Çanakkale?de Esenler Mahallesi`nde Yahya Çavuş Cami altındaki boş arazide düzenlene Nevruz kutlamaları yoğun bir katılım ile gerçekleştirildi. Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğü?ne bağlı polis ekiplerinin yoğun güvenlik tedbiri aldığı alana vatandaşlar üzerleri aranarak girebildi. Yerel sanatçıların söylediği türküler eşliğinde çok sayıda kişi el ele tutuşarak halay çekti. Etkinliklere Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, BDP Parti Meclis üyesi Hüseyin Güngör, BDP İl Başkanı Abdullah Güler, EMEP İl Başkanı Kenan Erkul, İHD Şube Başkanı Serpil Bayar, Halkevleri ve ESP gibi örgütler katılırken, Cumhuriyet Halk Partisi?nden kimsenin olmaması dikkat çekti. Kutlamalar Nevruz tertip komitesi adına Şeyhmuz Aslan?ın konuşması ile başladı. Konuşmasını Kürtçe yapan Aslan?ın ardından BDP İl Başkanı Abdullah Güler, kürsüye geldi. Güler, Kürt sorununda çözüm sürecinin önemli olduğunu ifade ederek, ?Güzel şeyler oluyor. Bu güzel şeyler halkın katılımı ve direnişi ile mümkün olmuştur. Kimse bize bir şeyleri bahşetmemiştir, bağış da istemedik? dedi.
?Müzakere edilen Türkiye?nin geleceğidir?
İHD Çanakkale şube Başkanı Serpil Bayar, burada yaptığı konuşmasında ?Kürt Sorunu?nu kalıcı bir çözüme kavuşturarak yepyeni bir geleceğin kapılarını açma fırsatı bulunuyor? dedi. Bayar, ayrıca ?Barış, 90 yıllık inkar, imha ve zorla asimilasyon politikalarının, Kemalist Türk milliyetçiliğinin, militarist vesayet rejiminin resmi ?son?u olacak. Müzakere edilen Türkiye?nin geleceğidir. Nasıl bir demokrasi, nasıl bir anayasa ve yasal çerçeve, nasıl bir seçim sistemi, nasıl bir parlamenter sistem istiyoruz? Müzakere masasında ele alınan temel konular bunlar. ?Süreç? hepimizi yakından ilgilendiriyor. İnsan hakları savunucuları olarak bizler, her şeyden önce müzakere sürecini son derece önemli ve tarihsel bulduğumuzu, müzakere sürecinin bütün toplum kesimlerine yayılarak derinleştirilmesi gerektiğine inandığımızı, sürecin adil ve kalıcı bir barışla sonuçlanması için bütün güçlerimizi seferber ettiğimizi ilan etmek istiyoruz. Tüm toplum kesimleri şunun da farkında olmalı. Barışseverler şimdiden Nevruz ateşlerini yakmaya başladı. Bu ateşler yeni ve demokratik bir ülkenin işaret ateşleridir. Barış kazanıyor, biz kazanıyoruz öyleyse Nevruz ateşleri gökyüzüne yükselsin, barış anlaşmasını Nevruz meydanlarını dolduran milyonlar imzalasın? şeklinde konuştu.
?Dehak zalim, kawa cesarettir?
EMEP İl Başkanı Kenan Erkul ise, konuşmasında Nevruz mitolojisindeki demirci Kawa ile zalim Dehak?ın mücadelesini anlattı. Erkul, ?Bugün Dehak?ı temsil edenler emperyalist şeflerdir, onun bütün ülkelere dağılmış yerli uşaklarıdır, savaş baronlarıdır, zalimlerdir, halkları yoksulluğa ve açlığa mahkum etmek isteyen kan emicilerdir, asimilasyonculardır, halkların varlığına tahammül edemeyenlerdir. Demirci Kawa emektir, emekçilerdir, dünyanın bütün değerini yaratanlardır. Kawa örgüt demektir, örgütlü mücadele demektir, zulme ve sömürüye karşı direnen halkların birliği demektir. Kawa, bütün dünyanın mazlum halklarının ortak iradesi, ortak bilinci, ortak aklı demektir. Kawa cesaret demektir, Kawa savaşa karşı barış demektir, insan hayatına değer vermek demektir. Emperyalistlerin ve onların uşaklarının Ortadoğu?daki baskıcı ve sömürücü diktatörlerine karşı çıkmak demektir Nevruz`u savunmak? dedi.
Başkan Gökhan; ?Newroz piroz be? dedi.
Başkan Gökhan konuşmasını Kürtçe Nevruz`u kutlayarak bitirdi. Barış ve kardeşlikten bahseden Gökhan, Çanakkale?de herhangi bir sıkıntı yaşanmadığını, Çanakkale?nin bu zihniyeti ile Türkiye?ye örnek olduğunu dile getirdi. Gökhan, ?Barışın kenti Çanakkale?de yıllarca barış içerisinde birlikte yaşamaya devam ediyoruz. Bundan böyle ülkemizde de bütün şehirlerimizde barış içerisinde yaşamak için elimizden gelen mücadeleyi ortaya koymaya hazırız. Hiç bir şeyden korkmuyoruz. İnsanımızdan korkmuyoruz. Hepiniz, canımız, ciğerimizsiniz. Hep birlikte bu ülkenin bağımsızlığı için mücadele ettik. İşte şahitleri karşıda kucak kucağa yatanlar. Onun için bu Anadolu toprakları, hepimizin vatanı. Ama hepimiz kültürel kimliklerimizi koruyarak, barış içerisinde, insan haklarının çiğnenmediği ortamlarda kardeşçe yaşamaya, Çanakkale`de olduğu gibi ülkemizde de yaşamaya devam edeceğiz. Bununla ilgili irademizi ortaya koyacağız? dedi.
?Ümitli olmak istiyoruz?
Çanakkale?deki kutlamalara katılan BDP Parti Meclis Üyesi Hüseyin Güngör, çözüm sürecine değinerek, "Çanakkale Türkiye?nin batı yakasında değerli toprakları olan, çok önemli geçmişi olan bir coğrafya. Dilimiz yasaklandı, inancımız yasaklandı, kimliğimiz yasaklandı. Her açıdan parça parça edildi bu toplum. Sadece Kürtler üzerinden söylemiyorum. Diğer kimlikler de. Bugün gelinen noktada artık bu politika, bu siyaset çökmüştür. Bizim yeni bir anlayışa, yeni bir siyasete ihtiyacımız vardır. Bu nedenle son yapılan barış çağrıları ya da müzakere süreçlerine biz bu gözle bakıyoruz ve çok değer veriyoruz. Şunu da bekliyoruz; biz AK Parti`nin ne kadar samimi olduğu konusunda, çok emin değiliz çünkü bizim Başbakan bir gün bir şey söyler, ertesi gün ona 180 derece başka bir şey söyler. Oslo görüşmelerinde de aynı şey yaşandı. Sonuçta masa terk edildi. Onun bütün sorumluluğu Kürt halkının üzerine kaldı. Bu defa öyle olmamasını umuyoruz. Onu cesaretli kılmak istiyoruz, ümitli olmak istiyoruz. Sayın Öcalan aslında sadece Kürtlerin temsilcisi değil, Türkiye?deki bütün halkların, hatta Orta Doğu`daki bütün halkların temsilcisi çünkü Kürt meselesi sadece Türkiye?yle sınırlı bir mesele değildir; bu topraklar içerisinde, bu sınırlar içerisinde hapsolmuş bir mesele değildir? dedi.
?Kazdağları?na kazma vurulmasından rahatsızlık duyuyorum?
BDP Parti Meclis Üyesi Hüseyin Güngör, bu toprakların bir bütün olduğunu ve her karış toprağın savunulması gerektiğini ifade ederek, ?Kazdağları?nda altın aramasına karşı çıkmalıyız. Kazdağları?na kazma vurulmasından ben de rahatsızlık duyuyorum. Çünkü Kazdağları hepimizindir, İnsanlığın bir değeridir? dedi. Diğer siyasi partilere de değinen Güngör, ?CHP?den şunu bekliyoruz: Önceki süreçler gibi köstekleyici değil, kesinlikle bu süreci destekleyici bir pozisyonda yer almalıdır. MHP eğer ülkesini seviyorsa, eğer Milliyetçiliği sadece Kürt karşıtlığı üzerinden kendisini var etmeyecekse bu süreci sahiplenmelidir. Bu süreçte kanla beslenmeyi bir tarafa bırakmalıdır. Bu ülkenin topraklarını seviyorsa Kazdağlarını korumalıdır? dedi.