Bütçe görüşmeleri üzerine

Dünkü gazetemizde vatandaşlarımızın bütçe görüşmelerine ilişkin tepkilerini okuduk.
Vatandaş bu konuda, ne derse haklıdır.
Çünkü tartışılan bu bütçe halkın bütçesi değildir.

415
Beş milyon asgari ücretliye %3 zam ile, 10 milyon emekliye açlık sınırın altında reva gördükleri ücretler ile adeta ‘yaşamayın ölün’ diyen bir sistemin tartıştığı bütçe bir grup çıkar ve sermaye çevresi için teşvikin, vergi muafiyetinin, imtiyaz ve yolsuzluğun, kriz fırsatçılığın, hortumculuğun bütçesidir.
 
Yolsuzluk kötüdür deyip, yolsuzluk belgesi Sayıştay raporlarının gizlenmesini sağlayan bir anlayış nasıl bir şeydir?
 
Siyasal olarak rakiplerini yok etmek için Sayıştay raporlarını bir imha belgesi gibi kullananlar, iş kendilerine gelince Sayıştay raporlarının meclise gelmesini engelliyorlarsa burada tam bir samimiyetsizlik vardır.
 
Bir de şu, her geçen yıl artan örtülü ödenek kullanımı konusu var. ‘Nerede kullanılır neden örtülüdür’ soruları bile bu uygulamanın ne kadar karanlık olduğunu anlamamıza yetecektir. 2012 yılının ilk dokuz ayında örtülü ödenek giderleri Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırarak 665 milyon TL’ye ulaştı.
 
Karşılaştırma yapmak için bazı yıllara ilişkin rakamlara şöyle bir bakalım…
 
2003 yılında 50 milyon TL olan örtülü ödenek harcaması 2004 yılında 75 milyon, 2006 yılında 207 milyon, 2007 yılında 262 milyon, 2008 yılında 280 milyon, 2009 yılında 341 milyon, 2010 da 366 milyon, 2011 de 391 milyon olarak gerçekleşti.
 
İşte örtülü ödenekteki bu artış oranı bir şeyleri çok iyi gösteriyor.
 
Ülkemiz her geçen gün daha çok baskı ve özgürlüklerin yok edildiği bir atmosfere doğru yol alıyor.
 
Halkın her türlü talebinin gaz ile cop ile, su ile karşılandığı koşullarda, demokrasi ve hukukun yok edildiği şartların yanında; halkın yaşam koşullarının her geçen gün daha da ağırlaştığı bir dönemde, asgari ücretle şu kadar süt alınıyordu da şimdi bu kadar alınıyor hesapları ile vatandaşı kandıramazsınız.
 
Ülkemiz gerek iç sorunları gerekse de uluslararası konjektürde üstlenmiş olduğu roller ile her geçen gün daha bir batağın içersine sürüklenirken tüm bu gelişmelere sesiz kalınamaz.
 
Vatandaşın tepkisine sahip çıkarak, onları gerçek talepleri temelinde bir araya getirecek siyasi bir organizasyon muhakkak oluşacaktır.
 
Doğru bir siyasal önderlik ile sürdürülecek hak ve özgürlükler mücadelesinin kazanımları, ancak vatandaşlara nefes aldıracak bir ortam yaratacaktır.
 
Sürdürülmekte olan bütçe görüşmeleri halkı yeni yıkımlara götürecek niteliktedir.
 
Krizin faturasını halkın sırtına yıkmak isteyen, Yunanistan İtalya ve İspanya’da yaşanılanlar ortada.
Adım adım aynı gelişmeler yaşanacak
 
Belediye güvenlik ve koruma görevlilerinin maktu mesai ücretlerinin kaldırılmasına karşı belediye işçileri meclis önünde protestolarını gerçekleştirdi..
 
Çanakkale Tüm Bel Sen yayınlamış olduğu bir açıklama ile yok edilmek istenen haklarına karşı tepkilerini dile getirdi.
 
Bu ülkede elektriğe, doğal gaza, benzine gelen zamlarla faturalarını ödeyemeyen emekçiden söz edilmiyor ise bu bütçenin halk için bir anlamı yoktur.
 
Bununda ötesinde bu bütçe gayrimeşrudur.
 
Sayıştay denetiminin raporları meclise sunulmamış bir bütçenin ne kadar meşru olduğunu varın siz düşünün…
Paylaş