Tüm Türkiye`de olduğu gibi Çanakkale`de 7 Haziran`da sandık başına giderek, 4 yıl boyunca ülkeyi yönetecek hükümet ve kenti Türkiye Büyük Millet Meclisi`nde temsil edecek milletvekillerini seçti. Oldukça gergin bir atmosferde, tartışlı bir süreç ile girilen seçimler, beklenildiği gibi Çanakkale`de, büyük olumsuzluklara sahne olmadan gerçekleşti. Çanakkale, TBMM`de CHP`li Muharrem Erkek ve Bülent Öz, AKP`li Bülent Turan ve MHP`li Kürşat Tuna ile temsil edilecek. 2011 seçimlerine göre oyunu artıran MHP, genç adayı Kürşat Tuna ile büyük bir atılım yaşarken, benzer bir atılımı da CHP yaptı ve Çanakkale`de birinci parti oldu. 13 yıl boyunca seçimlere iktidar partisi olarak, `iktidar gücü` ile giren AKP ise Çanakkale`deki oyunu koruyamayarak büyük bir düşüş yaşadı. 2011`de başlayan düşüş, 2015`te de devam etti ve 13 yıldır iki milletvekili ile Çanakkale`yi temsil eden AKP, önümüzdeki dört yıl boyunca sadece Bülent Turan ile temsil edilecek.
“Yapacağımız çok önemli işler var”
CHP birinci sırdan TBMM`ye giden Avukat Muharrem Erkek, seçim değerlendirmesi ile ilgili olarak yaptığı açıklamasında “7 Haziran`da gerçekleşen 25`inci dönem milletvekilliği seçimlerinin öncelikle hayırlı olmasını diliyorum. Sandığa giderek siyasi tercihlerini demokratik bir şekilde gerçekleştiren yurttaşlarımıza teşekkür ediyorum. Ülkemizin yapacak önemli işleri var. Biz büyük bir devletiz, büyük bir milletiz ve büyük bir ekonomiyiz. Önümüzdeki süreçte, yeni oluşacak parlamento mutlaka, sivil, insan odaklı bir anayasa yapmalıdır. Dört parti bir araya gelerek, temel ilkelerde uzlaşıp yeni anayasayı yapmalıdır. Çünkü Türkiye`nin daha sivil, daha demokratik ve insan odaklı bir anayasaya ihtiyacı var. Türkiye`nin yeni bir siyasi partiler kanununa ve seçim kanununa ihtiyacı vardır. Türkiye`nin yargıda çok köklü reformlara ihtiyacı var” dedi. “Biz artık, 12 Eylül hukukuna ve 12 Eylül sistemine son vermeliyiz” diyen Erkek, “Bakın AKP 13 yıl boyunca ülkeyi yönetti ve kendi programında yazdığı halde siyasi partiler kanununu değiştirmedi, seçim kanunu değiştirmedi, barajı indirmedi. Önümüzdeki dönem biz CHP olarak, parlamentoda, her zaman olduğu gibi demokrasimizi geliştirmek için çabalarımızı sürdüreceğiz. Zaten seçim bildirgemizin ilk ana başlığı da biliyorsunuz; `Birinci sınıf demokrasi`dir. Biz `Hukuk devleti` dedik, `özgürlükler` dedik. İşte bunlar için bunu söylüyoruz. Onun dışında biz Çanakkale milletvekiliyiz. Bizim önceliğimiz her zaman söylediğim gibi, Çanakkale olacaktır. Biz Çanakkale milletvekilleri olarak, seçilen dört milletvekili olarak hep birlikte öncelikle Çanakkale`nin hak ve hukukunu korumalıyız, verimli topraklarını korumalıyız, Kaz Dağları`mızı, `Bin pınarlı İda`nın sularını korumalıyız, havamızı korumalıyız, boğazımızı korumalıyız. Çanakkale`de çocuklarımıza gelecekte sağlıklı bir çevre ve güzel bir Çanakkale bırakmalıyız. Çanakkale`nin vizyonuna uygun bir şekilde sağlıklı büyümesi için gerekli çalışmaları yapmalıyız. 2019`a çok daha büyük bir özgüven ile çok daha huzurlu gideceğiz. Çünkü il genelinde birinci olduk. Merkez ilçemiz dahil, 8 ilçede çok önemli sonuçlar elde ettik. 2019`da cumhurbaşkanlığı seçimi, yerel seçimler, genel seçimler birlikte yapılacak. Biz, Çanakkale`de mevcut belediyelerimizin yanına, çok önemli belediyeleri ekleyeceğimize inanıyorum. Biz Eceabat`ta da, Gökçeada`da da, Ezine`de de, Bayramiç`te de, Çan`da da sosyal demokrasinin bayrağını dalgalandırmak istiyoruz. Dört yıl örgütlerimizle, yerel yönetimlerimizle ve sivil toplum örgütlerimizle birlikte, Çanakkale`de gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Turan, “Ak Parti gerekli dersleri çıkaracaktır”
AKP`den birinci sıradan aday gösterilen, geçen dönem İstanbul Milletvekilliği yapan Avukat Bülent Turan ise, “Biz elimizden geleni yaptık, köy köy ilçe ilçe gezdik. 13 yılın bir birikimi var. 13 yıllık iktidar olmanın artısı var, eksisi var. Bunlarla da karşılaştık” dedi. “Çanakkale`de biraz daha iyi bir sonuç bekliyorduk. Anketleri incelediğimizde bu tabloyu Çanakkale`de gördük. Bu bizim için sürpriz olmadı. Ama Türkiye genelinde biraz daha iyi bekliyorduk. En azından koalisyon olmadan, tek parti iktidarını bekliyorduk. Çanakkale için çok şaşırmadık, ama Türkiye`de tek parti iktidarı olmamasına üzüldük” diyen Turan, “Bundan sonraki süreçte farklı senaryolar var. Ancak şimdiye kadar Türkiye`de koalisyon iktidarlarının çok başarılı oldukları bir dönem yok. O yüzden, Türkiye`nin hem siyaset anlayışı hem de toplum kabulü açısından baktığımızda çok uzun soluklu bir koalisyonu öngörmüyorum. İnşallah yanılırım, ama reel baktığımızda bunu öngörmüyorum. Belki azınlık hükümeti olabilir. Başarılabilirse koalisyon olabilir. Ancak her iki halde de çok uzun olmayan bir süreçte tekrar bir seçim sürecini öngörüyorum. Niyetim ve temennim bu değil, ancak böyle yorumluyorum. Kurulacak koalisyon ile çok başarılı bir tablo oluşacağını düşünmüyorum. İkincisi azınlık hükümeti olursa da onun da çok uzun soluklu olacağını düşünmüyorum. Azınlık olacaksa da koalisyon olacaksa da, o hükümete destek veren parti, birinci partiye `şu şartlarla yolunda yürü, sonra seçime git` diyecektir diye düşünüyorum. Ülkemiz için hayırlı olsun. Siyaset bir yürüyüştür, zaman zaman düşülür zaman zaman kalkılır. Sonuçta yüzde 41`lik bir oy aldık. Her ne kadar 41`in karşılığı bir iktidar olacak kadar vekil sayısı almasak da büyük bir rakam. Bize an yakın partinin oyu yüzde 25. Buradan baktığımızda büyük bir fark var. Önemli olan milletin gönlünden düşmemek. Ben Ak Parti de kendi derslerini alıp, hatalarını bir an önce düzelteceğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“Başkanlık sistemi belasından kurtulduk”
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Eş Başkanı Şehmus Aslan ise, HDP`nin Türkiye`yi `başkanlık sistemi`nden kurtardığını ifade ederek, bu fırsatın Türkiye halkları tarafından iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. “Çanakkale`de istediğimiz, beklediğimiz oyu aşağı yukarı aldığımızı söyleyebilirim” diyen HDP`li Aslan, “Kararsız insanların da HDP`ye yönelebileceği düşüncesi ile tahminlerimizi biraz daha yüksek tutuyorduk. Ama yine de 11 bine yakın bir oy aldık. Bu hiç de küçümsenecek bir oy değildir. Türkiye genelinde de, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin adresinin HDP olduğunu gördük. Halkın talebinin bu anlamda sandığa yansıdığını da söyleyebiliriz. HDP de işin başından beri yapmak istediğini başardı. Türkiye`yi `Başkanlık sistemi` gibi bir beladan kurtardığını söylemeliyiz. HDP`nin Türkiye`yi karanlıktan kurtarıp, aydınlığa doğru yol alması noktasında bir imkan sağladığını görmeliyiz. Bu imkanı, tüm halkların iyi değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu. (Seçkin Sağlam)