Bayramiç Barajı bile kurudu
Son aylarda kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kalan Türkiye`de barajlardaki doluluk oranları ciddi şekilde düştü. Kuraklık, Çanakkale`deki barajları da tehdit etmeye başladı. Çanakkale merkez ve ilçeleri, geçen yıllara oranla bu yıl yeterli miktarda yağış alamayınca barajlarda su seviyesi düştü. Çanakkale merkezinin içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılayan 54 milyon 115 bin metreküp su kapasitesine sahip Atikhisar Barajı`nda yaklaşık 22 milyon metreküp su kaldı. Ancak yaşanan kuraklığın en somut örneği, çok sayıda su kaynağına sahip olduğu için mitolojide adı `Bin Pınarlı İda` olarak geçen Kaz Dağları`nın eteklerindeki Bayramiç Barajı oldu. Yeterli yağmur yağmadığı gibi, aralık ayına girilmesine rağmen 1774 metre yüksekliğindeki Kaz Dağları`na hala kar düşmemesi de dikkat çekti. Kaz Dağları`ndaki derelerde su miktarı da ciddi oranda azaldı. Buna bağlı olarak Bayramiç Barajı neredeyse kuruma noktasına geldi. 96 milyon 500 bin metreküp su kapasitesine sahip barajda, kuraklık nedeniyle yaklaşık 12 milyon metreküp su kaldı. Bölgede elma, şeftali üreticiliği yapan birçok üretici ise kuraklık nedeniyle meyveciliği bırakarak, su gerektirmeyen yulaf, buğday ve tahıl ekimine başladı.
"Üreticimiz, vatandaşımız yağışlara hasret kaldı"
Bayramiç Ziraat Odası Başkanı İsmail Pehlivan, "Bin Pınarlı Kaz Dağları`nda hepimizin bildiği gibi kuraklık hat safhada. Bu zamanlarda Kaz Dağları`nda kar yağışı oluyordu. Fakat kar yağışı kuraklıktan dolayı olmadı. Geçtiğimiz üretim sezonun da kuraklık sıkıntısı yaşadık. Bir önceki yıla göre suyumuz 20 milyon metreküp azdı. 96 metreküp su hacmi olan barajımızda şu anda 12 milyon metreküp su var. Bu suyun 10 milyon metreküpü kullanılmıyor, sulamaya gitmiyor. Yaklaşık olarak 2 milyon metreküp kullanılabilir su olduğunu ifade edebiliriz. Bunun en büyük nedeni kuraklıktır. Biz yağışları beklemekteyiz. Üreticimiz, vatandaşımız yağışlara hasret kaldı. Bu kuraklık inşallah kısa süre içerisinde biter ve su seviyeleri gerekli orana çıkar. İnsanlar tedirgin olmaz. Su ile görüşlerimizi yağışları görmeden söyleyemiyoruz. Mart ayında tekrar suyun pozisyonunu değerlendirerek yeni bir planlama yapılacağını ümit ediyorum. Bundan sonra suyu planlamalıyız. İçerken, dişlerimizi fırçalarken, lavaboya giderken, duş yaparken her şekilde suyumuzu planlamak zorundayız. Su bir ihtiyaç ama ihtiyacımızdan fazlasını akıtmamalıyız. Çünkü bu su geleceğimiz demektir" dedi.
`Kuraklıklardan dolayı bıraktık ve hayvancılığa geçtik`
İstanbul`dan 6 yıl önce meyvecilik yapmak için Bayramiç ilçesine gelen çiftçi Aytaç Tütüncü, 6 seneden beri ilk defa bu kadar büyük kuraklık gördüğünü ifade ederek, "Şeftali ve elma yetiştiriyorduk. Kuraklıklardan dolayı bıraktık ve hayvancılığa geçtik. Su yok, su gelmiyor artık. Tabi bu doğadan gelen bir şey. Şimdi biz yulaf ve buğday gibi su gerektirmeyen sezonluk ekilen malzemeleri ekmeye başladık ve hayvancılık yapıyoruz" diye konuştu.
"Arazimiz kurudu, çöl halinde"
Bayramiç ilçesine bağlı Mollahasanlar köyünde yaşayan ve yörede 40 yıldır çiftçilik yapan Sabri Özmen ise, "Arazimiz kurudu, çöl halinde. Çok büyük kuraklık yaşadık bu sene. Bütün meyvelerimiz kurumuş halde. Kırk yıldan beri çiftçilik ve meyvecilik yapıyoruz. Meyveciliği kuraklıktan dolayı bıraktık. Kuru tahıla döndük. Kuru tahıl ekiyoruz su olmadığından dolayı. Barajımız kurudu, çaylarda su kesildi. Yukarıdan artık su gelmiyor. Suyumuz komple kurudu. Bundan 15 yıl önce bu kuraklığı yaşadık ama bu sene çok kuraklık çektik. Ektiğimiz kuru tahıl bile şu an düzgün bitmiyor" dedi.
(Haber Merkezi)