Çanakkale Kadın Platformu’ndan barış çağrısı
Savaşların yaşandığı dünyada barışa vurgu yapan Çanakkale Kadın Platformu`nun açıklamasında; "Barışın tesisinde kadınların gerçeği ve talepleri yer alıncaya kadar söyleyeceğiz, susmayacağız, ısrar edeceğiz..." denildi.
Barış için çağrı yapan Çanakkale Kadın Platformu adına açıklama yapan Özlem Ergun Açanal; "Barışa dair kadınlar yıllardır söz üretiyor. Çatışmasızlık sürecinin başından beri sürece politik müdahale etmek amacıyla eylemler düzenliyor, temaslarda bulunuyor ve kadın hakikatlerine ilişkin bilgiler üretiyoruz. Sürecin şeffaf, açık ve katılımcı olması, önceliğimizdir. İki yıldır devam eden müzakerelere rağmen hala bir yol haritasının çıkmaması endişelerimizi artırıyor. Önümüze konulan yasal çerçeve, çözüme dair gerekli mekanizmaları oluşturmuyor. Devam eden kalekol ve baraj inşaatları, kadınların gündelik hayatının içine kadar giren güvenlik politikası, sürece dair kaygımızı güçlendiriyor. Kadınların hakikatlerin ortaya çıkmasına ilişkin talepleri, savaşta kadınlara yönelik işlenen suçların zaman aşımına uğramaması, savaştan kaynaklanan maddi ve manevi kayıpların tazmini, iki yılın sonunda hala resmi masalarda konuşulmuyor. Sözü edilen izleme kurulunda kadın temsiliyetinin "akil insanlar" örneğine benzememesi bu nedenle önemlidir. Savaşın Ortadoğu`yu; Rojava’yı, Şengal`i, Gazze`yi kasıp kavurduğu bir ortamda, çatışmasızlık sürecinin yarattığı olanaklar, kadınların barış mücadelesine taşınmalıdır. Ermeni Soykırımı, 1938 Dersim Katliamı, 6-7 Eylül saldırısı, ve Şengal Katliamı`nda kadınların yaşadığı ortak acı unutmamalı ve unutturulmamalı, kadın bedenine yönelik erkek ve devlet şiddeti teşhir edilmelidir. Bu nedenle kadın katliamları gerçekleştiren IŞİD`i sadece emperyalist güçlerin oyununa indirgemiyoruz. IŞİD aklının, kadınları eve kapatmaya, sokaklardan, meydanlardan kovmaya çalışan diğer erkek yönetimler tarafından da güçlendirildiğini savunuyoruz. Sınırları IŞİD lehine açan iktidarların suçu, sadece insanlığa karşı suça indirgenemez. Kadınlara karşı da suç işleniyor. Kadınlar tecavüze uğruyor, intihar etmek zorunda bırakılıyor, cinsel kölelikle yüz yüze kalıyor… Halen binin üzerinde kadın IŞİD`in elinde. Bu nedenle kadınların barış mücadelesi, IŞİD ve tüm erkek egemen güçler karşısında özgürlükçü ve özgürleştirici bir çizginin yanında yer almalıdır. Öz savunmasını örgütleyen Rojavalı kadınların Ortadoğu cehenneminden kurtuluş mücadelesine bu nedenle tüm kadınlar olarak sahip çıkıyoruz. Suriye`deki savaşın sonuçları kadınlar açısından açıktır. Yerlerinden edilen yüz binlerce kadın, savaş yangınını bedeninde ve ruhunda yaşıyor. Kaçtıkları yerde, mahallelerde ırkçı ve militarist şiddete uğramaya devam ediyor. Bugün Ortadoğu’yu altüst eden savaş gibi, otuz yıldır bu topraklarda süren savaşın da kadına yönelik erkek şiddetiyle bağlantılı olduğunu biliyoruz. Yıllardır Türkiye’nin batısında bu savaşa dair söylenen yalanları ifşa etmek, batıdaki kadınlar olarak suskunluğumuzu bitirmek istiyoruz. Yapısal şiddetin tasfiye edilmesinde, barışın kadınların politik talepleriyle inşası kritik bir basamaktır. Bu da ancak kadınların birlikte mücadelesi ve ısrarıyla mümkün. Barışı bahşetmediler ve etmeyecekler... Barışın tesisinde kadınların gerçeği ve talepleri yer alıncaya kadar söyleyeceğiz, susmayacağız, ısrar edeceğiz… Yaşasın kadın dayanışması!" dedi.