Bekler altı ay önce deprem için uyarmıştı
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tolga Bekler, 17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümünde yaptığı değerlendirmede, Çanakkalelileri tedirgin edecek bir söylemde bulundu. Yrd. Doç. Dr. Bekler, “Bilimsel verilere göre 60 yılda bir büyük deprem olma ihtimali var. Çanakkale için bu tarih 2013. Çanakkale kendini rahat hissetmesin” diyerek uyarıda bulunmuştu.
Çanakkale’nin deprem konusunda kendisini rahat hissettiğini ileri süren ve bunun yanlış olduğunu belirten Yrd. doç. Dr. Bekler, “Çanakkale’nin kesinlikle rahat olmamasını hatta huzursuz olmasını istiyorum. Neden huzursuz olmalı derseniz, 1912 Şarköy depremi Çanakkale’ye yaklaşık olarak 90 kilometre uzaklıkta. Bu Kocaeli’nin İstanbul’a olan uzaklığından çok daha kısa. Burada Adapazarı depremiyle aynı 7.3 büyüklüğünde bir deprem olmuş. Yenice-Gönen depremi ve orada oluşan faylar, Çanakkale‘ye ortalama 100 kilometre uzaklıkta. Kuzey Anadolu fayının Çanakkale’ye uzaklığı 30-40 kilometre civarı. Bu faylar yavaş yavaş sıkıştırmaya başlıyorlar” demişti.
“Zemin ve yapıların teknik analizleri yapılmalıdır”
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tolga Bekler, 8 Ocak 2013`te Ege Denizi’nde meydana gelen deprem ile ilgili kamuoyunu bilgilendirdi.
Meydana gelen söz konusu depremin bölgede 60-130 yıl arasında tekrarlayan bir sarsıntı olduğuna dikkat çeken ÇOMÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tolga Bekler, artçı depremlerin bir süre daha devam edeceğini de ifade etti. Depremin yer kabuğu içinde yaklaşık 10 km derinlikte meydana geldiğini dile getiren Bekler; “8 Ocak 2013 Ege Denizi Depremi (ML=6.2) Saat 16:16’da orta büyüklükte bir deprem olmuştur. Deprem yer kabuğu içinde yaklaşık 10 km derinlikte olmuştur. Deprem, Kuzey Anadolu Fayı’nın güney kolu olarak bilinen ve Biga Yarımadası geçerek yaklaşık Batı, Güney-Batı doğrultusunda büyük bir fay zonu içerisinde yanal atımlı bir fayın kırılması ile oluşmuştur. Depremin yeri, Biga yarımadası ana karasına paralel yaklaşık 55 km, Çanakkale merkeze de 100 km uzaklıkta denizde olmuştur. Bu özellikli depremler bölgenin teknonik yapısı ile uyumlu olup bağımsız niteliktedir. Deprem enerjisi itibariyle yapısal hasar oluşturabilecek özellikte olmayıp, mühendislik yapıları dışında hasar etkisi zayıf olmakla beraber, bölgede denge halindeki heyelanları az da olsa harekete geçirebilecek bir depremdir. Ana deprem sonrası çok sayıda küçük depremler bölgede belirli bir süre içersinde devam edecektir. Hali hazırda ulusal deprem araştırma kurumlarının donanımları, depreme ait detaylı teknik analizini yapabilecek niteliğe sahip olup, ilerleyen zamanlarda özellikle yeri, derinliği ve net büyüklüğü hakkında bilgi vermesi beklenmektedir” dedi.
“Tekrarlama aralığı 60-130 yıldır”
Büyük depremlerin yapısal hasarlarının en aza indirebilmek için özellikle zemin ve yapıların teknik analizlerinin yapılması gerektiğini kaydeden Bekler; “Bölgenin zamanda ve mekandaki dağılımları aletsel dönem olarak da bilinen 1900 yıllarından sonra oluşan depremler incelendiğinde (Şekil-1) bölgede bu depreme eş değer ve daha büyük depremleri görmekteyiz. 1912 depreminden bu yana 1983 yılına kadar büyüklükleri 6.1 ile 7.3 arasında değişen 12 deprem kuzeybatı Ege ve Biga Yarıması’nda oluşmuştur (Şekil-2). Bunlardan en önemlileri 1912 Mürefte (M=7.3) ve 1953 Gönen (M=7.3) depremleridir. Her iki deprem içinde istatistiki deprem tekrarlama aralığı 60-130 yıldır. Bölgemizin ve Anadolu’nun teknonik görünümü ve karmaşıklığı ele alındığında, gerilim alanları olarak da tabir ettiğimiz büyük deprem oluşturma potansiyeline sahip faylar gelecekte de benzer enerjiye sahip depremleri üreteceklerdir. Kesin zamanı bilinmemekle beraber oluş yerleri bu teknonik alanlar içersindedir. Bölgemiz Anadolu’nun en etkin deprem bölgelerinden birisidir. Bu ve benzer enerjili ve de daha büyük depremlerin yapısal hasarlarının en aza indirebilmek için özellikle şehirleşme alanlarında yapı stoklarının fiziksel durumları, zemin koşulları çok iyi bilinmeli ve gerekli görüldüğü durumlarda zemin ve yapıların teknik analizleri yapılmalıdır” diye konuştu.
Başaran; “Depreme uygun etütler yapılmaktadır”
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Çanakkale İl Temsilcisi Selçuk Başaran, birinci derece deprem kuşağında yer alan Çanakkale’de etüt raporlarının depreme uygun yapıldığını söyledi. 1999 yılından bu yana zemin etütlerinin yapıldığına dikkat çeken Başaran; “Çanakkale’de jeoloji açısından yönetmelikleri uygulayarak zemin etütlerini elimizden geldiğince yönetmeliklere uydurmaya çalışıyoruz. Ama bu sadece jeoloji ile bitmiyor. Bunun inşaat kısmı da var. Ama odaya gelen raporlar da herhangi bir sorun yok. Yani depreme uygun etütler yapılmaktadır. 99 depreminin ardından zemin etütlerinin yapılması zorunlu kılındı. 1999 yılından beri bu zemin etütleri yapılıyor” dedi.