havadurum

"Ben, çocuklarımızın haklarını da temsil ediyorum"

1244
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, her yıl geleneksel olarak gerçekleştirdiği okul ziyaretleri kapsamında dün, Şehit Cemal Demir Anadolu İmam Hatip Lisesi ve Hasan Ali Yücel Anadolu Lisesi’ne ziyarette bulundu. Ziyaretlerinde 3 boyutlu yazıcıları da hediye eden Çanakkale Belediyesi Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, ziyaretlerine ilk olarak liselerden başladığını ifade etti. Başkan Gökhan, 3 Boyutlu Yazıcı protokol törenine bütün okul müdürlerinin çağırılmasına rağmen yalnızca İmam Hatip Lisesi Müdürünün katılım gösterdiğini belirterek serzenişte bulundu. Belediye Başkanı olarak görevinin yalnızca su ve kaldırım yapmak değil, bilimsel ve eğitsel ihtiyaçların da karşılanması olduğunu ifade eden Gökhan;  “Okul ziyaretleri doğrultusunda bu yıl öncelikle liselerden başladık. İsmail Bayraktar arkadaşımız ile 3 boyutlu yazıcı kampanyası yaptık ve bunu liselere dağıttık. Bu yazıcı burada üniversite teknoparkında üretildi. Bir protokol yaptık. Bütün okul müdürlerimizi de davet ettik ancak yalnızca bir okul müdürümüz geldi. O da İmam Hatip Okul Müdürümüzdü. Bu da bana enteresan geldi.  Bunlar iyi şeyler değil. Çünkü ben bunları kendi cebimden kendi forsum için vermiyorum. Ben, Çanakkale Belediye Başkanı olarak sizleri temsil ediyorum. Öğrencileri, onların velilerini temsil ediyorum. Çanakkale halkını temsil ediyorum. Ben sizin yöneticiniz değilim. Ben sizin temsilcinizim. Ben belediye personelini yönetirim, o kadar. Bunun dışında ben belediyeyi temsil ederim. Ben sizlerin, öğrencilerin, velilerinin herkesin kaynaklarını kullanıyorum. Ben cebimden para harcamıyorum. Bu kitapları cebimden almıyorum. Bu araç gereci cebimden ödemiyorum. Belediye kaynaklarından ödüyorum. Belediye kaynakları da sizin kaynaklarınızdır. Çünkü belediye kaynakları, sadece ve sadece sizler için harcanabilir. Bunun için sizin kaynaklarınızı kullanıyorsam, size destek olmak da benim görevim. Onların da eğitimi için destek olmak benim görevim. Sadece suyunu, kaldırımını yapmak değil. Aynı zamanda kültürel sportif, bilimsel, eğitsel her türlü ihtiyaçlarını gidermek benim görevim. Ben siyasi bir obje değilim. Benim siyasi bir kişiliğim yok. Ben, herkesin Belediye Başkanıyım” dedi. 
 
“Çocukların haklarını yerine getiriyorum”
Bugüne kadar hiçbir parti rozeti taşımadığı ve çocukların gelişmesi amacı ile eğitim alanında çocukların haklarını yerine getirdiğini ifade eden Gökhan; “Bugüne kadar belediyeye gelen kimseyi, ‘hangi partiden’ diye ayırmadım. Bugüne kadar ben hiçbir partinin rozetini taşımadım. Bir partiden aday olur, seçilirim. Ondan sonra herkesin Belediye Başkanı olurum. Bunun için bu çocukların haklarını yerine getiriyorum. Onların gelişmesi için bu alanlarda hamle yapıyorum. Dolayısı ile ‘proje Belediye Başkanınsa gelinmez’ gibi düşünceler olursa herkes kendisi bilir. Ama ben bunu söylerim. Herkes bunu bilecek. Çünkü orası Çanakkale halkının yeri. Belediye binası hepinize ait bir yedir. Bana ait bir yer değildir. Orası sizin evinizdir. Benim anlayışım budur. Ben bu noktada her sene okullara gelirim. Ziyaret ederim. Çocuklarımıza hediyeler getiririm. Bu sene üç boyutlu yazıcı yaptık. Burada konuşur talepleri alırız. Öğretmen, öğrenci, velilerin şikayetlerini alırız. Dertlerini dinlerim. Bütçem ve imkânım elverdiğince yardımcı olmaya çalışırım. Dolayısı ile bu bağlamda geldim” dedi. 
 
“O çocukları iyi yetiştirmemenin ayıbı bize aittir”
İmam Hatip okullarının başarı oranının düşük olduğu yönündeki açıklamaların son derece ayıp olduğunu ve bunun sorumluluğunun, müfredata yalnızca dini alarak ele alan eğitim sistemi olduğunu ifade eden Gökhan; “Biraz önce İmam Hatip’ten geliyorum. Gerçekten çok değişik bir anlayışa sahip bir ortam gördüm. Bilime hevesli öğretmenler, öğrenciler, pırıl pırıl gençler gördüm. Onların potansiyeli var. Ama işi tıkamışlar. Eğitimi sadece dini boyutu ile öne çıkartmaya çalışıyorlar. Öteki boyutları geri düşüyor ve çocuklar heder olup gidiyor. İmam Hatip Liseleri ayrı bir kategoride değerlendirilmelidir. Meslek Lisesi kategorisinde değerlendirilmemelidir. Tam tersine orada daha ağır bir eğitim olmalıdır ve o çocuklar daha üst düzeyde başarı elde edebilme fırsatını bulmalıdırlar. Halbuki biz, o çocukları köreltiyoruz. Bu müfredat ve bu eğitim sistemi o çocukları köreltiyor. Dini eğitim verilmelidir. Hiçbir sakınca yoktur. Hatta o okullarda eğitim süresi normal okullara göre bir iki saat fazla olmalıdır. Buradan ciddi oranda iyi ve başarılı çocuklar çıkacaktır. Bu üç boyutlu yazıcı noktasında çok ilgi gösterdiler. Laboratuar malzemeleri istediler. Geçen sene İmam Hatiplerin başarı oranı düşük diye açıklama yapıldı. Bu bile sıkıntı. Bunu ilan etmek marifet değil, ayıp. Bu bizim toplumumuzun ayıbı. O çocukların, o lisedeki öğretmenlerin ayıbı değil. Bu bizim ayıbımız. O çocukları iyi yetiştirememenin ayıbı bize aittir” dedi.   
(Eren Aşnaz)
Paylaş