Beyaz ile uyandık…

Devam eden soğuklar sonrasında kar ile tanıştık.
Ayrı bir güzelliği var kar yağışının, beyaza bürünmüş çevrenin.
Ama mutlu olamıyor insan…
Bu koşulları imkânsızlıklar içinde yaşayarak; onlar için adata bir kâbusa dönen bir durumun olduğunu düşündükçe…

694
Hemen aklımıza Van depremi sonrasında evsiz kalan vatandaşlarımızın dramı çöküveriyor.
Hükümetin sözüne rağmen hala çadırlarda barınmak zorunda kalan vatandaşlarımız var Van`da.
Onlar için bu beyaz örtü; bir kara tablo, acı sıkıntı, zorluk...
Kurulması gereken 21 konteynır kentten ancak 6`sı tamamlanmış durumda...
Tamamlanan konteynır kentler için de; “tamamlanma” durumu ayrı bir sorun.
Elektrik bağlantısı olmayan konteynırda yaşayan vatandaşlarımız tercihlerini tekrar çadırlardan yana kullanmaya başlamışlar.
 
Sizler yağan karın zevkini yaşarken şöyle bir duygudaşlık yapın.
Bir düşünün; o kar altında çadırlarda kalıp, çıkan yangınlarda yitirilen 11 çocuğu ve ailelerini.
Van depreminin hemen ardından televizyon kanallarına çıkıp, sözde şu kadar yardım yapıyorum deyip vaz geçen sözde iş adamlarını düşünün.
Her türlü temel ihtiyaçlarının tedarik edilmesinden mahrum yaşayan o insanları düşünün.
Okulsuz, hastanesiz, geçen günleri düşünün...
 
Bu yağan kar mutlu edemeyecektir bizi, Van da yağan karı düşündükçe...
Ülkemizin bu gerçeklerini görmek ve daha sorumlu davranmamız gerekmektedir.
Daha adil, halk için çözümler üreten,ekonomik politikalarını halkın ihtiyaçları için belirleyen dönüşümleri yaratacak yine bizleriz.
Böylesi koşullardaki kar yağışlarının mutluluğunu hep birlikte paylaşmak umuduyla.
 
Turizm Fuarları ve kentimiz 
Kentimiz son yıllarda turizm konusunda fuar katılımları ve bunun yarattığı tanıtım ortamı ile bir gelişim sağladı diyebiliriz.
Bu çalışmanın daha etkin sonuçlara dönüşümü noktasında gelinen yerde bazı dönüşümlere ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
Öncelik ile fuar alanlarındaki kullanılacak yerin, konumu, büyüklüğü, estetik sunumu,  tanıtım için kullanılacak materyallerin niteliği, miktarı önemli teknik detaylar.
Alanın büyüklüğü konusunda katılacağımız EMITT dâhil olmak üzere geçmiş fuarlarda bir sıkıntı yaşandığını gözlemliyoruz.
Bu sorun üzerinden yaşanılan birçok tartışmaya tanık olduk.
Bu konunun ele alınması gereklidir.
Zaten fuar katılımlarında bir dinamizm yaratmaz; her yıl veya takip eden yıllarda çeşitli fuarlarda aynı kurgu ile hareket edersek, belirli bir dönem sonrasında “yine aynı Çanakkale “algısı ile fayda yerine zarar vermiş oluruz.
Böyle bir tehlikenin olduğunu aklımızdan çıkarmayalım.
 
Kültür ve Turizm Müdürü Şinasi Haznedar ile birlikte  fuarlar konusunda  bir hareket sağlanmıştır .
Tanıtım materyalleri, çeşitli aktiviteler gibi fuarları cazip çıkacak etkinlikler konusunda eskiye göre daha olumlu bir performans yaratılmıştır.
Çanakkale Belediyesi`nin de bu konudaki katkılarını unutmayalım.
Şimdi bu çalışmaya yeni dinamizm getirmek için kentin sivil turizm aktörlerini bu işin içine katmak gerekmektedir.
Sivil dinamiklerin bu konudaki etki alanları daha güçlü olacaktır.
Bu işin organizasyonu çok önemlidir.
Hazırlık ve organizasyon süreci sağlıklı bir şekilde yerine getirilmez ise bu adım başarı getirmez.
Kentimizde eksik olanın bu olduğunu söyleyebilirim.
Şimdiki format ile süren fuarlar dizisi yarınlarda; klasik, bürokratik ve sonuçta doğal olarak göstermelik bir şekle bürünecektir.
70 metrekare stantlarda Çanakkale tanıtımının yapılıyor olması bunun bir işareti gibi geliyor bana
Kültür ve Turizm müdürümüz bu devletçi , bürokratik hantal bir mekanizmaya dönüşebilecek sürecin  sonuçlarını çok iyi kavrayabilecek mantaliteye sahip bir bürokratımızdır.
Paylaş