Çanakkale Boğazı`ndaki ilk köprü
Çanakkale Boğazı`nda ilk boğaz köprüsünü, milattan önce 5. yüzyılda Perslerin Avrupa`ya geçmek için gemileri birbirine bağlayarak gerçekleştirildiği bildirildi.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Reyhan Körpe yaptığı açıklamada, Eceabat ilçesi yakınlarındaki Akbaş mevkisinde yer alan Sestos Antik Kenti`ndeki yüzey araştırmalarının bu yılki etabının tamamlandığını, Sestos`un antik çağlarda Gelibolu Yarımadası`nın en önemli kentlerinden birisi olduğunu söyledi.
Körpe, şu anda Akbaş Limanı`nın bulunduğu yerin antik Sestos kentinin de limanı olduğuna işaret ederek; “Gelibolu Yarımadası ve Karadeniz`de toplanan tahıllar, gemilerle bu limana getirtiliyor. Tahıllar bu limandan Sestos`ta yer alan büyük ambarlarda biriktiriliyor” dedi. Antik dönem filozoflarından Aristo`nun Sestos için “antik çağın tahıl ambarı” deyimini kullandığını dile getiren Körpe; “Sestos`un yalnızca Çanakkale Boğazı`na bakan bölümü yok. Aynı zamanda Saros Körfezi bölgesinde de limanı var. Kış aylarında rüzgardan boğaza giriş mümkün olmadığı zamanlarda, tahıllar Saros bölgesindeki limandan gönderilirdi” diye konuştu.
Körpe, Çanakkale Boğazı`nın Anadolu yakasında yer alan Nara Burnu`ndaki Abidos ile Avrupa yakasındaki Sestos arasında ilişki olduğunu bildirdi. Söz konusu bölgenin tarih içinde devamlı Çanakkale Boğazı`ndan geçişlerin yaşandığı bir nokta olduğunu değerlendiren Körpe, şöyle konuştu: “İstanbul kurulana kadar bütün tarih öncesi çağlarda (Prehistorik) Roma`ya kadar doğu ve batının yolu burasıydı. Milattan önce 5. yüzyılın ortasında Pers ordusunun bu bölgeden Avrupa`ya geçtiğini biliyoruz. Persler, Abidos`tan Sestos`a yüzen gemileri birbirine bağlayarak, Çanakkale Boğazı`nda tarihteki ilk köprüyü kurmuş. Bu köprüden Pers ordusu Avrupa`ya, Atina`ya geçmiş. Milattan önce 334 yılında Büyük İskender`in ordusunun da buradan geçtiğini biliyoruz. İskender her ne kadar kendisi buradan geçmediyse de ordusu buradan karşıya geçiyor. Aynı şekilde Roma ordularının da batıdan doğuya ve doğudan batıya buradan geçtiklerini biliyoruz. Tarih içerisinde Asya ve Avrupa arasındaki geçişlerin bu noktadan olduğunu söyleyebiliriz.”
“Sestos`ta ilk kez araştırma yapılıyor”
Doç. Dr. Reyhan Körpe, Sestos`un Osmanlı döneminde önemli bir yer olduğunu bildirdi. Sestos Antik Kenti ile ilgili şimdiye kadar herhangi bir arkeolojik araştırma yapılmadığına değinen Körpe; “İlk defa bu yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı`ndan alınan izin ve Bakanlık temsilcisiyle birlikte kentin arkeolojik tarihini araştırmak için çalışmalara başladık” dedi.
Körpe, araştırmada kentin sınırlarını tespit etmeye çalıştıklarını ifade ederek, şu bilgileri verdi: “Şu anda yüzeyde sur duvarlarından başka bir kalıntı görünmüyor. Bu sur duvarları da Sestos kentine ait değil. Bunlar erken Bizans döneminde, Bizanslılar tarafından antik kent terk edildikten sonra yapılmış bir kalenin surları. Bölge bugüne kadar hiç kazılmamış. El değmemiş, bir şey alınıp götürülmemiş bir antik kent burası. O yüzden ayaklarımızın altında hiç dokunulmamış kalıntılar bulunmakta. İleride bir kazı yapıldığında önemli kalıntılar ortaya çıkabilecek.”
Araştırmalar sırasında Helenistik döneme ait bir kraterin ağız kenarına ait parçayı bulduklarını anlatan Körpe, bunun kentin Helenistik dönemde ne kadar zengin olduğunu gösterdiğini, parçaların incelenebilecek durumda olanlarını ise müzeye teslim ettiklerini kaydetti.