Çan Çevre Derneği Başkanı Hamza Yıldız, “Günümüzde insanlığın ve doğal hayatın en büyük düşmanı termik santrallerdir. Ekolojik sistemi derinden etkiler, telafisi imkansız zararlara neden olur. Fosil yakıtların çıkarılması, hava ile teması, gaz salgılaması, toz taşınımı gibi etkileri bilinirken bu yakıtların yakılması üzerine kurulan sistemler doğal felaketlerin hazırlayıcılarıdır. Yaşadığım şehir Çan`dan, yaşadıklarımdan biliyorum, görüyorum. Çan Linyit işletmelerinden elde edilen düşük kalorili kömür belli bir alanda önce stoklanıyor. Burada stoklanan kömür bir süre sonra yanıyor ve gaz salgılamaya başlıyor. Bu gaz bir şehri zehirlemeye yeterken birde termik santrallerde yakılıyor. Termik santral bacalarından çıkan duman ve kül bütün bir şehrin üzerini, verimli toprakları kaplıyor. Her yer cehenneme dönüyor. Çünkü yeterli denetim,tedbir asla olmuyor” dedi.
“Şirket kazansın diye katliama sessiz kalınıyor”
“Çan`da iki termik santral var ve üçüncüsü de yolda” diyen Yıldız, “ODAŞ termik santrali tam bir felaket. Zaten hurda olarak getirilmiş, kurulmuş. Devlet yapılan bütün şikayetleri görmezden geliyor ve bu şirket kazansın diye Kaz Dağları kenarında bulunan coğrafyanın katliamına sessiz kalıyor. Termik santraller soğutma için kullandıkları suları Kocabaş çayı havzasından açtıkları kuyulardan elde ediyor. Bu da yeraltı sularının derine inmesine ve dağdaki çeşmelerin erken kurumasına sebep oluyor. Ve sonuç olarak artık 0-6 yaş grubu çocuklarımızın yüze altmışı solunum yolu hastası. Ölümlerin sebepler de kanser ve kalp yetmezliği. Artık ovanın küle bulanmış otunu inekler bile yemiyor. Toprağımız verimsizleşti, meyve ağaçları hastalıklı. Yağmurlarla üstümüze bereket değil asit yağıyor. İnsanlar da göç ediyor. Köyler boşaldı. İki termik santral yaşadığımız cenneti cehenneme çevirmeye yetti. Termik santraller acilen kapatılmalıdır. Yoksa Çan hayalet bir şehre ve yaşanmaz bir coğrafyaya dönecektir” dedi.
(Seçkin Sağlam)