Büro Emekçileri Sendikası 6. Olağan Genel Kurulu Prof. Dr. Türkan Saylan Belediye Sosyal Tesislerinde yapıldı. Kongreye Belediye Başkan Vekili Oğuz Teoman, Eğitim- Sen Çanakkale Şube Başkanı Telat Koç, Tüm-Bel Sen Çanakkale Şube Başkanı Zeki Önder ve çok sayıda davetli katıldı.
Toplantıda divan kurulunun belirlenmesinin ardından Denetleme, Çalışma, Faaliyet, Disiplin ve Mali raporlar okundu ve ibra edildi.
Toplantıda konuşma yapan Çanakkale Belediye Başkan Vekili Oğuz Teoman, Kapitalist sisteme karşı başarılı olabilmeleri için sendikaların birlikte hareket etmesi gerektiğini ifade etti.
BES Çanakkale Şube Başkanı Özcan Güven de AKP iktidarının hazırladığı yasa tasarısıyla bir taraftan örgütlenmenin önündeki engelleri koruduğunu diğer taraftan da var olan örgütlenmeleri, sendikaları işlevsiz hale getirmek istediğini bildirdi.
Tüm-Bel Sen Çanakkale Şube Başkanı Zeki Önder de “AİHM kararları ve uluslararası sözleşmeler hiçe sayılarak yerel yönetimlerin toplu sözleşme yapmasına yasak getirilmektedir. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir toplu sözleşme düzeni ya da örneği yoktur” dedi.
“Sendikalarda bölünmüşlükler var”
Toplantıda bir konuşma yapan Çanakkale Belediye Başkan Vekili Oğuz Teoman, sendikacılığın 12 Eylül’den sonra zor dönemler geçirdiğini bildirdi. Teoman şunları söyledi; “Türkiye de 12 Eylül’den sonra yapılan sendikalar yasası ile haklar tırpanlandı. Mevcut sendikacılık çok zor. Bölünmüşlük var. Ortak olmadan başarılı olmak çok zor. Avrupa’nın ABD’nin dayatmaları ile emekçilerin hakları her gün geriye gidiyor. Bu hakları geri almak için hep birlikte mücadele edilmelidir. Komşumuz Yunanistan da emekçilerin hakları tırpanlandı. Kapitalist sisteme karşı başarılı olabilmek için hep birlikte hareket etmeliyiz.”
"Eşit işe eşit ücret` ilkesi yok sayılıyor”
BES Çanakkale Şube Başkanı Özcan Güven yaptığı konuşmada “12 Eylül Referandumunun üzerinden 16 ay, üçlü Danışma Kurulu Toplantılarının üzerinden 6 ay, 4688 Sayılı yasa taslağının Bakanlar Kurulu`na gönderilmesinin üzerinden tam 100 gün geçmiştir Tasarıya göre hizmet kollarına ait mali ve sosyal haklar 11 yıldır sürdürülen toplu görüşmelerde olduğu gibi genel toplu sözleşme görüşmelerinin bir parçası olarak ele alınacaktır. Bu düzenleme ile yüzlerce belediyede yapılan toplu sözleşmelere, Uluslararası Sözleşmeler hiçe sayılarak yasak getirilmektedir” dedi. Güven şunları söyledi; “12 Eylül rejimi ile hesaplaşma adı altında, askeri darbenin generallerinin yargı önüne çıkarılmaya hazırlandığı bir dönemden geçiyoruz. Ancak böyle bir dönemde Kamu Emekçilerinin, işçilerin çalışma hayatına ilişkin yapılmak istenen düzenlemeler AKP iktidarının 12 Eylül Zihniyetinin emek düşmanı temel karakteriyle herhangi bir sorunu olmadığını, aksine bu konuda darbe dönemi yönetimleri bile gölgede bırakmaya hevesli olduğunu göstermektedir. Kayıt dışı, taşeron, esnek ve güvencesiz çalıştırma biçimlerini yaygınlaştırılarak emek sömürüsünü her geçen gün daha da arttıran AKP iktidarı, hazırladığı yasa tasarısıyla bir taraftan örgütlenmenin önündeki engelleri korurken diğer taraftan var olan örgütlenmeleri, sendikaları işlevsiz hale getirmek istemektedir. 2005 yılı IMF kredi dilimlerinin açılmasının birinci şartı; gelir idaresi yasasının çıkartılması ve devletin gelirlerinin IMF’ye teslim edilmesi ve bir bütün olarak maliye emekçilerinin ayrımcı uygulamalarla tasfiye edilmesidir. Çıkarılan bu yasayla, aynı koşullarda çalışan, aynı işi yapanlar arasında önce ücrette ayrımcı uygulamalara geçilmiş olup, çalışanlar arasındaki tüm insani ilişkiler yok edilerek danışma yerine bireyci, bencil ve birbirleriyle yarışan bir çalışma anlayışı hakim kılınmıştır. Vergi toplayan biz emekçilerin emeğinin kutsallığı yok sayılmış, müşteri memnuniyeti ve mükellef odaklı sisteme dönüştürülmüştür. 657 Sayılı yasada iş güvencemizin kaldırmaya yönelik değişikliklerle Esnek ve Güvencesiz çalışma yaygınlaştırılarak iş ve ücret güvencemiz ortadan kaldırılmak istenmektedir. Başta SGK olmak üzere, adliyelerde ve diğer işyerlerinde performans yönetimi ile turnike, kamera denetimleri, kesintisiz hizmet ve özellikle 6111 sayılı yasa çıktığında zorunlu fazla mesai uygulamaları dayatılmış ve dayatılmaktadır. 4 - B, 4 - C gibi sözleşmeli çalıştırma nedeniyle aynı işi yapan emekçiler arasında ücret adaletsizliği derinleşmekte "Eşit işe eşit ücret` ilkesi yok sayılmaktadır.”
“Süreç baştan sona kandırma ve oyalamadan ibarettir”
Tüm-Bel Sen Çanakkale Şube Başkanı Zeki Önder de yaptığı konuşmada “Dünyada gündemin her an değiştiği ve değiştirildiği, gündeme ayak uydurmakta zorluk çektiğimiz Şu günlerde, teslimiyetçi politikalar sonucunda, ülke gündemi kuru bir yaprak misali rüzgarın estiği ve estirildiği yöne doğru sürüklenmekte, sermayenin örgütlülüğü, gücü ve iş birlikçileri tarafından eksiksiz bir şekilde, tek tek hayata geçirilmekte, emeğiyle geçinenlerin dağınık yapısı duyarsızlığı ve emeğine ekmeğine sahip çıkmaması sonucunda evimize götürdüğümüz ekmek doğal olarak her geçen gün azalmakta, her geçen gün sermaye ve işbirlikçileri karşımıza bir sürü engeller koymakta, ülkemiz insanı kaçmakta veya kaderine razı olmakta, kendimizden başkasını beğenmeyen bizler, en azından, Fenerbahçe, Galatasaray arasındaki rekabette gösterdiğimiz hassasiyeti ve duyarlılığı yaşamımızın başka alanlarında gösterebilsek yarınlarımızdan daha emin olabilirdik” dedi.
Önder şunları söyledi; “En son yaşadığımız adına, komedimi desem, orta oyunumu desem bilemiyorum, Bakanlar Kurulu`nda görüşülmesi yaklaşık üç aydır bekletildikten sonra onaylanarak (23.01.2012) TBMM Başkanlığına gönderilen 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Yasa Tasarısı ile hedeflenen "düzenlemeler" KESK’i bir kez daha haklı çıkarmıştır. Meclis`e sevk edilen tasarıya bakıldığında sürecin baştan sona kandırma ve oyalamadan ibaret olduğunun adeta belgelendiği görülmektedir. Üçlü Danışma Kurullarında konfederasyonların görüşlerinin taslağa yansıyacağını ve kamu emekçilerinin toplu sözleşme hakkının gereğinin yapılacağına dair söz verenler, bırakın haklarımızı savunmayı aylardır kamu emekçilerini oyalamanın sonucunda konfederasyonlara başka, Bakanlar Kurulu`na başka taslak verecek kadar gözlerini karartmıştır. Kısacası bugüne kadarki pratiğinde defalarca şahit olduğumuz gibi, AKP hükümeti bu konuda da takiye de sınır tanımadığını göstermiştir. Tasarı ile toplu görüşmeden bile daha geride bir düzenleme getirilmek istenmektedir. Hizmet kolu toplu sözleşmelerine yer verilmeyen tasarı ile sendikaların varoluş gerekçesi ortadan kaldırılmak istenmektedir. Hizmet kollarına ait mali ve sosyal haklar toplu görüşmelerde olduğu gibi genel toplu sözleşme görüşmelerinin bir parçası olarak ele alınacaktır. Bu düzenleme ile yüzlerce belediyede yapılan toplu sözleşmeler de yok hükmünde sayılmaktadır. AİHM kararları ve uluslararası sözleşmeler hiçe sayılarak yerel yönetimlerin toplu sözleşme yapmasına yasak getirilmektedir. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir toplu sözleşme düzeni ya da örneği yoktur. Varsa da bunun "toplu sözleşme" olarak adlandırılması mümkün değildir”.
“İlk toplantıda başkan belirlenecek”
Yapılan konuşmaların ardından yönetim, denetleme, disiplin, üst kurul delegeleri seçimi yapıldı.Yeni yönetim kurulu şu isimlerden oluştu; “Hatice Çolakoğulları, Özcan Güven, Güngör Yılmaz, İsmail Hakkı Toker, Ali Çoşkun, Cengiz Demir, Hasan Yarilci.”
Yeni yönetim kurulu önümüzdeki günlerde yapacağı toplantıda yönetim kurulu başkanı seçimini gerçekleştirecek.