Tüm emekçiler, emek dostları, ezilenler, mağdurlar, ötekileştirenler, yok sayılanlar kısaca kapitalist, emperyalist sistemin karşıtı tüm güçler bu yıl Çanakkale’deki 1 Mayıs kutlamalarına katılarak Memur-Sen aracılığı ile oynanan Truva atı rolünü boşa çıkarıp, emeğin gerçek talepleri ve mücadelesine destek olmalıdırlar.
Dikkat ederseniz bir süredir Çanakkale’de bazı provokatif eylemler ile gerginlikler tırmandırılmak istenmektedir.
Bunlar bildik taktikler olup, emekçilerin 1 Mayıs kutlamalarına sahip çıkmaları engellenmeye çalışılmakta Truva atı rolü üstlenenlerin değirmenine su taşınmaktadır.
Son yıllarda çeşitli konularda yapılan popülizm; Çanakkale değerleri üzerinden malzeme üretmeye başladı.
Siyaset arenasında bu durum, önemli bir değer oldu.
Bir Çanakkaleli olarak Çanakkale’nin gerçek değerleri ile anılmasından ziyade, popülizme malzeme olmasından rahatsızlık duyuyorum.
Şimdi bu kervana birde Memur- Sen katıldı.
Neymiş; 1 Mayıs’ı Çanakkale ruhu ile Çanakkale’de kutlayacaklarmış.
Ağızlarına aldıkları ‘Çanakkale ruhu’ her şeyden önce bölücü değil birleştiricidir.
Emek güçlerinin bir araya gelip emekçilerin taleplerini hep bir ağızdan daha güçlü bir şekilde haykırmaları yerine, ayrılığı seçip buna da Çanakkale üzerinden kılıf yaratmanın ’ Çanakkale ruhu’ ile ilgisi söz konusu olmaz.
Emekçilerin her geçen gün yoğunlaşan, çözümü ertelenemez hale gelmiş onca sorunu var iken hükümete destek olmak adına emek mücadelesini hançerleyenler ‘Çanakkale ruhu’ yerine ancak teslimiyet ruhundan bahsedebilirler.
Memur- Sen 1 Mayıs’ı Çanakkale’de kutlama kararı alınca önce meydan tartışması başladı.
Yıllardır Çanakkale’de 1 Mayıs’ı kutlamak adına bir araya gelen demokratik güçler Cumhuriyet Meydanı için programlarını yapıp izinlerini almış iken, Memur- Sen’in talebini yerine getirmek adına alınmış olan izin için çeşitli saldırılar başlatıldı.
Tertip komitesi bu girişimleri boşa çıkarınca Memur- Sen mitingi için yer arayan yetkililere önerim Truva atı önüdür.
Burası çok yakışır; düzenlenecek mitingin özüne de çok uyar.
Bu yıl diğer yıllardan farklı olarak Çanakkale’de bir başka gerçeği daha yaşıyoruz.
Gericiler, 1 Mayıs hazırlıklarını engellemek için çeşitli girişimlerde bulundular.
Halkevleri afişlerini yırtarak, afiş asan gençlere saldırılara kadar gerici güçlerin eylemleri öne çıktı.
Son olarak da 1 Mayıs kampanyası için çalışma yapan TKP’li ve Halkevleri üyeleri, gericiler ile ittifak içindeki faşistlerce saldırıya uğradı.
Diğer bir gün Halkevi standında yüksek ses ile müzik yayını yapılıyor gerekçesi ile propagandaları engellendi.
Afiş asan Halkevi üyeleri göz altına alındı ve sabaha kadar karakolda tutulan halkevciler sabaha karşı, bir polis memurunun kendisine saldırıldığı gerekçesi ile 5 gün iş göremez raporunu içeren tutanak sürprizi ile karşılaştılar.
Tüm bunları üst üste koyduğumuzda 1 Mayıs’ın bu yıl Çanakkale’de daha kitlesel, daha güçlü bir şekilde kutlanması daha bir anlam kazanmıştır.
Özellik ile gündemdeki barış sürecinin, demokrasi ve emek mücadelesi kazanımları ile eşitlik temelinde gerçek kimliğine dönüştürülecek bir dönemde 1 Mayıs kutlamaları ayrıca genelde; çok daha anlamlı bir niteliğe bürünmüştür.
ÇOMÜ’de işten atılan işçilerin kazandıkları hukuk mücadelesine rağmen işe iadelerinin gerçekleşmemiş olması, taşeron işçilerin ÇOMÜ’de muvazaa (hileli çalıştırma) davasını kazanmasına rağmen hala asıl işçi olarak haklarına kavuşmamış olmaları,termik santraller ve altıncı şirketlerin saldırıları ile geleceğimizi yok edecek girişimlere karşı çevrenin korunması ,sağlıklı bir çevrede yaşam hakkı talepleri ile 1 Mayıs’da hep birlikte omuz omuza olalım.
Emek, barış, demokrasi için eşitlik talebini bu yıl daha da yükseltelim.
