Bu fırsat kaçmasın.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin tartışmalar yoğunlaşmaya başladı.
Kentte CHP’nin çatı adayına destek açıklamalarına karşı, AKP’nin misillemesi geç kalmadı.
Merkez ilçe başkanlığından alınıp tekrar getirilen AKP’nin eski/yeni başkanı, CHP için yaptığı gülünç olma haline değerlendirmesiyle, kendi ifadeleriyle kendisini vurdu.
Bu konunun ayrı bir yazı konusu olarak ele alınması gerektiğini belirterek, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin iki partinin aralarındaki polemiği biraz irdeleyelim.
CHP kadroları, kendi siyasal vizyonlarının dışındaki bir adayı desteklemenin sıkıntısını istemeseler de ortaya koyuyorlar.
Böyle olunca inandırıcılıkları konusu her zamankinden daha çok tartışılır hale geldi.
Siyasal İslam perspektifinin eski ve yeni kimliklerinin bir çatışması olarak şekillenen Tayyip ve Ekmeleddin ayrımında, taraflar olayları ne kadar çarpıtmaya çalışırlarsa çalışsınlar, gerçek; ülkenin bugünkü gerici, baskıcı, eşitsiz, adaletsiz yapısının onay memuru olma yarışından ibarettir.

873
Erdoğan ve Ekmeleddin arasındaki mücadele, Türkiye’de halkların bugüne kadarki siyasal yaşam içersinde bildik ve bir çok kez kendi deneyimleriyle sonuçlarını yaşadığı bir pratik.
Buradan, ileriye dönük ülkenin demokratikleşmesine, özgürlüğüne, insan haklarına barış anlayışına katkı sağlayacak her hangi bir destek çıkmayacaktır.
Bu gerçeğe bağlı olarak alternatif olarak Selahattin Demirtaş’ın durumu çok daha yakından takip edilen ve ilerici, demokratik, sosyalist çevrelerin beklentileri açısından önemli olan bir gelişmedir.
Bu tespit CHP içersindeki sol değerleri önemseyen kesimler içinde geçerlidir.
Mevcut durum böyle olmasına rağmen süreç ne yazık ki buna uygun olarak gelişmemektedir.
Öncelikle şunu belirtmeliyim; sol, sosyalist çevreler gericiliğe karşı birlik olma, güçlerini birleştirme, birlikte hareket etme kültürüne katkıda bulunma gibi mücadelenin gereklerini bu süreçte daha da önemsemelidirler.
Demokrasi, özgürlük, emek mücadelesinde birlikte hareket etmek; başarılı olmak açısından zorunludur.
Bu konuyu önemseyen bir kişi olarak Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde buna uygun hareket edilmesi konusunda bir adım atılarak bu alandaki eksiklilerin giderilmesi boyutuyla bir gelişme sağlanması seçimi kimin kazandığından bağımsız olarak, çok daha değerli bir kazanım olacaktır.
Bugüne kadar bu konuda olumlu gelişmeler olmamıştır.
Daha 3 ay önce seçimlere katılan bazı siyasi çevreler bugün her nedense, ‘seçimlere katılmak anlamsızdır’ diyerek boykotçu eğilim içersindeler.
Diğer bir başka siyasi çevre, seçimlerde herhangi bir tercih ve alternatif oluşturmaksızın AKP’nin teşhiri hedefiyle soyut bir politik tavırla hareket etmektedir.
Daha düne kadar ehven-i şer mantığı ile çeşitli destek politikaları oluşturan bu anlayışın bugün Selahattin Demirtaş’ın adaylığı karşısında tavırsız kalması da başka bir çelişki…
Hakim sınıfların, Kürt halkının mücadelesini itibarsızlaştırma politikalarının sonuçlarına karşı şimdi her zamankinden daha çok mücadele edip, bu girişimleri boşa çıkaracak bir süreç olarak Cumhurbaşkanlığı seçimleri bir fırsat olarak önümüzdeyken, kayıtsız kalmak; sol, sosyalist çevreler açısından ciddi bir kayıp olacaktır.
Seçimlere 1 ay kaldı, eskiyi temsil eden adayların bildik sözlerine karşı, demokrasi özgürlük, emek ve barış adına önemli kazanımlar için halkların ve değişimin adayı olarak yola çıkan Selahatttin Demirtaş’ın mesajlarını değerlendirmelerini,  ilkelerini daha yakından takip etme imkânı bulacaksınız.
Bu mesajları ön yargılardan uzak bir şekilde değerlendiriniz.
Yeniyi temsil etme, demokrasi ve özgürlükler alanında yeni kazanımlar için Cumhurbaşkanlığı makamını halkın makamına dönüştürme adına yeni organizasyonların ve dönüşümlerin oluşturulması konusundaki çabaların varlığı bu konudaki bir anlayış dikkatlerinizden kaçmayacaktır.
Soldan yana, sosyalist, demokrat çevrelerin, emek ve özgürlükten yana olan herkesin bu alternatife karşı kayıtsız kalmaması bu bakımdan önemlidir.
Bu başlangıcın yapılmasının önümüzdeki günler için, daha mutlu yarınlar için ciddi bir kazanım olacağını unutmayalım.
 
Paylaş