Çanakkale’de güzel şeyler oluyor, olacak da…

Çanakkale’de olan güzel işleri takdir etmek onları kamuoyuna duyurmak ve bu olumlulukları teşvik etmek yerine getirilmesi gerekli sorumluklarımızın arasındadır diye düşünmüyorum.
Devrimci değerlerin kendini var etmesi adına, mücadele içersinde yitirdiğimiz devrimcilerin anılması onların hatırlanması mücadelelerinin kamuoyuna aktarılmasını son derece önemsiyorum.
Bu noktada HDP milletvekili adaylarının 1 Mayıs 1977 de yitirdiğimiz Kıymet Kocabaşı,1 Mayıs’da Bozcaada’da, yine devrimci mücadele önderlerinden Soner İlhan’ı Gelibolu’da Tamer Tabak’ı Çanakkale’deki mezarlarında ziyaret etmeleri son derece anlamlıdır, değerlidir.

734
Özellikle 78 kuşağı olarak bizler, o günlerde yaşamın her alanında karşılaştığımız faşist saldırılarda yitirdiğimiz dostlarımızın,arkadaşlarımızın, komşularımızın anıları nezdinde özgür, demokratik ve barış değerlerinin hakim olduğu yeni yaşamı inşa etmek sürecinde yitirdiğimiz devrimci dostlarımızı son derece önemseyen bir kesimiz.
Bu değerler temelinde hiçbir tartışmaya mahal vermeden, HDP milletvekili adaylarının onların anılarına, mücadelelerine gösterdiği saygıyı da takdir etmek gerekir.
Gençliğimizin her geçen gün demokrasi barış ve özgürlükler konusundaki artan ilgisi, devrimci mücadele içersinde kaybettiğimiz dostlarımızın mücadele deneyimlerinden öğrenecekleriyle geliştikçe; yeni Haziranlar  daha güçlü olacaktır.
Olayın özü budur, kimsenin bu duyarlılığı karalamaya hakkı yoktur.
HDP’li milletvekili adaylarını bu sorumlu davranışlarından dolayı kutluyorum.
Çanakkale’de çevre mücadelesi her geçen gün daha da gelişmekte ve çevre bilinci duyarlığı kendisini daha çok hissettirmektedir.
Bu alanda Çanakkale Barosu Çevre Komisyonu üyesi avukatların öncülüğünde yürütülen hukuk mücadelesi son derece değerlidir, onların bu fedakârlıkları ve sorumlu yaklaşımları takdir edilmelidir.
Yine bu konuda Kent Konseyi Çevre Meclisi’nin geleneksel hale getirdiği Atikhisar Kır Şenlikleri de çevre bilincinin gelişmesine katkısı olan bir etkinlik olarak göz doldurmaktadır.
Ayrıca bu yıl ikincisi düzenlenen geleneksel Kazdağları buluşması Kazdağlarına verilen önem ve ekolojik mücadeleye özellikle gençlerin artan ilgisine katkısı açısından önemli bir fayda sağlamakatdır..
Bu etkinlikler, aynı zamanda mücadele kapsamında ihtiyaç olan  dayanışma duygusunun gelişmesine katkı yapacak etkinlikler itibarıyla ayrıca değerlidir.
Tüm emeği geçenlere teşekkürlerimi iletirim.
Çanakkale’de emek mücadelesinin gelişiminde ÇOMÜ’lü işçilerin önemli katkıları olmuştur.
İşçilerin emek ve demokrasi mücadelesindeki önderliğinin deneyimlerini bu kent onlarla yaşadı.
Sedat Yaylacı adlı ÇOMÜ’lü işçinin işten atılmasıyla başlayan daha sonra onlarca taşeron işçisinin mücadelesiyle süren bu süreçte birçok olumlu gelişme yaşandı.
Bu mücadele birçok demokratik kitle örgütü ve siyasi partiyi de arkasına alarak emekçilerin mücadele önderlikleri noktasında bir deneyim yarattı ve örnek oldu.
Süreç bir çok kazanımla sürdü.
Taşeron işçilerin hakları konusunda Türkiye’de örnek olacak hukuk kazanımlarına imza atıldı.
Bununla birlikte bugün bu emekçilerin devrimci geleneği yeni birçok alanda mücadele örnekleri oluşturarak sürmektedir.
Buda ülkemizdeki devrimci mücadele deneyimleri açısından örnek alınabilecek bir süreçtir.
Son olarak Soma katliamının birinci yıl dönümünde Greif Tekstil, Kazova Tekstil, Sütaş, Nestle ve Bilgi Üniversitesi işçilerinin deneyimleriyle birlikte var ettikleri etkinlikten bu anlamda öğrenecek çok şey var.
Emeği geçenleri kutlarım
Diğer dikkat çeken bir gelişmede 9 kadının bir araya gelerek kurdukları “Dina Etnik Ensemble” adlı müzik grubunun gerek teknik gerekse vizyon olarak üstlendikleri rolle gelecekte ciddi bir gelişme trendine imza atacakları başarı hikayesinin ilk adımını atmalarıdır.
Onları müzikleriyle mücadele içersinde görüyoruz sürekli; 1 Mayıs kutlamalarında ordaydılar, Kazdağları buluşmasına renk kattılar, imkânlarını arttırdıkça çok daha başarılı işlere imza atacaklarına inanıyorum
Pazar günüde masalcılar buluşmasında Halk Bahçesinde saat 19.30 da yine  Çanakkale halkıyla birlikte olacaklar.
Çıktıkları bu yolda onlara başarılar dilerim.
Halkların kardeşliği, çocukların gelişimi, çocukların sanat ile buluşmaları, barış ve özgürlük duyguları ve bilinciyle gelişmeleri noktasında duyarlılığı ile Çanakkale halkının takdirini kazanmış Belediye Başkanı Ülgür Gökhan bu takdire boşuna laik olmadığını, Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 2. Uluslararası Çocuk Bieneli için almış olduğu,  gerici sansürcü barış karşıtı tavrı karşısında bir kez daha gösterdi.
Başkan Gökhan’ın, Mili Eğitim müdürüne yazmış olduğu yazıdaki içerik her şeyi çok güzel olarak anlatıyor;
Anadolu yüzyıllardır süren yolculuğunda pek çok halkın anavatanı olmuş, kültür zengini bir coğrafyadır ve bu coğrafya üzerinde yaşama şansı bulmuş tüm kültürler, diller, dinler ve tabi ki halklar da kardeştir. Hatta dünyada var olan tüm halklar kardeştir. Çocukların kendi dünyalarından damıttıkları düşünceleri, hayatı nasıl algıladıklarını ve ne istediklerini ifade eden görüntü, söz ve yazıları talebiniz üzerine çıkarmak, yok saymak, onların emeklerine, hayallerine büyük saygısızlık olur. Yıllarca özgürlükler ve barış adına mücadele veren şahsımın, böyle bir sansür uygulaması söz konusu dahi olamaz. Çocuklarımızı yetiştirirken onlara öğreteceğimiz en önemli değer, hakları ve ifade özgürlükleri olmalıdır. Bir baba ve kentin belediye başkanı olarak ben, hep bu sorumlulukla davrandım ve bundan böyle de özgürlüklerden ve barıştan yana davranmaya devam edeceğim. Aksi halde o çok sevdiğim çocukların gözlerine nasıl bakarım”
Bir alkış da Başkan Gökhan’a…   
Paylaş