Eğitim-Sen binasında gerçekleştirilen basın açıklamasında emek örgütleri adına 1 Mayıs programı ile bilgi veren Tertip Komitesi Başkanı Zeki Önder, AKP Hükümeti zamanında demokratik hak ve özgürlük mücadelesi veren örgütlenmelerin işlevsizleştirildiğini kaydetti. DİSK Genel İş Sendikası Çanakkale Şube Başkanı Erdinç Uslan ise Çanakkale ruhunu yaşatma sloganıyla 1 Mayıs günü gövde gösterisi yapmaya hazırlananları emek ve hak mücadelesi üzerinden prim yapmakla suçlayarak, “Bırakın takiyye yapmayı, bırakın iki yüzlülüğü” dedi. Memur Sen`in aldığı kararı siyasi olarak nitelendiren Uslan, yerel seçimler yaklaşırken bu hamlenin Başbakan Erdoğan`ın dillendirmekten kaçınmadığı İzmir ve Çanakkale sendromlarının bir dışa vurumu olduğunu belirterek; “Durup dururken Türkiye`de başka il yokmuş gibi Çanakkale`de 1 Mayıs kutlamaya kalkmak başka ne ile açıklanabilir ki? Çanakkale ruhuymuş. Geçin bunları. Akıl tutulması yaşayan insanlardan mı sandınız siz Çanakkale halkını? Ya da koyun sıfatıyla her önüne konanı kabullenen bir kent mi sandınız?” dedi.
“AKP projeleri işçe ve emekçiler için yıkım oluyor”
1 Mayıs Tertip Komitesi Başkanı Zeki Önder 1 Mayıs`ın birlik, dayanışma, mücadele, umudun ve direnmenin adı olduğunu kaydederek, 1 Mayıs`ta sömürünün, savaşın, ırkçılığın ve gericiliğin kalesi taşeron cumhuriyetine karşı alanlarda olacaklarını söyledi. Önder, 1 Mayıs`ı işçilerle, yoksullarla, işsizlerle, kadınlarla, gençlerle, sızlanmışlarla, mağdurlarla ve emeğini alın terini harcayan bütün emekçilerle ülkenin dört bir yanında buluşarak karşılamaya hazırlandıklarını belirtti. “Türkiye`nin son 10 yılına damgasını vuran AKP Hükümetiyle oluşturmak istenen yeni siyasal rejim emekçi sınıfların sömürüsünü derinleştirdiği gibi aynı zamanda sermaye egemenliğini de pekiştirmiştir” diyen Önder, AKP iktidarı eliyle sürdürülen ve emperyalizmin bölgedeki yeni politikalarla uyumlu olarak uygulanan siyasi projenin işçi ve emekçi kitleler için yıkıcı sonuçlar doğurduğunu belirtti.
Önder sendikaların zayıflatıldığına dikkati çekti
Kamu ağırlıklı, güvenceli, sendikalı istihdam düzeninin yerini işsizliği kronikleştiren model ve taşeronlaşma ile birlikte emek gücünün değerinin düşürülmesini hedefleyen ve güvencesiz çalıştırmanın yaygınlaştırıldığı esnek istihdam ilişkilerinin aldığını belirten Önder sendikaların devletin bilinçli ve sistemli politikalarıyla zayıflatıldığına dikkati çekti. AKP Hükümeti zamanında demokratik hak ve özgürlükler mücadelesinin önemli zeminlerinden ve örgütlenmelerinden olan meslek odaları ve meslek birliklerinin ise işlevsizleştirilmeye çalışıldığını ve baskı altına alınmaya çalışıldığını belirten Önder: “Eğitimde ve sağlıkta yıkım politikaları devreye sokularak neo-liberalizmin ve muhafazakarlığın toplumsal dokulara yerleşmesi hedeflenmiş, kadınlar ve üniversite gençliği siyasi iktidarın direk hedefi haline gelmiş ve gelecekleri ipotek altına alınmaya çalışılmaktadır. Vahşi sömürü çarkları işletilerek, işçi sağlığı ve güvenliği sermayenin insafsızlığına terk edilmiş ve iş kazalarındaki artış cinayet ve katliam boyutlarına yükselmiştir” dedi.
“Halkların kardeşliği sloganı ile 1 mayıs’a gidiyoruz”
1 Mayıs kutlamalarının işsizlik ve yoksulluğun kalıcılaştığı, emeğin kazanılmış haklarına yönelik ciddi saldırıların olduğu, güvencesiz ve esnek çalışma biçimlerinin ve taşeronlaşmanın girdabında çalışma hayatının tahrip edildiği, sendikal hak ve ihlallerin sürdüğü, emek ve meslek örgütleri üzerinde baskı ve sindirme operasyonlarının sürdüğü, basının abluka altına alındığı, hak ve özgürlükler alanının giderek daraltıldığı bir ortamda gerçekleşeceğini söyleyen Önder, Kürt sorununun çözümü konusunda kritik süreçler yaşandığını, Türkiye`nin komşularıyla emperyalist çıkarlar uğruna savaşa sürüklendiğini bildirdi. Tek adam diktatörlüğünün ve yaşam alanlarının muhafazakârlaştırılmasının adım adım örülmeye başlandığı siyasal iktidarın toplumsal muhalefete karşı baskı uyguladığını söyledi. Önder: “Örgütlenme konusunda sancılar yaşanan, işçi sınıfını örgütsüz bırakmayı amaçlayan iktidara karşı birleşik mücadelenin ve Kürt sorununda çözüm arayışlarının ön plana çıktığı bu sürecin işçi sınıfı ve emekçi halkların ortak iradesiyle gerçek barışa dönüşecektir, halkların kardeşliğinin temelinde mücadelenin sürdürülmesi gerektiğinin bilinciyle 1 Mayıs`a gidiyoruz” dedi.
“Ulusal bayramlarımız, 19 Mayıs`lar, 23 Nisan`lar, 30 Ağustos`lar bitti de sıra 1 Mayıs`a mı geldi?”
1 Mayıs tarihinde AKP`nin akil insanları ve sendikaları tarafından alternatif bir 1 Mayıs programı düzenleme çalışmaları ve yandaşlarını Çanakkale ruhunu yaşatmak adı altında Çanakkale`ye getireceklerine işaret eden Önder: “Ulusal bayramlarımız, 19 Mayıs`lar, 23 Nisanlar, 30 Ağustoslar bitti de sıra 1 Mayıs`a mı geldi? 1 Mayıs Çarşamba günü saat:13:00`de Salı Pazarı`nda toplanıp, Cumhuriyet Meydanı`na yürüyerek mitingimizi gerçekleştireceğiz. Sömürünün, savaşın, ırkçılığın ve gericiliğin kalesi taşeron cumhuriyetine karşı alanlarda olacağız, halkımızı da yanımızda görmek istiyoruz” dedi.
“Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz”
DİSK Genel İş Sendikası Çanakkale Şube Başkanı Erdinç Uslan ise dünyanın her yerinde sendikaların işveren karşı örgütler olarak işçi haklarını savunma misyonunu sürdürdüğünü belirterek, Türkiye`de iktidar ile ideolojik olarak bağı bulunan sendika adı altındaki bazı yapıların ise çalışanların işverene karşı haklarını koruyamayacaklarını söyledi. Uslan 1 Mayıs ile ilgili etkinliklere davet edilen Memur Sen`in toplantılara katılmayarak, Çanakkale`de alternatif bir kutlama tertip etmesi ile ilgili olarak: “Kimsenin nerede ve nasıl etkinlik düzenleyeceğine karışacak halimiz yok şüphesiz. Ancak Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya kalkmak bu ülkede daima huzursuzluklara yol açmış ve zaman zaman kaos ortamlarına da zemin hazırlamıştır” dedi.
“İzmir ve Çanakkale sendromlarının bir dışa vurumu”
Memur Sen`in aldığı kararı siyasi olarak nitelendiren Uslan, yerel seçimler yaklaşırken bu hamle Başbakan Erdoğan`ın dillendirmekten kaçınmadığı İzmir ve Çanakkale sendromlarının bir dışa vurumudur. Durup dururken Türkiye`de başka il yokmuş gibi kalkıp Çanakkale`de 1 Mayıs kutlamaya kalkmak başka ne ile açıklanabilir ki? Çanakkale ruhuymuş. Geçin bunları. Akıl tutulması yaşayan insanlardan mı sandınız siz Çanakkale halkını, ya da koyun sıfatıyla her önüne konanı kabullenen bir kent mi sandınız? Hani bir zamanlar Çanakkale halkını tanımayan, ama Çanakkale insanını tarif etmeye çalışan bir dekan vardı. İşte Çanakkale halkının gerçek emek ve dayanışma gününe nasıl sahip çıktığını o da görecektir umarım” dedi.
“Emperyalizme hizmet eden ekonomik politikaların sendikası ve sendikacısı olamaz”
Uslan: “Sağ olarak tanımlanan liberal, kapitalist dolaylı olarak emperyalizme hizmet eden ekonomik politikaların sendikası ve sendikacısı olamaz. Hak ve eşitlik mücadelesinde 1886`da 12 saatlik çalışma süresini 8`e düşürme çabasıyla başlayan işçi hareketinde hak aramak için patrona karşı çıkan isyan vardır. DİSK`in kapatılma sürecinde bir gecede bir araya gelen on binlerin 15-16 Haziran`da direnişlerinde omuz omuza yürüme gücü vardır” diye ekledi. Çanakkale ruhunu yaşatmak için planlama yapıldığı ve kente yeterince akın yapıldığını belirten Uslan; iktidar ile aynı ideolojide yaklaşım sergileyenlerin emek ve hak mücadelesinde işçinin haklarını patronlara ve işverenlere karşı koruyamayacağını söyleyerek: “Bırakın takiyye yapmayı, bırakın iki yüzlülüğü. Size verilen görev Çanakkale`ye gidin gövde gösterisi yapın bindirilmiş kıtaları taşıyın mıdır?” dedi. Uslan Çanakkale`nin bir devrin battığı yer olduğunu belirterek Mustafa Kemal Atatürk`ün dediği gibi ‘Geldikleri gibi giderler’ diyerek sözlerine son verirken Çanakkale`deki tüm demokratik dinamikleri ve halkı 1 Mayıs`ta dayanışma içinde omuz omuza etkinlikleri kutlamaya çağırdı.