Bu şahsın üstlenmiş olduğu tetikçilik hallerini daha önce de dile getirmiştim.
Üstelenmiş olduğu rol için suçu üzerine alma görevini yerine getirirken bir detayı atlayan bu zat Feride K.Yavaş imzası ile “ÇOMÜ’de ayrımcılığın kısa tarihi” başlığıyla yazmış olduğu yazıda 28 şubat döneminde yaşanılanları anlatırken 1986 doğumlu biri olarak; anlattığı olayların olduğu zamanda kendisinin 11 yaşında bir çocuk olduğunu unutuvermişti.
Zaten “yalancının mumu yatsıya kadar yanar” lafını boşuna söylememiş atalarımız.
Müstear isimli yazarların mahkemelerde gerçek kimliklerinin gizlenmesi için rol alan, kiralık bu zat bunu alışkanlık haline getirdi.
Şimdide Firuze Ateş adlı kişinin kendisi olduğunu mahkemede deklere etti.
Bakalım yarın kim olacak.
Kaldı ki Firuze Ateş isimli müstear yazar farkında olmadan gerçek kimliğini deşifre etmişti
Fakat kendilerini gizleyerek belli bir stratejik planın uygulayıcısı olan bu kişiler zamanı gelince hemen kendileri adına ,suçu üzerine alacak tetikçileri devreye sokuyorlar.
Nitekim Firüze Ateş sahte ismi ile yazı yazan bu şahış zora girince; kiralık rol alma konusunda adeta görev üstlenmiş; daha evvelde “Feride K. Yavaş,benim” diyen tetikçi hemen devreye giriverdi.
Önce size Firuze Ateş’in kendi gafı ile kendisini deşifre eden yazısını bir kez daha hatırlatayım.
Böyle olmasına rağmen suçu üzerine alma konusunda deneyimli ,aynı zamanda hukukun yanıltılması göreviyle gazetecilik adına yüz karası uygulamanın öznesi olan bu kişinin yaptıkları gazetecilik mesleği açısından kabul edilemez.
Bu denli bir yalancılığın , bu denli bir tetikçiliğin kendisini gazeteci diye lanse eden bir kişi tarafından yapılması; gazetecilik mesleğine karşı yapılan en büyük kötülüktür.
Çanakkale’nin gericileştirilmesi, değerlerinin dönüştürülmesi konusunda rol üstlenmiş bazı bilim adamı kılıklı taşeronlar yapmış oldukları entrikalar yetmiyormuş gibi yalancı şahitlikler ile kendilerini hukuk karşısında koruma yoluna gidiyorlar.
Her halleri ile komplocu, provokatif tarza sahip olan bu kişiler AKP politikalarının taşeronluğunu üstlenen stratejik bir planın parçasıdırlar.
Bu stratejik planın gereği olarak da ; tetikçi kullanmak, yalan ve entrikalara başvurmak gibi yöntemlere başvurulmaktadır.
Burada önemli olan gazeteci kimlikli bir kişinin böyle bir rol üstlenmesidir.
Gazetecilerin böyle bir planın parçası olmaları; ne yazık ki AKP’nin yarattığı yandaş, yancı , yanaşma olma halinin bir sonucudur.
Yaşadıklarımız temelinde halkımız bu gerçeği her geçen gün daha net olarak görüyor.
Meslek ilkelerinin gereğini yerine getiren gazetecilerle, kiralık kalemler taşeron gazeteciler her geçen gün daha net olarak ayrışıyor.
Yandaş medyanın dezenformasyon çabaları gerçeklerin halka ulaşmasını engelleyemiyor, dezenformasyon itibarsızlaştırma çabaları bir bir ortaya çıkıyor.
Bu çabaların tetikçileri de gün gelecek halka hesap verecekler.
Gerçekler her zaman olduğu gibi yine kazanacak.
Çanakkale böylesi kirli uygulamalarla; özellikle son yıllarda bilim adamı kılıklı bazılarının üstlenmiş oldukları siyasal rolün gereği oluşturdukları organize faaliyetlerin sonucunda karşılaştı.
Kimlikleri belli olamayan yazarların dezenformasyon çalışmasından tut, organize bir biçimde kurdurularak tetikçilik yapan bazı internet sitelerinin faaliyetlerine kadar sürdürülen gerici ideolojik çalışmalar son olarak Çanakkale medyasının ele geçirilmesi çabalarına kadar vardırıldı.
Stratejik bir plan gereği rol almış bilim insanı kılıklı taşeronlar, elinizi Çanakkale’den çekin.
Bu kirli amaçlarınız için kullandığınız tetikçiler vasıtasıyla gazetecilik mesleğinin imajına verdiğiniz zararlarla bir taşla iki kuş vurduğunuzu zannediyorsanız; bir gün gelir o taş sizin kafanızı yarabilir.