulunuyor, birçok menüsüne koyan işletme ekmeğini hazır alıyor, donmuş olarak. Biz ekmeklerimizi kendimiz yapıyoruz günlük olarak, bizi farklı yapan özelliklerden bir tanesi de bu. O tabakta size gelen her şeyi biz kendimiz hazırlıyoruz, sağlıkla eğlence birleşti bir nevi. Mutlaka denenmesi gerektiğini düşünüyorum, biz de olması şart değil, başka bir yerde bulursanız en azından ekmek açısından fikriniz olması açısından denemeniz gereken bir ürün, çünkü biz de fast food ürün eşittir sağlıksız olarak adlandırılıyor, kendi yaptığımız ürün için söyleyebilirim en azından sağlıksız bir fastfood tarzı değil, bizim damak tadımıza çok uygun, fiyat performans olarak iyi bir ürün, farklılıkları denemek isteyen herkes denemeli. Sağlıklı, günlük, taze olarak yapmaya çalışıyoruz" sözlerini kullandı.

Başak Okbaz; "Çocuklara da hitap eden bir yemek"
Çocuklu ailelerin en büyük problemlerinden biri olan yemek yedirmek olduğunu ve çocuklara da oldukça hitap ettiğini belirten Başkan Okbaz; "Mesela bir aile geliyor; üç çocuğu ve eşi ile beraber bir baba geliyor, tadına bakıyor, kasaya geldikleri zaman beğendiniz mi diye sorduğumuzda adam; benim aslında damak zevkime çok uygun bir şey değil yumuşak bir ekmek ama çocuklarım çok sevdi ve sonraki haftalarda sürekli geldi, kendisi yemedi ama çocukları hep yedi. Çocuklara çok hitap eden bir ekmek; yumuşak, lezzetli, çocukların yiyebileceği, ağır olmayan, onlara zarar vermiyor. İçeriklerini Türk damak tadına uygun yaptığımız için, aşırı lezzet katıyor" şeklinde konuştu.

Nazmi Okbaz; "Turistler nasıl yaptığımızı merak ediyor"
Türk müşterilerinin yanı sıra yurt dışından gelen turistlerinden ilgi odağı haline geldiklerini ve Türk versiyonuna nasıl uyarlandığını oldukça merak ettiklerini belirten Nazmi Okbaz; "Bizim elli yaş üstü müşterilerimiz var, yumuşak bir yiyecek arayarak bizi buluyorlar. Bilerek gelenler var, yurtdışında yiyip gelmiş olanlar var, ilk defa deneyecek olanlar var, yabancılardan çok talep görüyoruz. Yurtdışından gelenler zaten ürünü biliyorlar, Avrupa`da bilinen bir ürün, birçok Asya restoranında yapılan bir ürün. Onlar konuya hakim oldukları için şaşırıyorlar Türkiye`de olmasına. Geçen bir müşterimiz Çanakkale`de bau ban nasıl aklınıza geldi diye bir tepki verdi. Çin`den gelen turistler oluyor Çanakkale`ye, onlar deniyorlar, nasıl yaptığımızı merak ediyorlar. Çünkü onlarda yapılan versiyonu şöyle farklı; domuz etli, tatlı patatesli versiyonu var. Bize uymayacak şeyleri de yapıyor onlar ve biz nasıl yaptık diye merak edip deniyorlar, üst üste gelen Çinli müşterilerimiz oldu" diye konuştu.

Başak Okbaz; "Tariflerdeki her şeyi kendimiz yapıyor"
Farklı bir şehirde kendi kültürlerinden bir şey bulmaları turistleri oldukça şaşırttığını belirten Başak Okbaz; "Yurtdışına çıkıyorsunuz ve hiç bilinmeyen bir yerde kebap görüyorsunuz, merak ediyorsunuz ardından, acaba bize yakın mı lezzeti diye. Bu doğrultuda çok gelen oluyor ve memnun kalarak çıkıyorlar ve bu bizi çok mutlu ediyor çünkü tariflerdeki her şeyi biz kendimiz yaptığımız için onların beğeniyor olması hoşumuza gidiyor" ifadelerini kullandı.

Nazmi Okbaz; "Türk damak zevkinden esinleniyoruz"
Menülerinin iki ürün üzerinden ilerlediğini dile getiren Nazmi Okbaz; "Dana tiftikli, çıtır tavuklu, acı tatlı tavuklu, ki en çok tercih edilen ürünlerimizden birisi acı tatlı tavuklu. Tarifler tamamen bize ait yani başka bir yerde tadabileceğiniz tarifler değil, isimler benzese de. İki ürünümüz var; biri Çin Mantısı yani baozi; üç çeşidi var; et, tavuk ve patatesli olarak, tabii içerisine başka ürünler de giriyor, Çin Asya sosları vs ama biz onu damak tadımıza dengelemeye çalışıyoruz. Patatesliyi vegan ve vejeteryanların tercihi olarak yapıyoruz ama onun haricinde tamamlayıcı ürün olarak tercih ediyorlar, örnek veriyorum birer tane bau ban sipariş verip ortaya da patatesli baozi söyleyip tamamen doymak için sipariş edebiliyorlar. Bize özgü olan tariflerde Türk damak zevkinden esinleniyoruz" diye konuştu.

Başak Okbaz; "Hem Türk hem de Çanakkalelilerin damak zevkine yakalamaya çalıştık"
Aslında hem Türk hem de Çanakkale damak tadına uygun bir ürün çıkarmaya çalıştıklarını dile getiren Başak Okbaz; "Biz Adana`dan geldiğimiz zaman, eti sade olarak pişirip veriyorduk çünkü bizim kültürümüzde et soslanmaz, baharatlanmaz ve ek bir şey koyulmaz, et et olarak yenilir, biz bu kültürden geldiğimiz için bu şekilde başlamıştık. Sonra Çanakkaleli bunu garipsedi çünkü onlar istiyor ki içine başka şeyler girsin, aslında biz hem Türk hem de Çanakkalelilerin damak zevkine göre bir şeyler yapmaya çalıştık, bir şeyler koyduk ya da çıkardık, daha önce farklı Asya sosları giriyordu, acı oranımızı düşürdük. Çünkü ben Adanalıyım eşim de Mersinli" sözlerini kullandı.

Nazmi Okbaz; "En doğru lezzeti yakalamaya çalışırken tarifler sürekli değişti"
Çanakkale`nin yemek sektöründe oldukça geliştiğini, öte yandan çok fazla çeşitliliğin olmadığını vurgulayan Nazmi Okbaz; "Dünya mutfağına özel bir ilgim var, ne ile neyin iyi gidebileceğini nelerin birleşebileceği ve lezzetli bir ürün ortaya çıkarabileceğine dair araştırmalar yapa yapa devam ediyor. Tarifler dükkanı açtıktan sonra bile yolda kendini geliştirdi. Deneye deneye, en iyi lezzeti, en doğru lezzeti yakalamaya çalışırken tarifler sürekli değişti, o yüzden kendimize özgü diyoruz. Reçetelerimiz halen sabit değil, mümkün olduğunca aynı damak tadını sabit tutmaya çalışıyoruz ama üzerine bir şeyler koyarak, geliştirerek ilerlemeye çalışıyoruz çünkü bilinen bir ürün olmadığı için standardı yok, bugün bir yerde Hatay Usulü Döner yediğiniz zaman başka bir yer ile kıyaslama şansınız var, bizim ürünümüzü bireysel olarak beğendim ya da beğenmedim şeklinde sadece kıyaslayabiliyorsunuz, bu yüzden en iyisini bulana kadar tarifler gelişecek, değişecek. Biz kendi yaptığımız işten bıkmıştık mental olarak, eşim de böyle bir işletme açarsak seninle Çanakkale`ye gelirim demişti, tamam dedim ve birden alınan bir kararla başladık. Burada bir süre yaşadığım için burayı biliyorum, arkadaşlarım, dostlarım vardı. Çanakkale`de böyle bir eksiklik hissettim çünkü Çanakkale`de gastronomi konusunda, yeme içme alanında çok işletme var ama halen eksiklik var, farklılık çok yok, genelde Türkiye`de başka yerlerde popüler olmuş şeyler deneniyor, biz henüz popüler olmadan başladık. Aslında soluk almak için bir durağımız ve kendi oyun alanımız burası" diye konuştu.

"Ağızda kalacak bir tada ihtiyacımız vardı"
Ekmeğin hafif olması nedeniyle, kullandıkları soslarda yoğun bir tadı tercih ettiklerini söyleyen Nazmi Okbaz; "Soslarımızı çok merak ediyorlar çünkü keskin bir tat olmasını istedik üründe, normalde baskın bir tat alamayabiliyorlar çoğu zaman, ekmek yumuşak ve kendine özgü bir aroması var umami dediğimiz bir aromada, onun yanına keskin, ağızda kalacak bir tada ihtiyacımız vardı, o yüzden turşulu sosumuzu yaptık, daha öncesinde zerdeçallı bir sos daha veriyorduk, onu sadece ürünlerin içinde kullanmaya karar verdik, şimdi ise sadece turşulu sos veriyoruz. Ürünlerimizi hazırlarken kullandığımız ürünlerimiz var, kendi srıracha sosumuzu hazırlıyoruz, Asya soslarını ve özellikle soya sosunu kullanıyoruz, Asya mutfaklarından vazgeçilmezlerinden. Birbirlerinden farklı ürünlerimiz var menümüzde. Seçenek oluşturmak için böyle bir yol izledik, ürün damını çok fazla değiştirmektense ürünler arasında keskin bir fark oluşturup, farklılığı oluşturmak istedik. Biz Türk milleti olarak çıtır ekmeğin içine yumuşak ürüne alışığız, bu biraz daha ters durumda; ekmek yumuşak içindeki ürünü çıtırlaştırmaya çalışıyoruz, lezzetin vurucu olması için böyle bir şey yapmak daha doğru geliyor" dedi.

Paylaş