havadurum

Biz hep barışıktık...

AKP hükümeti ve Başbakan Erdoğan tarafından barış süreci ile ilgili önemli adımların atıldığı şu günlerde, Çanakkale ülke barışının sağlanması konusunda üzerine düşeni çoktan yapmaya başlamıştı. Bugün bile bazı kesimlerin eleştirdiği “barış süreci” konusunda Çanakkale, Tunceli’nin Pülümür ve Diyarbakır’ın Sur ilçeleri ile kardeş kent olurken, Gazetemiz Çanakkale OLAY da Diyarbakır Özgür Haber Gazetesi ile dostluk protokolünü çoktan imzalamıştı bile. Yani, ülke barışında da Çanakkale, bir adım önde…

586
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin 98’inci yılı etkinlikleri nedeni ile iki günlüğüne geldiği Çanakkale’de beklenen mesajlarını verdi. Ülke genelindeki siyasi konjonktüre uygun olarak barış ekseninde vereceği tahmin edilen mesajlarını iki ayrı platformda verdi. İlk olarak Biga’da katıldığı toplu açılış töreninde “Anaların göz yaşlarını dindireceğiz” derken, Şehitler Abidesi’nde “Çanakkale rehberimiz” diyerek kardeşliğe vurgu yaptı. Çanakkale’den verilecek mesajlar kentin tarihi birikimi noktasında önem taşıyordu. Ancak Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın açıklaması, “Ülke barışında da Çanakkale b ir adım önde” dedirtti. Bugün bir çok kesimin eleştirdiği, bir çok kentte saldırıların yaşandığı bir süreçten geçsek de Çanakkale Belediyesi, kardeş kent protokolleri kapsamında 2010 Tunceli’nin Pülümür ilçesinin Kırkmeşe Köyü ile 2011 yılında ise Diyarbakır’ın Sur ilçesi ile kardeş olduklarını hatırlattı. Daha ortada İmralı süreci başlamamış ve Oslo görüşmeleri ortaya çıkmamıştı. Bilindiği gibi Oslo’da yapıldığı ileri sürülen görüşmeler muhalefet ve iktidar arasında uzun süre tartışılmıştı. Tüm süreçlerden daha geçmemiş olan Türkiye’de barış biraz daha uzak bir ihtimaldi. Çok değil sadece iki sene önce, tüm bu gelişmeler yaşanmamış ve barış, hala “bir umut” iken, Çanakkale 2010 yılında başlayan kardeşlik protokollerini hayata geçirdi. Önce Tunceli’nin Pülümür ilçesi Kırkmeşe Köyü ardından da Diyarbakır’ın Sur ilçesi ile yapılan protokollerle kardeş kent olmanın temelleri atıldı. İşte bu ayrıntıya Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, 18 Mart Stadyumu’ndaki törenlerde yaptığı konuşmayla dikkat çekti. “Bizim köylerimiz ve şehirlerimiz zaten kardeş” diyen Başkan Gökhan, “Bizler, hepimiz 98 yıl önce binlerce şehit vererek, bütün bedelleri ödeyerek, bu zaferi hep birlikte kazanmadık mı? Şimdi neyi paylaşamıyoruz, neyin kavgasıdır bu süren? Neden hala gencecik evlatlarımızı koruyamıyor, neden hala işgalci savaş baronlarının oyunlarına alet oluyoruz?” şeklindeki sorularını Başbakan Erdoğan’a illetti. Öte yandan barış konusunda Başkan Gökhan’ın yaptığı hatırlatmalar, başka bir girişimi de hatırlara getirdi. Bilindiği gibi geçtiğimiz yıl gazetemiz Çanakkale OLAY ile Diyarbakır’ın Özgür Haber Gazetesi arasında imzalanan dostluk protokolü gereği iki gazete “dost gazeteler” olmuştu. Çanakkale Belediyesi’nin ve Çanakkale OLAY gazetesinin “Barışın kenti” misyonuna uygun olarak Çanakkale’den yürüttüğü bu “kardeşlik” girişimleri de hem ülke genelinde örnek oluyor, hem de barışın zaten istenilen bir süreç olduğunu da gösteriyor. Sadece barışı konuşmanın bile barışa giden yolda ne kadar önemli olduğu, halklar arasında bir sorun olmadığının vurgulandığı böylesi girişimlerin öneminin gelecekte daha iyi anlaşılacağı biliniyor.
 
İşte Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın o konuşması;
 
“Söylenen sözler sessiz, kelimeler yetersiz”
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, 18 Mart Stadyumu’nda yaptığı konuşmasında “98. yıl önce Anadolu`nun dört bir yanından gelen binlerce insan, bizlere bağımsız bir ülke, başı dik bir gelecek bırakabilmek için ödenmesi gereken bir bedel olduğunu ve bu bedelin de kendi yaşamları olduğunu bile bile, geri dönebilme ihtimalinin olmadığını göre göre hiç düşünmeden evlerinden, sevdiklerinden ve sonra da yaşamlarından ayrıldılar. Bugün; Afyonlu, Mardinli, tıbbiyeli, mülkiyeli binlerce insanımızın, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, hepimizin ortak geleceği için açtıkları çığırın, tüm dünya siyasetinin dengelerini değiştiren yeni bir çağın 98. yıl dönümünü kutlamak ve aziz şehitlerimizi minnetle anmak için buradayız. Sayın Başbakanım, takdir edersiniz ki, 1. Dünya Savaşı`nın Çanakkale Cephesinde yaşananlar hakkında söylenen sözler sessiz, yazılan kelimeler yetersiz kalır. Çanakkale Cephesindeki çarpışmalarda askeri, beşeri tüm yönleriyle cereyan eden eşine az rastlanır yaşanmışlıklar, savaşın sonuçlarının dalga dalga yayılarak değiştirdiği dünya dengeleri, dünya var oldukça irdelenecek ve tarih sahnesinde ki ayrıcalıklı yerini daima koruyacaktır. 18 Mart 1915; gerçek bir kahramanlık destanının yazıldığı, dünden bugüne aktardığı öğretileri hiç bitmeyen, üzerinden geçen her yılda değeri daha da büyüyüp yükselen, çok önemli bir tarihtir. Üç kıtaya yayılmış, dili - dini - mezhebi farklı binlerce insana yurt olmuş bir imparatorluktan son kalan toprakların da parçalanma noktasına geldiği o karanlık günlerde, büyük bir başkaldırıyla tüm hesaplar tersine dönmüştür. Bu nedenle, bu topraklarda attığınız her adımda evinden, yurdundan vatan savunması için ayrılmış yiğitlerin ayak izini, gözünüzün gördüğü her yerde döktükleri teri, kanı ve verdikleri canı görürsünüz” dedi.
 
Bu topraklar neleri gördü, neleri…
“Bu topraklar savaşı, savaşın içinde kahramanları, kahramanların içinde kardeşliği görmüştür” diyen Başkanı Gökhan, “Bu topraklar yaralı Anzac askerini kucaklayan Mehmetçiği, 275 kiloluk top mermisini sırtlayan Seyit Onbaşı`yı, Arıburnu`nda tamamı şehit olan 57. Alay`ı, Mustafa Kemal Paşa`yla düşmana geçit vermeyen bir ulusun 1915 ruhuyla harmanlanmış gücünü görmüştür. 1915`de çarpışmaların geçtiği küçücük bir coğrafyada; Türk, Kürt, Ermeni, Çerkez bir olup yoğrulmuş, vatan savunması için hep birlikte tek vücut olarak yeniden doğmuştur. İşte bu nedenle Çanakkale Zaferi toptan, tüfekten, donanmadan çok daha fazlasıyla; inanç, maneviyat ve vatan sevgisiyle çarpan yüreklerle kazanılmıştır. Bu öyle bir inançtır ki tüm uluslara örnek olmuş, bu öyle bir yürektir ki ölüme dörtnala koşmuştur. Geçmişte egemen güçlerin savaş alanı olup, son derece dramatik olayların yaşandığı bu topraklar bugün şefkatli bir ana gibi dil, din, ırk farkı gözetmeden Anadolulu Mehmet`i de, Manastırlı Hüseyin Avni`yi de, İngiliz Tom`u da, Avustralya`lı John`u da bağrına basıyor, koynunda uyutuyor. Zaman, bu hazin geçmişten gerekli dersleri çıkarıp, türlü askeri imkansızlıkların yanında açlıkla, susuzlukla da imtihan edilen ama yine de boyun eğmeyen binlerce cana layık olma zamanıdır. O günlerin ardından, bugün bu ülkede hala kardeş kanının akıyor olması, hala anaların ağlıyor, babaların gencecik fidanlarının cansız bedeninin ardından çaresiz bakıyor olması canımızı çok yakıyor” dedi.
 
“Şehitlere hakkımız helal ettik, ya onların hakları?”
Başkan Gökhan, konuşmasında dinleyenleri duygulandırarak savaş baronlarının oyunu olarak gördüğü ülkedeki çatışma halinin daha ne kadar cana mal olacağını sordu. Başkan Gökhan, “Çanakkale bu yıl pek çok şehidini uğurladı, pırıl pırıl gözlerle bakan şehit resimleri taktık yakalarımıza, ne çok şehit cenazesinde hakkımız helal olsun dedik hep bir ağızdan. Ama ya onların hakları, onların terörle ellerinden alınmış olan yaşam hakları, analarına, eşlerine, evlatlarına bir kez daha sımsıkı sarılma hakları ne olacak? Bizler, hepimiz 98 yıl önce binlerce şehit vererek, bütün bedelleri ödeyerek, bu zaferi hep birlikte kazanmadık mı? Şimdi neyi paylaşamıyoruz, neyin kavgasıdır bu süren? Neden hala gencecik evlatlarımızı koruyamıyor, neden hala işgalci savaş baronlarının oyunlarına alet oluyoruz? Ülkemizi parçalamak, ulusal birliğimizi yok etmek üzerine kurgulanmış bir oyuna daha ne kadar alet olacağız? Yüzyıllarca kardeşlik bağlarıyla, bir arada yaşamış halklar ne oldu da karşı karşıya geldi, birbirine düşman edildi?
 
“Fırsat vermeyelim”
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan konuşmasında “Tüm bu karanlık tabloya, komşularında yaşanan kaosa, dökülen kardeşkanına rağmen bölgenin güvenli tek ülkesi hala Türkiye`dir. Bunun da en önemli sebebi uzun yıllardır bir arada yaşamış halkların oluşturduğu güçlü vatandaşlık bağlarıdır. Bu topraklarda savaşta ve barışta kader birliği yaptığımız kardeşlerimizle bizi ayırmak isteyenlere fırsat vermeyelim. Her birimiz bu vatanın kopmaz bağlarla birbirine eklenmiş parçasıyız, kökleri Anadolu kadar eski bu bağları, kardeşliğimizi teröre kurban etmeyelim, susturalım silahların sesini barış haykırışlarımızla” dedi.
 
“Bir adın öndeyiz”
“Ülkemizde yaklaşık 30 yıldır süren terör olayları nedeniyle çok canlar yandı çok ocaklar söndü, maddi manevi büyük kayıplar verildi” diyerek Güneydoğudaki çatışma haline dikkat çeken Başkan Gökhan, “Artık barışı, ülkede huzur ve güvenliği tesis etmesini arzuladığımız süreci yakinen takip ediyor, bu süreçte herkese büyük sorumluluk ve soğukkanlılık görevi düştüğünü biliyoruz. Bu bilinçle Belediye Başkanlığı görevinin yalnızca alt ve üst yapı yapmaktan ibaret olmadığını, çok daha büyük ve derin sorumluluklar getirdiğini, yeri gelince cesurca bir adım öne çıkmayı gerektirdiğini de bilerek kardeşlik ve barış ortamına da katkı sunmaya çalışıyoruz. Barışın uzaklaşmasına dur demek için Barışın Kenti Çanakkale`den gelecek katkının çok anlamlı ve önemli olacağına olan inancımızla, ülkemizin farklı coğrafyalarından, farklı kültürlere sahip insanlarımızla Çanakkaleliler`i bir araya getirmeye çalışıyoruz. Birbirimizi anlamanın, farklılıklarımızı zenginlik olarak kabullenmenin, barışın yolunun diyalogdan, dokunmaktan geçtiğinin inancıyla iki yeni kardeş edindik. 2010 yılında Tunceli`nin Pülümür İlçesi Kırkmeşe Köyü ile kardeş olduk. Kırkmeşe Köyü`nün çağdaş, demokrat, aydınlık insanları geçtiğimiz yıl 18 Mart Törenlerinde bizimleydi, biz bahar şenliklerinde halay çekerken Kırkmeşe Köyü` nde onlarlaydık. Ülkemizin tüm kentleri, köyleri biliyoruz ki zaten kardeştir, ama bizler barış mesajlarımızı yaymak için, barışa katkı sunmak için din, mezhep, dil, ırk farkı söylemlerinin kışkırtıldığı bir ortamda, siyasi farklılıkları, doğabilecek tepkileri gözetmeksizin 2011 yılında da Diyarbakır`ın Sur Belediyesi ile kardeş olduk. Surlu çocuklar Çanakkale`de ilk kez denize girip, festivalimizde yöresel oyunlarını sergilediler. Şehitliklerimizi gezdirdik onlara, yaşlı gözlerle yüzlerce, binlerce Mehmet`in arasından, hemşerilerini aradılar. Anladık ki Mehmetin Aydınlısı, Urfalısı, Muşlusu yok, tüm Mehmetler bir Çanakkale` de. Bizler de Diyarbakır` da onlara konuk olduk, Sur`da aynı sofrayı, aynı halayı paylaştık.Gördük ki yok birbirimizden farkımız, anladık ki yok barıştan başka bir şartımız, hepimizin gözünde barış, gönlünde barış dolu günlere özlem var.
 
“Yapmamız gereken tek şey inanmak”
Barışa giden yolda, barışa olan inancın korunması, ülkenin tamamının bunu istemesinin önemli olduğunu dile getiren Başkan Gökhan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı; “Barış içinde yaşayabilmemiz için, öncelikle barışa, barışın tek çıkar yol olduğuna inanmamız, barışı tüm benliğimizle istememiz, barışa giden yolu hep birlikte, dışında hiç kimse kalmadan 75 milyon taşla bezememiz şarttır. Barışın Kenti Çanakkale`de birlik, beraberlik, hoşgörü ve barış içerisinde yaşayan herkes biliyorum ki ülkemizin barış ve huzur dolu günlere kavuşması adına benimle aynı düşüncedeler ve inanıyorum ki üzerlerine düşeni yapmaya hazırlar. Buna tüm kalbimle inanıyor ve böyle bir kentin Belediye Başkanı olmaktan büyük mutluluk ve gurur duyuyorum. Çanakkale Savaşları`nın 100. yılını idrak edeceğimiz 2015 yılına özünde barış olan projelerle hazırlanıyor, savaşın küllerinden barışın nasıl vücut bulduğunu tüm dünyaya göstermek istiyoruz. Çanakkale Savaşlarının 100. yılını, verdiğimiz kayıpların ödediğimiz bedellerin hatırına, bu topraklarda can vermiş tüm yurttaşlarımızın torunlarıyla el ele, gönül gönüle barış meşaleleri ile anmak istiyoruz” dedi.
Paylaş