Yaklaşık 3 ay önce Abdullah Demirbaş’ın önerisi ve girişimi ile gerçekleşen
‘kardeş gazete’ fikrini tartışırken olumlu buldum, belediyelerin kardeşliğinden sonra iki gazetenin de kardeşlik projesi ile buluşmasının anlamlı, aynı zamanda değerli olacağına karar verdik ve hayata geçiriyoruz.
Kardeşlik projesi, ilk etapta sadece belediye ve gazeteler arası bir yakınlaşma olarak algılansa dahi, sembolik değeri açısından, umut ettiğimiz sonuçlara katkı sunacağı inancındayım. Hani derler ya; ‘ipin ucundan tutmak’ gibi, ‘yemekte bir tutam da olsa tuzumuz olsun’ gibi, toplumsal sorumluluğumuza denk gelecek bir şeyler yapabilme istem ve arzusu.
Çanakkale Olay gazetesinin sahibi sevgili Aynur Ganiler ile ‘kardeş gazete’ projesini olgunlaştırmak için son derece heyecanlandık. Çanakkale’de yayınlanan bir gazete ile Diyarbakır’da yayınlanan bir gazetenin kendi arasındaki ‘Kardeşlik Protokolü’nün sembolik değer ve anlamının, geleceğe dönük halkların ortaklaşma projesine hitap etmesi için umutlarımızı paylaştık.
Biz kendi umutlarımızın gerçekleşmesinin alt yapısını tamamladık, Çanakkale’deyiz, protokolümüzü imzalayıp, kardeş gazete olduğumuzu ilan edeceğiz.
Daha büyüğü neden olmasın..
Çanakkale’de ortak siperlerde ülkenin kurtuluşu için omuz omuza vermiş dedelerin torunları olarak zaten kardeş değil miyiz?.. Küskünlüklerimiz, kırgınlıklarımız olabilir, var da.. Ancak, bu durum yaşadığımız zaman dilimi içinde birbirimizi ret etmemiz anlamına gelmiyor, gelmemelidir. Sadece gözlerimizin önünden kayıp giden, sonsuzluğa istemeden yolcu ettiğimiz gençleri düşünsek, onların gidişlerine bir anlam yükleyerek, o kervana yeni gençlerin katılmaması için ortak bir çaba içine girsek..
Hepimizin arzuladığı, halklarında ihtiyaç duyduğu ‘Halkların kardeşlik Protokolü’nü hayata geçirmenin zamanı geçmedi mi?
Biz, sembolik olarak imzalıyoruz.
Dileğimiz en tepede duran taraflarında, bizim küçük, sembolik protokolümüzden ders çıkarmasıdır..
Naci Sapan