Bayramiçliler, Kazdağları`nın yok olmaması adına seslerini yükseltti. Bayramiç Belediyesi tarafından Kazdağları`nda yaşanan altın arama faaliyetleri ve doğa katliamına karşı düzenlenen, hiçbir siyasi simge ve sloganın yer almadığı yürüyüşte yüzlerce Bayramiçli, toprağına sahip çıktı. Bayramiç Belediyesi tarafında düzenlenen yürüyüşle ilgili yapılan açıklamada; “Doğa harikası Kazdağları`nda, Kanada merkezli Alamos Gold firması ve ülkemizdeki ortağı Doğu Biga Madencilik tarafından yapılan altın arama faaliyetleri ve doğa tahribatı, gündemi meşgul etmeyi sürdürüyor. Çanakkale`nin şirin ilçesi Bayramiç, Kazdağları`nın eteklerinde bulunan ve onlarca ürünün üretildiği bir yerleşim yeri. Bayramiç beyazı, elması, kiraz, şeftali, ceviz, zeytin, kapya biber, Çanakkale domatesi, Ezine peyniri, hububat üretimi gibi onlarca mahsulün üretildiği, tarihi ve doğasındaki 40`ı üzerindeki endemik bitki örtüsüyle örnek gösterilen Bayramiç de bu katliamdan nasibini alanların başında geliyor. Bayramiç Belediyesi, geleceği tehlikeye atan bu katliama karşı yürüyüş düzenledi” denildi. Bayramiç Belediye Başkanı Mert Uygun, Çanakkale İl Genel Meclisi Başkanı Sadık Göğüsgeren ve meclis üyelerinin de katıldığı yürüyüşte yüzlerce Bayramiçli ve köy muhtarları toprağına sahip çıktı. "Kazdağları bizimdir, bizim kalacak. Toprağıma, suyuma, havama dokunma" gibi sloganlar eşliğinde Yıldırım Akbulut Meydanı`ndan başlayan yürüyüşte vatandaşlar ıslık, düdük, pankart ve sloganlarla doğa katliamına tepki gösterdi. Yürüyüş sonrası vatandaşlara seslenen Bayramiç Belediye Başkanı Başkan Mert Uygun, Kazdağları’nın oksijen bakımından Alpler`den sonraki en zengin ikinci bölge olduğunu belirterek; “Ama ne yazık ki Kazdağları 10 yılı aşkın süredir, her köşesi kara deliklerle talan edilen bir dağ olarak anılmaya başlandı” denildi. Bayramiç’in Kazdağları`nın en verimli topraklarına sahip olduğunu belirten Uygun; “Ancak, doğal etkenlerin yanı sıra, bacalarından zehir çıkan termik santraller ve madencilik faaliyetleri, efsaneler diyarı güzelim dağlarımızın taşıdığı değerleri olumsuz yönde etkilemektedir” dedi. Özellikle madencilik adı altında sürdürülen altın işletmeciliği faaliyetleri, bulunduğu yörelerdeki yaşamsal tüm süreçleri yok etmenin eşiğine getirdiğini vurgulayan Uygun; Bunun en son ama en tehlikeli örneği Kirazlı’da yaşanmaktadır. Siyanür en kısa ve öz tanımıyla zehirdir. Altın madenlerinde kullanılan siyanürün yeraltı sularına, toprağa, havaya karışmasıyla; insan, hayvan, bitki tüm canlı sağlığı çok ciddi tehditler altında kalır” dedi. Herkesi Kazdağları için mücadele etmeye çağıran Uygun; “Birlikte yan yana omuz omuza olursak, Bayramiç`in yeraltı sularını, ormanlarımızı, Kazdağları’nı birlikte kurtarabiliriz. Hep birlikte dayanışma içinde olursak, Biga yarımadasının bağrına saplanan hançerleri teker teker sökebiliriz” dedi.
“Termik santraller ve madencilik faaliyetleri, değerlerimizi olumsuz etkilemektedir”
Yürüyüş sonrası vatandaşlara seslenen Başkan Uygun; "Mücadelemiz; yaşam kaynaklarımıza sahip çıkmak, çocuklarımızın, torunlarımızın gözlerinin içine utanmadan bakabilmek, atalarımızdan bize kalan mirası yedirmemek, bizden sonraki kuşaklar da binlerce yıl doğanın nimetleriyle barış içinde yaşasın diyedir. Kazdağları oksijen bakımından Alpler` den sonraki en zengin ikinci bölgedir ama ne yazık ki Kazdağları 10 yılı aşkın süredir, her köşesi kara deliklerle talan edilen bir dağ olarak anılmaya başlandı. Ormanlık alanlar bulundukları ülkelerin çok önemli zenginlikleri olup, tüm canlılar için vazgeçilmez nitelikler taşır. Bunun en önemli örneği Kazdağları`dır. Ülkemizin en güzel coğrafyası olan Biga Yarımadasının güneyinde yer alan Kazdağları, barındırdığı tarihsel, kültürel, ekolojik ve ekonomik değerleri nedeniyle, yeryüzünün en özgün yaşam kaynaklarının başında gelmektedir. Kazdağları bu bölgede yaşayan yaklaşık bir buçuk milyon insanın, bitkilerin, yaban hayatın, meraların, tarım alanlarının, en önemlisi de su kaynaklarının yaşam sigortasıdır. İlçemiz Bayramiç, Kazdağları`nın en verimli topraklarına sahiptir. Ancak, doğal etkenlerin yanı sıra, bacalarından zehir çıkan termik santraller ve madencilik faaliyetleri, efsaneler diyarı güzelim dağlarımızın taşıdığı değerleri olumsuz yönde etkilemektedir” dedi.
“Siyanür en kısa ve öz tanımıyla zehirdir”
Özellikle madencilik adı altında sürdürülen altın işletmeciliği faaliyetlerinin, bulunduğu yörelerdeki yaşamsal tüm süreçleri yok etmenin eşiğine getirdiğini belirten Uygun; “Bunun en son ama en tehlikeli örneği Kirazlı’da yaşanmaktadır. Madenin çıkarıldığı toprak, ayrıştırma işlemi için siyanürle tanışıyor, toprak ve su zehre bulanıyor; tıpkı gelecekte Kirazlı`da olacağı gibi. Siyanürle altın cevheri işlemenin ne demek olduğunu ve ne gibi sonuçlar doğuracağını bu mücadele için iyi bilmek gerekiyor. Siyanür en kısa ve öz tanımıyla zehirdir. Altın madenlerinde kullanılan siyanürün yeraltı sularına , toprağa, havaya karışmasıyla; insan, hayvan, bitki tüm canlı sağlığı çok ciddi tehditler altında kalır. Eğer bugün burada sesimizi duyuramazsak, Kirazlı’da ki katliama dur diyecek dayanışmayı sergileyemezsek, hesap verecek yarınlarımız olacak. Dünya görüşü, siyasi görüşü ne olursa olsun, yaşam hakkımız adına, ben de varım diyenler adına, herkesi Kazdağları için dayanışmaya ve mücadeleye davet ediyorum. Birlikte yan yana omuz omuza olursak, Bayramiç`in yeraltı sularını, ormanlarımızı, Kazdağları’nı birlikte kurtarabiliriz. Hep birlikte dayanışma içinde olursak, Biga yarımadasının bağrına saplanan hançerleri teker teker sökebiliriz. Yeter ki bir arada olalım. Ağaçlarımızın sesine kulak vereceğiz, susmayacağız. Toprağımızı, havamızı, suyumuzu teslim etmeyeceğiz. Değerli hemşerilerim unutmayalım ki doğa kendisine verilen zararı asla unutmaz ve misliyle insanoğluna geri iade eder. Gün tüm sıfatlarımızdan ve makamlarımızdan ayrılıp birlik olma günüdür. Kazdağları`na sahip olma günüdür" ifadelerini kullandı.
(Seçkin Sağlam)