İstanbul Taksim’de bulunan Gezi Parkı’nın AVM, Topçu Kışlası ve benzeri projeler kapsamında değerlendirilmemesi, Gezi Parkı’nın mevcut durumunun korunması noktasında başlatılan ve polis müdahalesinin ardından ülke geneline yayılan eylemler devam ediyor. Gezi Parkı eylemlerine ilk müdahalenin olduğu gün, yani 31 Mayıs günü başlayan eylemler, bugüne kadar hız kesmeden sürdü. Çok sayıda Çanakkale’nin katıldığı eylemlerde AKP iktidarı sert bir dille eleştirilirken, özellikle Başbakan Erdoğan’ın eylemler konusundaki tavrı tepki çekmeye devam ediyor. Eylemlerde kurulan serbest kürsüden AKP hükümetini ve Başbakanı uyaran Çanakkaleliler, “Daha fazla demokrasi ve daha fazla özgülük istiyoruz” dediler.
Önceki gün gerçekleştirilen serbest kürsü etkinliğinde konuşma yapan ve şiir okuyan emekli Sınıf Öğretmeni İbrahim Gül, Nazım Hikmet’in “Davet” şirini okudu. Emekli öğretmen İbrahim Gül’ün okuduğu;
“Dörtnala gelip Uzak Asya`dan
Akdeniz`e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu davet bizim....
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim” dizelerinden oluşan Nazım Hikmet şiiri büyük ilgi görürken, bu şiirin ardından Gül, “Sevgili Çanakkaleliler; direniş ve dirilişin 12. gününde, başta Taksim Gezi Parkı olmak üzere, Ankara Kızılay ve Kuğulu Parkta, İzmir Gündoğdu Meydanı’nda, cennet yurdumuzun dört bir yanı ve hatta dünyanın dört bir yanında yükselen ÖZGÜRLÜK Türkülerine Selam olsun” diyerek, şu dizilerden oluşan kendi yazdığı şiiri de Çanakkaleliler ile paylaştı;
Selam olsun yurdunu çok sevenlere,
Selam olsun bütün dünyadaki EMEK kardeşliğine!
Kazdağları’mızın göknarlarından, Gezi Parkı’ndaki çınar ağacına selam olsun!
Bir gece yarısı emperyalist petrol tekellerine açılan ‘Karasularımızdan’, ‘Karapara Baronlarına’ yazıklar olsun!
Yazıklar olsun, doğduğu ve doyduğu topraklara ihanet edenlere,
Bizler cennet yurdumuzu, halkımızı, gençlerimizi seviyoruz!
Mustafa Kemal ATATÜRK ve yoldaşlarından emanet aldığımız Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’mizi çok seviyoruz.
Çocuklarımızı ve torunlarımız için ‘Ayakları, Elleri, Dilleri’ olmayan AĞAÇLARIMIZ için mücadele edeceğiz. Son nefesimize kadar…
Biz yurdumuzu seviyoruz.
Biz HALKIZ.
Biz haklıyız.
Biz güçlüyüz.
Biz kazanacağız.
Kahrolsun emperyalizm ve işbirlikçileri!
Yaşasın Tam Bağımsız TÜRKİYE!