Çanakkale halkı suyunu vermek istemiyor

1919

 Atikhisar Barajı’nın başladığı yerde, su toplama havzasının üzerinde bulunan Kirazlı Köyü’ne yakın Balaban Tepesi arka tarafındaki bölgede, Alamos Gold Şirketinin taşeronu olarak faaliyet yürüttüğü bilinen Doğu Biga Madencilik ’in proje sahasındaki ormanlık alanda ağaç kesimleri Çanakkale’de tepki topladı. Çevre örgütleri ve STK’lar 9 Aralık’ta madene ve ağaç kesimlerine karşı Cumhuriyet Meydanı’nda büyük bir eyleme hazırlanırken, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ise Aralık ayı meclis toplantısında madencilere sert tepki göstermişti. Çalışmalar ile ilgili görüşlerini aldığımız Çanakkaleli vatandaşlar da maden şirketlerine tepkilerini Gazetemiz OLAY aracılığıyla dile getirdiler. 

İşte Atikhisar barajında yapılmak istenen maden ve süren ağaç kesimlerine karşı vatandaşların tepkileri…
 
“Maden, burada yaşayan insanların intiharı olur”
Hasan Madi: Bu şekilde bir çalışmanın yapılması düşüncesi bile insanlığa yapılan, kente yapılan bir hakarettir. Bu tip çalışmaların neler doğurabileceğini herkes biliyor. Böyle bir şey Çanakkale’nin, burada yaşayan vatandaşların intiharı olur. Bu çalışmaları yapanlar da, izin verenler de, bu kentteki yaşan vatandaşlar da böyle bir çalışmaların neler doğurabileceğini biliyor. Bu bölgelerdeki insanlar geçimlerini tarımla, hayvancılıkla sağlayan insanlar. Bu bölgedeki yaşayan insanların ekonomisi, yaşamları da yok olacak. Belki birileri üç kuruş para kazanacak, ancak burada asıl mesela buradaki insanların yaşamlarıdır. Tamam ilerleme olsun sanayiye, kentin gelişmesine, teknolojiye buna kimse karşı çıkmaz. Ama üretim yapmanın bin bir tane yolu vardır. Ben böyle bir şeyin olmasına karşıyım, diğer vatandaşların da sağduyulu olmalarını bekliyorum.
 
“Çocuklarımızın yaşamının tehlikeye girmesini istemiyorum”
Cafer Yücekaya: Ben böyle bir şeye kesinlikle karşıyım. Ağaçların kesilmesine, siyanür ve diğer maddeler ile yapılan işlemlerin gerçekleşmesine karşıyım. Çanakkale halkının tek içme su kaynağı Atikhisar Barajı, bizim yaşamlarımızı, çocuklarımızın yaşamlarını tehlikeye atmalarını kesinlikle istemiyorum.
 
“Bizim geleceğimiz doğamız”
Berkan Güngör: Ben 21 yaşındayım, bizim geleceğimiz yeşilliklerimiz. Doğayı seviyorum, bizim geleceğimizin bu şekilde tehlikeye atılmasını istemiyorum. İçme suyumuza, siyanür gibi şiddetli zehri olan maddelerin karışması bizim yaşamlarımızı tehlikeye atabilir. Ben böyle bir girişimin olmasını dahi desteklemiyorum. Yetkililerimizden, konuyla ilgili işlemlerin yapılmasını rica ediyorum.
 
“Yakında suyu da ithal ederiz”
Kemal Kutlu: Altın madeninin burada yapılmasını ben Çanakkale vatandaşı olarak kabul etmiyorum. Altın madeni çalışmaları daha uygun yerlerde yapılabilir. Zaten eti, samanı, pirinci, her şeyi ithal ediyoruz yakında baraj siyanürle dolunca suyu da ithal ederiz diye düşünüyorum. Ben de Çanakkale halkı olarak bu duruma kesinlikle karşıyım. 
 
“Dedelerimizden kalan mirası çocuklarımıza bırakmak istiyoruz”
Yılmaz İmrek: Altın madeni çalışmaları, siyanür kullanılacak olması ve ağaçların kesilmesi tüyler ürpertiyor. Yani bizim dedelerimizden gelen miras yeşilliklerimiz, barajımız, doğamız. Biz de haliyle çocuklarımıza böyle bir miras bırakmak istiyoruz. Ben çocuklarıma, torunlarıma beton yığını ya da zehirli su bırakmak istemiyorum. Böyle çalışmaların yapılmasına kesinlikle karşıyım. 
(Eren Aşnaz)
Paylaş