1 aya yakın süredir devam eden ‘Su ve Vicdan Nöbeti’nde yeni bir süreç başladığı, nöbetin farklı yöntem ve etkinliklerle süreceği açıklaması yapılmıştı. Bazı nöbetçiler nöbet alanında kalmayı sürdürürken, Beldiye Başkanı Ülgür Gökhan ve CHP Genel Sekreteri, Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, Atikhisar için süren Su ve Vicdan Nöbeti ve doğa mücadelesi ile ilgili yeni sürece dair düşüncelerini paylaştılar. Başkan Gökhan, Su ve Vidan Nöbeti’nin sonlandırılmadığını farklı araç ve etkinliklerle devam ettiğini belirtti. Kalma sürecinin yürüyüş sonrası bitirileceğini ancak Fazıl Say konseri nedeniyle devam ettiğini belirten Başkan Gökhan, nöbetin gün içerisinde gündüz devam ettiğini söyledi. Belediye ve STK kararları ile gece kalma eyleminin son bulduğunu ancak kalan arkadaşların olduğunu belirten Başkan Gökhan;” Onlarla ilgili bir sıkıntı yok. Onlar istedikleri gibi kalabilirler. Biz şehirde farkındalığı arttırmak için etkinlikler planlıyoruz. Paneller bölgede yapılacak, etkinlikler ve toplantılar olacak. Kentte de paneller, konferansalar, yarışmalar ve çeşitli etkinliklerle bu süreci devam ettireceğiz. İşi biraz hukuk noktasına getireceğiz” dedi. Başkan Gökhan; “Sonuç itibari ile bu çalışmanın durdurulması, ÇED’in iptali… gibi hangi konular varsa çalışmalarımız sürecek. Bizim bu alanda bir damla siyanürün toprağa değmemesi için sonuna kadar bu süreç devam edecek” dedi. Konuyla ilgili Türkiye’de yaşanan sorunların temelinde tek adam rejiminin olduğunu belirten Milletvekili Erkek ise; “Anayasamızda çevreyi hepimiz korumakla yükümlüyüz, orada ‘vatandaşlar ve devlet’ diyor. Sağlıklı bir çevrede yaşamak herkesin hakkı. Vatandaşlar görevini yapıyor, devleti yönetenlerde görevini yapacak. Onları sorgulayacağız. Siz halka rağmen bu faaliyetlerin devamını destekliyorsanız, zaman altın şirketleri ile sizin menfaat birlikteliğiniz var” dedi.
“Çok önemli bir çevre etkinliği oldu”
Kazdağları ile ilgili ‘Su ve Vicdan Nöbeti’nin sonlanmadığını belirten Başkan Gökhan; “Bu bir süreç. Su kısmını bir tarafa koyarsak, özellikle vicdan bölümü orada bu faaliyetler devam ettiği sürece ortadan kalkamayacak. Bu süreç, etap etap yapılmakta. Önce farkındalık yaratmak için orada STK’lar olsun, belediye olsun hep beraber bir nöbet süreci başladı. Bu nöbet, 24 saat üzerine kurulmuştu. Nöbet yürüyüşe kadar devam edecekti. Yürüyüş yapıldı ama bu arada Fazıl Say’da buraya katkı vermek amacı ile konser talebinde bulununca bizde memnun olduk. Bizden hiçbir ücret istemeden, tamamen gönüllü olarak konser vermek istediğini ve küçük bir beste yamak istediğini söyledi. Bizde, bundan memnuniyet duyduk ve bu 24 saatlik süreci uzattık. Birçok insan bu süreçte bölgeye gelip gitmeye devam etti. Son olarak ayın 18’inde büyük katılımlı bir konser yapıldı. Çok önemli bir çevre etkinliği oldu ve bitti” dedi.
“Gece kalma süreci tamamlandı”
Nöbetin gündüz devam ettiğini söyleyen Başkan Gökhan; “Çanakkale’den STK’lardan arkadaşlarımız orada alan gidiyorlar ve gidecekler. Ya da dışarıdan gelip orayı görmek isteyenlere rehberlik hizmeti verilecek. Ancak artık gece kalma süreci tamamlandı. Artık gece kalmıyoruz. Kalmak isteyen arkadaşlar var, çadırları da var. Onlarla ilgili bir sıkıntı yok. Onlar istedikleri gibi kalabilirler. Biz şehirde farkındalığı arttırmak için etkinlikler planlıyoruz. Paneller, ya da bölgede yapılacak etkinlikler ve toplantılar olacak. Kentte de paneller, konferansalar, yarışmalar ve çeşitli etkinliklerle bu süreci devam ettireceğiz. İşi biraz hukuk noktasına getireceğiz. Artık hukuki açıdan mücadele etmek zorundayız. Fiili bir müdahale edemeyeceğimize göre, ruhsatı iptal etme gibi bir yetkimiz olmadığına göre bunu hukuki yoldan yapacağız. Bununla ilgili uluslararası çevre konularında uzman olan insanlardan profesyonel destek isteyeceğiz. Bu, hem Türkiye’deki yargı süreci için, hem de bunu uluslararası yargıya taşıyabilmek için böyle bir çalışmamız başlayacak. Artı uluslararası konularda bunu biraz daha yaygınlaştırmak istiyoruz. Biliyorsunuz Zülfü Livaneli UNESCO’ya mektup yazdı. Hüseyin Baraner bu konuda ciddi çalışmalar yaptı. Bizde bunları biraz daha genişleterek, Birleşmiş Milletler nezdinde, UNESCO nezdinde çevre duyarlılıkları olan kesimler nezdinde bu çalışmaları devam ettireceğiz” dedi.
ÇED iptali gibi çalışmaların süreceğini ifade eden Gökhan; “Sonuç itibari ile bu çalışmanın durdurulması, ÇED’in iptali… gibi hangi konular varsa çalışmalarımız sürecek. Bizim bu alanda bir damla siyanürün toprağa değmemesi için sonuna kadar bu süreç devam edecek. Kısmen orada olacak, kısmen burada olacak, kısmen uluslararası olacak… Bunları planlıyoruz. Konser ciddi bir stres yarattı, Allaha şükür güzel bitti. Şu anda orada ilişkimiz devam ediyor, çalışmalarımız devam ediyor, alana gezilerimiz devam ediyor, herhangi bir geri adım söz konusu değil” dedi.
“Bir kararname ile bu faaliyetleri durdurun”
Burada yapılması gerekenin çok net olduğu, Türkiye’de yaşanılan tüm sorunların temelinde tek adam rejiminin yattığını belirten Milletvekili Erkek; “Tek adam talimat verecek bu GSMR iptal edilecek. Bugün bir kararname ile tank palet fabrikasını Katarlılara peşkeş çekiyorlar. Onun için Genel Başkan Yardımcılarımız, PM üyelerimiz, Milletvekillerimiz, STK’lar gece Sakarya’da nöbetteydi. Yani yerli ve milli olduklarını iddia edenler bu memleketin savunma sanayisini Katar’a satıyorlar. Bir kararname ile tek imza ile şirkete devrediliyor. Bir kararname ile bu faaliyetleri durdurun. Burada büyük bir mücadele veriliyor. Yerel yönetimimiz, STK’lar, Çanakkaleli, Balıkesirli hemşerilerimiz, tüm siyasi partiler, Türkiye’nin her yerinden destek veren yurtseverler, vatandaş görevini yapıyor. Anayasamızda çevreyi hepimiz korumakla yükümlüyüz, ‘vatandaşlar ve devlet’ diyor. Sağlıklı bir çevrede yaşamak herkesin hakkı. Vatandaşlar görevini yapıyor, devleti yönetenlerde görevini yapacak. Onları sorgulayacağız. Siz halka rağmen bu faaliyetlerin devamını destekliyorsanız, o zaman altın şirketleri ile sizin menfaat birlikteliğiniz var. Memleketi, altın şirketlerine, faiz lobilerine teslim ettiler. Yaşadığımız tüm sorunların temelinde bu tek adam rejimi yatıyor” dedi.
(Eren Aşnaz)
