Çanakkale Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Av. Hasan Ozan Dilli, Baro Yönetim Kurulu Üyelerimiz Av. Sinan Koşik, Av. Soner Tunalı ile İnsan Hakları Komisyonu Üyelerinin de katıldığı açıklamada, "İnsan Hakları Haftası"na değindi. Dilli; "İkinci dünya savaşı sonrası 1945 yılında Birleşmiş Milletler kurulmuş, 10 Aralık 1948 yılında da İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi kabul edilmiştir. İnsan hakları ve özgürlükleri onurlu bir yaşamın vazgeçilmez unsurlarıdır. Bugün 73. yıl dönümünü kutladığımız bu anlamlı günde, ülkemizin her yıl kötüye giden insan hakları karnesi karşısında geride bıraktığımız 2021 yılı için bir özet yapmak gerekirse şunları söyleyebiliriz: 2021`de de etkisini sürdüren pandemi karşısında gerekli bilimsel önlemler alınmadığı ve toplumdaki yaygınlığı kırılamayan aşı karşıtlığı sebebiyle binlerce kişi covid-19 hastalığı sebebiyle hayatını kaybetmiştir. 2020 yılından farklı olarak bu yıl covid-19 tedbirleri kapsamında alınan önlemlerin çok daha fazla siyasi nitelik taşıdığını görüyoruz. Örneğin; İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bir genelgeyle hukuka aykırı bir şekilde ve Ramazan ayını kapsayacak biçimde, market ve tekel bayilerinin alkollü içki satışı engellenmiştir. İl hıfzıssıhha kurulu kararları ile hukuki bir meşruiyet kazandırılmaya çalışılan bu düzenleme, kamuoyunda daha çok laiklik ilkesi bağlamında tartışılmışsa da aslında en temel insan hak ve özgürlüklerine yönelik bir kısıtlama olup, esnafı da ekonomik yönden çok kötü etkilemiştir" dedi.
"İstanbul sözleşmesi vurgusu"
Dilli, "20 Mart 2021 tarihinde gece yarısı yayınlanan bir cumhurbaşkanı kararnamesiyle uluslararası bir sözleşme olan ve Türk hukuku açısından da anayasal nitelik taşıyan İstanbul Sözleşmesi`nden çıkıldığı ilan edilmiştir. Mevcut anayasa hükümleri karşısında bu kararın yok hükmünde olduğu kanısındayız. Ülkemizde kadınlara, çocuklara ve diğer her türlü dezavantajlı gruba yönelik şiddet azalmış değildir. Bu doğrultuda geçen yıl bugün büyük harflerle vurguladığımız gibi bu yıl da `İstanbul Sözleşmesi Yaşatır diyoruz` ifadelerine yer verdi.
"Bu görüntüler Çanakkale`ye yakışmıyor"
Dilli, "Geçinemiyoruz" eylemi olaylarına da değinerek, "İlimiz özelinde de yaygın insan hakları ihlallerinin uzantılarını doğrudan yaşadık. Geçtiğimiz haftalarda şehir merkezinde düzenlenen ekonomi ve yoksulluk protestoları sırasında vatandaşlar, aslında daha önce alışık olmadığımız ancak son yıllarda görmeye başladığımız bir sertlikte polis müdahalesiyle karşılaşmış, görüntüler özellikle sosyal medyada büyük tepki toplamıştır. Bizler kamuoyunda barışın kenti olarak nitelendirilen Çanakkale`ye bu görüntülerin hiç yakışmadığı kanısındayız. Ancak daha da önemlisi anayasal hakkını kullandığı için gözaltına alınan 14 vatandaşın arasında bir de avukat meslektaşımızın bulunmasıdır. Bu uygulama, avukatlık kanununa aykırıdır. Fakat hepsi bir yana, en önemli husus bir kadın meslektaşımızın fiili gözaltı süresinde bir polis tarafından uğradığı cinsel şiddettir. Meslektaşımız Av. İlayda Kocabaş, konuyla ilgili suç duyurusunda bulunmuş olup Çanakkale Barosu olarak 30.11.2021 tarihinde adliye önünde yaptığımız basın açıklamasında belirttiğimiz gibi bu olayın asla peşini bırakmayacağız, hukuki sürecin de takipçisi olacağız" dedi.
AİHM ve Avrupa Konseyi kararları...
Dilli, açıklamasında son olarak; "Çanakkale Barosu İnsan Hakları Komisyonu olarak önümüze gelen her başvuru ve şikayetle ilgili olarak titizlikle çalışma yürüttüğümüzü kamuoyunun bilgisine sunarız. Bu başvuru ve şikayetler arasında başı Çanakkale kapalı cezaevi ve Ayvacık`ta bulunan Geri Gönderme Merkezi çekmektedir. İnfaz hukuku ile ilgili yaşanan sorunlar, insani koşullar, hak arama özgürlüğü, dilekçe hakkı ve avukat görüşmesi başlıklarında yoğunlaşan bu hak ihlali iddialarını araştırıp değerlendiriyor ve ilgili işlemleri yapıyoruz. Bu konularda hazırlamakta olduğumuz çalışma ve raporları Çanakkale kamuoyuyla paylaşacağız. Son olarak belirtmek isteriz ki AİHM ve Avrupa Konseyi kararlarının mahkemelerimizce ısrarla uygulanmaması, adil yargılanma hakkına dönük kapsamlı hak ihlallerinin doğal sonucu olarak, toplumda giderek azalan yargıya güven endeksi, biz avukatların adalet ve hukukun üstünlüğüne yönelik çalışmalarımızı ve azmimizi asla kıramayacaktır. Bu konudaki irademiz, aksine, daha da güçlenmektedir. Bu olumsuz tabloya rağmen, Çanakkale Barosu olarak kurulduğumuz günden bugüne sürdürdüğümüz gibi, insan hakları mücadelesinin bir parçası olmaya bundan sonra da devam edeceğiz. Bu bağlamda diğer sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri ve demokratik kitle örgütleri ile dayanışma mesajlarımızı sunuyoruz" ifadelerine yer verdi.
(Seçkin Sağlam)