Çanakkale’den Kürtçe açılım
Çanakkale Valiliği 18 Mart Zaferine Kürtçe açılımla farklı bir boyut getirdi.
Konu ile ilgili açıklama yapan Vali Güngör Azim Tuna, billboardları valilik olarak hazırlattıklarını belirterek; “Bu insanların Türkçe bilmediğinden değil. Bu devletin o bölgede yaşayan insanlara bir jestidir. Bu sıcaklığı o insanlara hissettirmeye çalışıyoruz. Bu bizim birlik beraberliğimiz ve sağlıklı bir gelecek inşası açısından da önemli” dedi.
Çanakkale Valiliği tarafından hazırlanan Kürtçe afişler başta doğu illeri olmak üzere göç alan illerde billboardlarda sergileniyor. 18 Mart zaferi kutlamalarında bir ilki gerçekleştiren Çanakkale Valiliği “Biz Değil miydik” sloganı ile başlattıkları çalışma kapsamında Kürtçe afişler hazırlattı. Kürtçe afişler başta, Van, Hakkari, Muş, Batman, Diyarbakır, Siirt, Şırnak illeri olmak üzere Adana, Mersin, İzmir ve Ankara da billboardlarda sergileniyor.
Yaptıkları çalışma ile ilgili bilgiler veren Vali Güngör Azim Tuna; “Kürtçe Arapça gibi dillerde de bazı sloganlar dile getiriliyor. Bunu tabiî ki normal karşılamak lazım. Bölgede halkın yaygın olarak konuştuğu dilleri, lisanları var. Bu insanlarımızda kendi dillerinde bu mesajların ulaştırılması gerekiyor” dedi.
“Biz Değil miydik?”
Biz değil miydik sloganı kapsamında çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Vali Tuna; “Bir zamanlar Çanakkale de, Sarıkamış ta yan yana birlikte savaşan bizler değil miydik? Şu anda burada koyun koyuna yatan da biziz. Burada senden bir parça var diyerek insanları Çanakkale’ye davet ediyoruz. Buraya gelenler bunu kendi gözleri ile görüyorlar. Meselelere bakışları değişiyor” dedi.
Vali Tuna şunları söyledi; “Türkçeyi herkes biliyor konuşuyor. Ama bu devletin zaten son zamanlarda bu konularda vatandaşına yönelik daha farklı bir bakış açısı ile yaptığı düzenlemeler var. Kürtçe enstitüler kuruluyor. Bölümler açılıyor. Kültür eserleri, divanlar Kürtçe bastırılıyor. Bu insanların Türkçe bilmediğinden değil bu devletin o bölgede yaşayan insanlara bir jestidir. Bir bakışındaki farklılığı da yansıtıyor. Son yıllarda hükümetimiz bu mesajı çok açık ve net bir şekilde veriyor. Bu sıcaklığı o insanlara hissettirmeye çalışıyorlar. Bu bizim birlik beraberliğimiz ve sağlıklı bir gelecek inşası açısından da önemli. Türkçe hakimiyetini kimse inkar edemez. Önümüzdeki dönemde sadece kendi Anadolu sınırları içerisinde konuşulan bir dil olmayacak. Şu anda balkan ülkelerinden büyük oranda Türkçe öğrenmeye yönelik gayret var. Kafkaslarda kuzey ırakta güney komşulardan Türkçe öğrenmeye yönelik büyük talep var. Ülke olarak tarihten gelen bir birikim var. İçinde Arapça farsça kelimler ve İngilizce Fransızcada alınan kelimelerde var. Bu ihtiyaçtan kaynaklanıyor. Buna kimse müdahale etmemelidir. Bazı şeyleri toplum kabul ediyorsa oturur. Etmiyorsa oturmaz silinir gider. Dil olayına bu şekilde bakmak lazım. Bazı sloganları yerel halkın kullandığı dillere yönelik yazdık. Kürtçe Arapça olarak hazırlandı gerekirse farklı dillerde de hazırlanabilir. Bunu iç mesele olarak görüyor ona göre davranıyoruz. Dışarıya yönelik mesajlarımızı olduğunda da bunu her dilde yapabiliriz. Balkan ülkelerine yönelik bir kültürel faaliyet olduğu zaman da onların yerel dillerinde Sırpça, Boşnakça, Yunanca gibi yapmamızda mahsur yoktur.”