Uzun süredir Parkinson hastalığı ile mücadele eden Levent Çelikel, Çanakkale’yi ve güzelliklerini fotoğraflıyor. Çanakkale’nin eşsiz manzarasının fotoğrafçılar için bulunmaz bir nimet olduğunu vurgulayan Çelikel, “Çanakkale özenle dokunmuş bir yer. Burada tema sizi buluyor” dedi. Parkinson hastalarına da bazı tavsiyelerde bulunan Çelikel ile yaptığımız özel röportajı sizlerle paylaşıyoruz.
Uzun süredir, Parkinson hastalığı ile mücadele eden Levent Çelikel, Çanakkale’yi ve güzelliklerini fotoğraflıyor. Çanakkale’nin eşsiz manzarasının fotoğrafçılar için bulunmaz bir nimet olduğunu vurgulayan Çelikel, “Çanakkale özenle dokunmuş bir yer. Burada tema sizi buluyor” dedi. Parkinson hastalarına da tavsiyelerde bulunan Çelikel; “Bu hastalıkla mücadele edenler mutlaka bir uğraş bulmalılar. Hayata sımsıkı bağlanmaya devam etmeliler. Hastalıkla yaşayan insanlar bağımsız yaşamlarını sürdürmekle birlikte yaşam kalitelerini de yükseltebilecekler” dedi...
• Fotoğraf Sanatına nasıl başladınız?
“Çanakkale’nin eşsiz manzarası, denizin, güneşin mükemmel uyumu doğa harikası gün batımı beni büyüledi. Ben de zamanla bunları fotoğraflamaya başladım. Mekanlar değişmiyor ama insanların değişimi öyküsü beni etkiledi. Ben de bunları ölümsüzleştirmeye karar verdim. Ama en önemli nedenlerden biri de hastalığımdı. Hastalıktan dolayı başladım da diyebilirim”
• Parkinson hastasısınız. Fotoğraf çekerken neler yaşıyorsunuz?
“Hastalıkla beraber zor. Benim gibi hasta olanlar Parkinson hastaları muhakkak bir aktivite yapmalılar. Yoksa bu depresyondan çıkmak çok zor. Mutlaka bir uğraş bulmaları gerekiyor. Fotoğrafçılık beni rehabilite etti. Ve her gün ileri gittim. Fotoğrafçılık beni ayrı bir dünyaya götürdü. Fotoğrafçılığın böyle bir özelliği de var. Fotoğrafı seviyorum. Yaratıcılığımı ortaya çıkardı. Hasta olanlara da tavsiyem var. Uzak sergisinin amacı parkinson’a dikkat çekmek bu hastalığı yaşayanlara destek vermekti. Ben onlar için önemli bir örneğim. Onlara tavsiyem mutlaka aktivite yapsınlar.”
• Üretim süreci nasıl gelişiyor? Üretmek nasıl bir duygu?
“Üretim çok değerli ve özel bir şey. Yeni bir şey yaratıyorsunuz. Özel bir eser meydana getiriyorsunuz. Fotoğraf çok değerlidir. Fotoğraf zaman geçse de aynı yerde durur. Çok kutsaldır üretim. Çok mutlu oluyorsunuz. Her fotoğraf yeni bir doğum benim için. Yeni bir şey meydana çıkartıyorsunuz. Eleştiriler de oluyor. Beğenilir, beğenilmez ama üretimi çok seviyorum.”
• Temaları nasıl belirliyorsunuz?
Burada hep deniz var. Burada dünyanın en güzel manzarası var. Çanakkale de herkes denizi görmek istiyor. Özetle kumaş güzel. Burası özenle dokunmuş. Nereye bakarsanız bir şey fışkırıyor. Temayı siz değil o sizi seçiyor. Deniz, manzara çok önemli kumaş güzel kendiliğinden geliyor. Bu nedenle o temayı iyi işlemek gerekiyor.”
• Son serginizin adı Mavi burada neyi amaçladınız?
"Mavi; özgürlükve sonsuza gider. Özgürlüğü vurgulamak istedik. Biz derin bir özgürlüğü sonsuza gideni simgeledik. Özgürlük olduğu için bu ismi koyduk.
• Önümüzdeki günlerde yeni projeleriniz olacak mı?
Levent Çelikel; “Kapadokya da kültür müzesinde eserleri sergilemem için davet geldi. Oraya gideceğim. 18 Mayıs’ta Kapadokya da olacağım. Selimiye camiinde de çekimler yapacağım. Bir sonraki sergide hüznün rengi ya da caz’ın rengi gece mavisi rengi ile bir çalışma düşünüyorum. İçerik ne olursa olsun bütün resimlerde gece mavisi olmasını düşünüyorum. Fotoğraflarda gece mavisini yakalayacağım. O saatlerde çekeceğim fotoğraflardan sergi açacağım. Fotoğraf sanatında o aşamadan sonra yol ayrımında olacağımı biliyorum. Ya devam edeceğim ya da bu kadar diyeceğim. Biraz daha fazla temalı çalışmalara geçeceğim, daha sanat ağırlıklı olacak. Yine Çanakkale de yapacağım çalışmalarımı, Çanakkale’den kopamam. Çanakkale`de insanlara karşı sorumluluğum var. O nedenle sanatımı burada yaparak bilgi birikimlerimi burada halka aktarmayı istiyorum.”
• Mavi temalı sergiye ilgi nasıldı?
“Sergiye ilgi beklediğimizden fazla oldu. Her kesimden insanlar geldi, ziyaret etti. Mesaj yerine ulaştı. İnsanlar geldi adeta sergiyi kendileri buldurlar. Belki de hiç sergiye gitmeyen kitlelerde geldi sergiye. Onlarla konuştum, sergiyi anlattım. Amacımız onlarla direkt teması sağlamak. İnsanlardaki beğeniyi gördüm çok güzel oldu. Sergi açmak sanatın doruk noktasıdır.”
