Baskı ve zorbalık her yerde

Sokak ortasında coplanan gazlanan insanların, parasız eğitim istediği için cezaevlerine atılan öğrencilerin, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle cezaevlerine tıkılan gazetecilerin, mağduru savunduğu için tutuklanan hukukçuların, sendikal haklarına sahip çıktığı için içeri atılan sendikacıların, kültürel kimliklerini özgürce yaşamak istediği için her türlü baskıya maruz kalan Kürtlerin olduğu bir ülkede sigara yasağını kontrol etmek görevini üstlenmiş bazı devlet memurlarının da, bu baskı kültüründen etkilenmesi mümkün değil.

661
Korku imparatorluğu ve baskı kültürü artık yaşamamızın bir parçası olmaya başladı.
 
Deniz kıyısındaki bir restauranta bir arkadaşım ile birlikte , bu restaurantların önlerine yapılmış etrafı açılan bu anlamıyla da bir nevi sigara içilen bölüm konumuna bürünmüş bir mekanda oturur iken, karşılaştıklarım nedeniyle bunları yazıyorum.
 
Birden elinde tablet bilgisayarı olan bir hanımefendi ile birlikte bir polis memuru ve bir başka bayan oturduğumuz bölüme öyle bir giriş yaptılar ki zannedersiniz ki suçlu olarak aranan birilerine operasyon yapılıyor.
 
Güvenlik güçleri bile herhangi bir kimlik soruşturması yaparken, bu konuda önce bir açıklama yaparak, ricada bulunurlar. Oysa bizim sigara avcıları öyle bir giriş yaptılar ki elindeki tablet bilgisayar ile hemen fotoğraflamaya başladılar.
 
Gayri ihtiyari olarak ne oluyor diyerek irkildik.
 
Belirli bir yaşam tarzına karşı kin ve nefret ile hareket eden bu devlet görevlilerinin bu hareket tarzına anlam vermek gerçekten imkânsızdı. Sonuçta bir masada bulunan kül tablası içindeki sigara izmaritlerinin fotoğraflarının çekilmesiydi bunca telaş.
 
Bu arada ekipte bulunan polis memurunun mantıklı ve görev bilinci ile hareket eden tarzını bu eleştirilerimin dışında tutuyorum.
 
Herhangi bir bildirimde bulunmadan, içkilerini içen vatandaşların kişilik haklarına saygı göstermeden adeta onları fişlercesine fotoğraflayan bu memur sonuçta bu ülkedeki baskı kültürünün etkisi altında kalarak böylesi bir despot kimlik kazanmıştır.
 
Bu kadar saygısızca sigara kontrolü yapmanın mantığı vatandaşa psikolojik baskıdan başka bir şey değildir.
 
Bu arada şunu da belirteyim.  Ben sigara içen bir kişi değilim ayrıca insanların toplu olarak bulunduğu alanlardaki sigara yasağını da destekliyorum. Yalnız sigara yasaklarını kontrol etmek adına vatandaşa yapılan böylesi saygısızlıklara da tahammülüm yok. Bu uygulamalar resmen kişilik haklarına açık bir saldırı olarak geliştiği sürece bunun ardındaki niyet bir yaşam tarzına müdahale etmekten başka bir anlam taşımaz.
 
Kül tablasının fotoğrafını çekmek için kişilerin bu kadar taciz edildiği koşullarda sigara yasağı kontrolleri gerçek anlamda bir baskıya dönüşmüş demektir.
 
Yaşadığım bu olay sonrasında AKP il Başkanı Muzaffer Kutlu’nın belediye başkanlığı seçimlerine ilişkin açıklamalarını okuyunca bir kez daha irkildim.
 
Kutlu’nun “bizim kimsenin yaşam tarzına müdahale etmemiz söz konusu değildir” sözleri tamamıyla anlamsızdı, anlamsız olduğu kadarda popülizmden medet uman bir başka tehlikenin işaretiydi.
 
Sigara kontrolü yapmak için gittiğiniz bir mekanda bir kül tablasının fotoğrafını çekerek sözde görev yaptığınızı zannedeceksiniz, bu arada oradaki insanlara saygısızca davranma hakkını kendinizde bulacaksınız.
 
Yok böyle bir şey, insanları bu kadar aşağılamayın.
 
Bir sözüm de AKP İl Başkanı Kutlu’ya olacak; sizin ifadenize göre “yaşam tarzlarına müdahale edilmediği” koşullarda sigara kontrollerinin bu şekilde, kişileri yok sayarak, onları rencide edecek şekilde fotoğraflarının çekilmesi size bir şey ifade etmiyor mu?
 
Nerde kaldı kişilerin özel hayatı, nerde kaldı kişi haklarına saygı?
 
Ha zaten bu ülkede gizli tanıkların ifadeleri ile insanlar yıllarca cezaevlerinde kalıyorlarsa; ihbar mekanizmasının belirleyici olduğu koşullarda sigara içildiği ihbarı alınmış bir mekanda da vatandaşın bu ‘kadarcık’ mağduriyeti de herhalde olağan karşılanmaktadır.
 
Ama biliniz ki bu uygulamalar kişilerin yaşam tarzlarına müdahaledir.
Siz ne kadar “biz müdahale etmiyoruz” deseniz de inandırıcı olamazsınız.
Bu ülkede ne yazık ki artık bazı kesimlerin yaşam tarzlarına müdahaleler başlamıştır.
Yaşama geçirilen pek çok uygulamaya her geçen gün daha çok tanık olmaktayız.
Paylaş