Çağdaş eğitim ve Öğretmenler Okullarının 175'inci yıl dönümü kutlu olsun!

494
Türkiye`de çağdaş eğitim ve öğretmen yetiştirme alanında önemli bir yeri olan öğretmen okullarının kuruluşunun üzerinden 175 yıl geçti. Günün anlam ve önemine ilişkin Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Eğitim-Sen Şube Başkanı Yasin Hacımusalar, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Başkanı Yüksel Özdemir açıklamalarda bulundu.
 
"Eğitim aydınlanma ve refahın ilk adımlarından biridir"
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, eğitim ve öğretimin yerini başka hiçbir şeyin tutmayacağını ifade ederek, "Öğretmen yetiştirmek amacıyla ilk olarak 16 Mart 1848`de açılan "Darülmuallimin" adındaki öğretmen okulu faaliyetleri, cumhuriyetin kuruluşunu takiben de hızla sürdürülmüştür. Kendisini de Başöğretmen olarak andığımız Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk`ün "Öğretmenler! Yeni nesil sizlerin eseri olacaktır" sözü ile de vurguladığı üzere öğretmenlik ve öğretmen yetiştirilmesi hususunda önemle durulmuş, nitelikli öğretmen yetiştirilmesi amacıyla Köy Enstitüleri kurulmuştur. Süreçte, lise dengi öğretmen okullarını eğitim fakülteleri takip etmiştir. Ulu Önder`imizin de üzerinde durduğu gibi yeni neslin yetişmesinde, geleceğin şekillendirilmesinde çok çok önemli bir pay düşmektedir öğretmenlerimize. Zira biliyoruz ki, toplum hayatında eğitim ve öğretimin yerini hiçbir şey tutmamaktadır. Eğitilmeyen bir toplum, geri kalmaya mahkumdur. Oysa ki eğitim, aydınlanmanın, ilerlemenin, refahın ilk adımlarından biridir" dedi.
 
"Afet bölgesinde eğitim-öğretim bir an önce sağlıklı şekilde devam etmeli"
Gökhan, Kahramanmaraş depremlerinin ardından afet bölgesindeki eğitim ve öğretim şartlarının iyileştirilmesi gerektiğine işaret ederek, "Bu noktada, 6 Şubat`ta meydana gelen ve 11 ilimizin çok boyutlu olarak etkilendiği deprem felaketinde yara alan konulardan biri de eğitim olmuştur. Bölgedeki yıkımdan kaynaklı olarak eğitim faaliyetleri sekteye uğramış, eğitim alanının tüm paydaşları bu durumdan olumsuz etkilenmiştir. Gencecik fidanlarımız, öğrencilerimiz de dahil olmak üzere bu acı depremde kaybettiğimiz tüm öğretmen ve eğitimcilerimizi de saygı ve rahmet anıyor, tüm bölgedeki eğitim-öğretim hayatının bir an önce yeniden sağlıklı bir şekilde devam etmesini temenni ediyorum" sözlerine yer verdi.
 
"Geriye gidiş yaşanıyor"
Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Yasin Hacımusalar, günümüzdeki eğitim politikalarını eleştirerek, "Öğretmen yetiştirme konusundaki yetersizlikler, her geçen gün artan sorunlar, geçmişte öğretmen yetiştirme konusunda uygulanmış başarılı modelleri hatırlamaya, zaman zaman o modellere özlem duyulmasına neden olduğundan, öğretmen okullarının işlevlerinin ve kuruluş yıl dönümünün hatırlanması önemlidir. Aradan 175 yıl geçmiş olmasına karşın, öğretmen okullarının Türkiye eğitim sistemi içindeki yerinin hala doldurulamadığı, hatta bu konuda geriye doğru gidiş yaşandığı görülmektedir. Bugüne kadar eğitim sisteminde `eğitimde reform` adı altında yapılan ve bilimsel eğitimden hızla uzaklaşılmasına ve eğitiminin niteliğinin bozulmasına neden olan yıkıcı adımların sonuçları günümüzde eğitimin bütün kademelerinde görülmektedir" diye belirtti.
 
"Eğitim emekçileri hiç olmadığı kadar değersizleştirilmiştir"
Hacımusalar Öğretmen Okulları ve Köy Enstitüleri gibi deneyimlerin yarattığı değerleri savunmaya devam edeceklerini kaydederek, "Siyasi iktidarın okulöncesi ve ilkokul başta olmak üzere, eğitimin bütün kademelerinde `dini eğitim` uygulamalarını arttırması, Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, dini vakıf ve derneklerle yapılan protokoller üzerinden okulların tarikat ve cemaatlerin temel faaliyet alanları haline getirilmesi, iktidarın eğitim sistemine yönelik yoğun siyasal-ideolojik kuşatmasının sonucudur. Özellikle geçtiğimiz 21 yıl içinde öğretmenlik mesleği ve eğitim emekçilerinin emeği daha önce hiç olmadığı kadar değersizleştirilmiş, eğitim emekçileri sık sık baskıya, tehdide ve şiddete maruz bırakılmıştır. Dünyanın hiçbir ülkesinde öğretmenin ve öğretmenlik mesleğinin değerinin Türkiye`deki kadar düşmesine neden olan, öğretmenlerin emeğini yok sayan bir iktidar ve eğitim yönetimi görmek mümkün değildir. Eğitim sistemini siyasal-ideolojik ihtiyaçları doğrultusunda biçimlendirmek isteyen ve toplumsal yaşamın bütün alanlarının kuşatılmasına karşı mücadelemizi kesintisiz sürdürmeye devam edeceğiz" sözlerine yer verdi.
 
"Günümüzde öğretmen istihdamında sorunlar yaşanıyor"
Yüksel Köy Enstitüleri`nin kapatılmış olmasını eleştirerek, "Kapatılışlarını her zaman Türk Milli Eğitimi`nin kaybı olarak gördüğümüz 21 Köy Enstitüsü`nde, dinci, gerici karanlığa karşı; aydınlanmacı, laik, demokratik Cumhuriyet değerleri ve güçlü yurtseverlik duygularıyla donanmış öğretmenler yetiştirilmiştir. 175 yıllık öğretmen yetiştirme tarihimiz ve Cumhuriyet tarihimiz boyunca Köy Enstitülerinden başlayarak öğretmen yetiştirme kurumunda önemli adımlar atılmasına karşın günümüzde hem öğretmen yetiştirme sisteminde hem de öğretmenlerin istihdamında sıkıntılar yaşanmaktadır. Öğretmenlerin başta atanamama olmak üzere onlarca kronik sorunu bulunmaktadır. KPSS gibi artık ölçümden uzak bir sistem varken, mülakat vasıtasıyla liyakat öldürülürken, öğretmenler kategorilere ayrıştırılarak ayrı ayrı sömürülürken bir sistemden bahsetmek mümkün değildir" dedi.
 
"Bir ülkenin geleceğinin mimarı öğretmenlerdir"
Yüksel yeni kuşakların niteliklerinin öğretmenlerle doğru orantılı olduğunu belirterek, "Bir ülkenin geleceğinin mimarı öğretmenlerdir. Bir ülkenin kalkınmasında, nitelikli insan gücünün yetiştirilmesinde, toplumdaki huzur ve sosyal barışın sağlanmasında, bireylerin sosyalleşmesi ve toplumsal hayata hazırlanmasında toplumun kültür ve değerlerinin genç kuşaklara aktarılmasında öğretmenlerin rolü büyüktür. Öğretmen yetiştirme, öğretmene hak ettiği yaşam standartlarını sağlama, öğretmenliğin saygın statüsünü tekrar kazandırma gibi adımlar, en başta bu ülkenin geleceği için eşit, adil, parasız, laik eğitimi hak eden bu ülkenin çocukları için atılmalıdır" diye konuştu.
 
"Köy Enstitüleri`nin felsefesi ile çağdaş özerk üniversitenin olanaklarını buluşturmak, üniversitede iyi öğretmen yetiştirme modelleri yaratmaktır" sözlerine vurgu yapan Özdemir, "Öğretmenlerin kendilerini sürekli yenileyen, toplumsal saygınlığı yüksek bir meslek grubu olmasına katkı sağlayacak maddi ve manevi desteklerin sağlandığı ulusal eğitim politikaları geliştirilmelidir. Özensiz hazırlanan "Öğretmen Meslek Kanunu" mutlaka değiştirilmeli, kariyer basamaklarda yükselme sınavından vazgeçilmelidir. Öğretmenlerin tepkilerini bastırmaya yönelik yapılan sınavın niteliğini düşürmek öğretmenleri incitmiştir. Uzman ve başöğretmen unvanları verilmesi öğretmenleri bütünleşmekten uzaklaştıracak, öğretmenlik kültürünü olumsuz noktalara taşıyacaktır" ifadelerine yer verdi.
(Atilla Akın)
 
Paylaş