Bu sanat başka sanat!

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) dün farklı bir etkinliğe imza atarak, Rektör Laçiner ve ekibine yönelik tepkilerini sanat yoluyla dile getirdiler. Laçiner ve yönetimini “Truva Atı” ile sembolize eden sanatçılar, Truva Atı`nı üniversitenin dışına çıkardılar. Aynı zamanda Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan vekili olan Rektör Laçiner`de, kendisi ve ekibine yönelik sanat yolu ile anlatılan bu tepkinin nasıl bir karşılık bulacağı merak ediliyor!

643
 
 
Eğitim-Sen Şubesi yürütme kurulu, ÇOMÜ`deki mahkeme kararları ile kesinleşen hukuksuz uygulamalara, baskılara, mobbinge ve diğer tüm `skandal`lara yönelik tepkisini bu kez sanat yolu ile dile getirdi. “Biz anlatamıyoruz galiba” diyen Eğitim-Sen`liler, alanında uzman sanatçıların da desteği ile ÇOMÜ yönetimine ilk bir tepki daha gösterdiler. Bilindiği gibi Rektörlüğünün yanı sıra Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan vekili olarak da görev yapan Prof. Dr. Sedat Laçiner`e tepkilerini sanat yoluyla anlatmak isteyen Eğitim-Sen`in bu girişimi ortaya ilginç görüntüler çıkardı. Üniversiteyi ve Truva Atı olarak da Laçiner ve ekibini sembolize eden Eğitim-Sen, objelerin üzerine kazandığı davaların ve gazete haberlerinin küpürlerini yapıştırdı. Çanakkalelilerin beğenisine sunulan bu sanat yapıtının Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan vekili, Rektör Laçiner`de nasıl bir karşılık bulacağı merak ediliyor. Etkinliğin açılışında konuşan Eğitim-Sen Şube Başkanı Prof. Dr. Telat Koç, “Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası olarak, yüzyılı aşkın bir süredir verdiğimiz mücadeleyi biliyorsunuz. Özellikle ifade etmek gerekir ki; yaşayarak öğreniyoruz. Mücadele bize birçok şey öğretiyor. Eğitim ve bilim emekçileri sendikası olduğumuz için mücadele parçalarımızdan birisi de üniversite. Türkiye`nin ve dünyanın değişik yerlerindeki deneyimlerden hareketle öğrenme sürecimiz, Çanakkale ve üniversitede doruk noktasına ulaştı. Çünkü bizim bildiğimiz kadarıyla üniversite, evrensel değerlerden hareketle, düşünen, sorgulayan, üreten insanların bulunduğu, baskısız, topluma yol gösteren özel bir ortam idi. Ama güncel durumda, özellikle de 2011 yılında sayın Laçiner`in üniversitemize gelmesiyle özel bir süreç yaşanmaya başladı. Biz de şaşırdık. Çünkü bekledik ki sayın Rektörün hedefi üniversite olsun, üniversiteyi geliştirmek olsun diyerek oturduk uzun uzun raporlar hazırladık, dosyalar hazırladık. Ve `Bu üniversitenin bileşenleri olarak, üniversiteye katkımız olsun` diye anlatmak istedik, `beraber çözelim` dedik, ama randevularımıza çıkmadı. Bu kez, bu kanaldan ulaşamadığımız için, basın aracılığı ile ulaşmaya çalıştık. Soruşturma açtı! `Üniversiteden atılan işçilerin yanında olalım` dedik, iş güvencesi bizim için öncelikli konuydu, soruşturma açtı. `Ağaçlar sökülmesin` dedik, soruşturma açtı. İşin ilginç tarafı bilimsel yayın yaptık, soruşturma açtı. O soruşturma açtı, biz hukuk mücadelemizi verdik, o soruşturma açtı, mahkemeye verdik, kazandık, kazandık, kazandık” dedi.
 
 
Laçiner`e `kutlama`
“Bu süreçte hukuk mücadelesini kazandık, ama esas hedefimiz bizim Çanakkale`yi ve üniversiteyi kazanmak” diyen Koç, “Çünkü Çanakkale halkı, üniversitesine sahip çıkıyor. Buradan hareketle, sayın rektöre biz yetmedik ve bu kez başladı Çanakkale halkına hakaret etmeye. Buradan hareketle de üniversitede görevli olmayan insanlara da dava açtı. Orada da kazandık. Bu da yetmedi, `Acaba biz sayın rektöre bu konuyu nasıl anlatırız?` dedik ve tüm Çanakkale halkı, sivil toplum örgütleri ile gösteri yürüyüşü düzenledik. Herhalde, sayın Laçiner buraya geldiğinde, `ilklerin üniversitesi olacak` demişti, bu da ilklerden bir tanesi. Çünkü, bizim bildiğimiz kadarıyla doğrudan rektör ile ilgili miting düzenlenen ilk yer burası! Kendisini kutluyoruz” ifadelerini kullandı.
 
 
“Anlatabilecek miyiz, zaman gösterecek”
“Bunlar da yetmedi, yine baskılarına devam eti, arkadaşlarımızın görevine son verdi, yine kazandık. `Acaba nerede yanlış yapıyoruz?` dedik ve bu kez sanat ile anlatmaya karar verdik” diyen Koç, “Bilim ve sanat aslında bir kuşun iki kanadı gibidir. `Bizim sanat yönümüz eksik` dedik. Biz anlatmada sanatı kullanmadığımız için, iyi anlatamıyoruz, eğitim ve bilim emekçileri sendikasında sanatçılar da örgütlü. Biz de derdimizi sanatçı arkadaşlarımıza anlattık. Bizim sayfalarca anlatamadığımız şeyleri sanatçıları, küçük ayrıntılarla daha güzel anlatıyorlar. Sonuçta ortaya böyle bir eser çıktı. Biz anlatmaya çalıştık, sanatla anlatmaya çalıştık. Acaba yetecek mi? Zaman gösterecek” şeklinde konuştu.
 
“Çanakkale`de başka Truva Atı istemiyoruz”
Koç, açıklamasına ortaya çıkan sanatsal ürünü anlatarak son verdi. Koç, “İşin ilginç tarafı, üniversite binasının önünde, üniversite çalışanları tarafından `biat` toplantısı yapıldı. `Madem ki rektörlük binasının önünde böyle şeyler yapılabiliyor` dedik ve gittik orada kitap okuduk. `Öyle anlatalım` dedik. Yine anlatamadık, gelinen nokta bu. Bu konuda ben çok bir şey söyleyemem. Ancak sanatçı dostlarımız der ki; `Bu eser, üniversiteyi temsil ediyor, toplumu ve bizim. Bu duvarın arka tarafından kazandığımız mahkeme kararlarının örneklerini göreceksiniz. Yetmedi, birkaç örnek yapıştırdık. Bu ayna zamanda bizim mücadelemizi de temsil ediyor. Bu mücadele ile sanatın bir Truva Atı olarak tanımladığı, sayın Laçiner ve ekibini verdiğimiz hukuki mücadele ile üniversitenin dışına çıkarıyoruz. Tarihin derinliklerine, ders alınacak bir örnek olay olarak bırakıyoruz. Ve diyoruz ki, sanatçımız öyle uygun görmüş; Çanakkale`de zaten Truva Atımız var, başka Truva atı istemiyoruz” dedi.
Paylaş