Çanakkale Belediyesi tarafından 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısı ile geleneksel olarak yapılan kahvaltı etkinliği dün gerçekleştirildi. Parion Otel’de düzenlenen etkinliğe Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Belediye Başkan Yardımcıları İrfan Mutluay, Ali Sürücü, Özdeyiş Çetin, Belediye Birim Müdürleri, gazete sahipleri ve çalışanları katıldılar. Her yıl verilen çalışan gazeteci ödülü bu yıl Demirören Haber Ajansı (DHA) muhabiri Mustafa Suiçmez’e verildi. Başkan Gökhan, gazeteciliği kutsal bir görev olarak nitelendirerek; “Halkın haber alma özgürlüğüne destek oluyor, yardımcı oluyor. Onun için bütün Çanakkale’de bulunan basın mensuplarının günlerini kutluyorum” dedi. Gazetecilerin zor bir iş yaptıklarını belirten Gökhan, “Ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranamıyorsunuz. Kaç tane peygamberiniz var bilemiyorum. Yaranamadığınız gibi üstelik kendinizi tehlikelere atıyorsunuz” dedi. Gazetecilerin geçmişten bu yana sürgünler ve cezaevleri ile karşı karşıya kaldığını ifade eden Başkan Gökhan; “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar siz kovulmakla kalmıyorsunuz bir de eziyet görüyorsunuz. Onun için gerçekten işiniz zor” dedi. Cezaevinde 91 gazetecinin tutuklu bulunduğunu belirten Başkan Gökhan, cezaevindeki gazetecilere selam gönderdi. Sözcü gazetesinin FETÖ ile bağdaştırılmaya çalışılmasını inanılması güç bir durum olarak nitelendiren Başkan Gökhan ülkede demokrasinin olmadığını belirterek; “Muhalefete karşı gazetecilik yapmak kolay. İktidara karşı gazetecilik yapmak, oradaki yanlışları ortaya koymak gerçekten cesaret istiyor. Bu cesareti gösteren herkesi ayrı ayrı kutluyorum…” dedi.
“Halkın haber alma özgürlüğüne destek oluyor, yardımcı oluyorsunuz”
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününün çok önemli bir gün olduğunu belirten Başkan Gökhan; “Bizlerin, toplumun haber alma hakkını kullanmasına fırsat veren bir kurum gazetecilik. Dolayısıyla bana sorarsanız, özellikle muhabirler, foto muhabirleri, yazılı, görsel medya çok önemli kutsal görev yapıyor. Nedir kutsallığı? Halkın haber alma özgürlüğüne destek oluyor, yardımcı oluyor. Onun için bütün Çanakkale’de bulunan basın mensuplarının günlerini kutluyorum” dedi.
“Kaç tane peygamberiniz var bilemiyorum”
Gazetecilerin çok zor bir iş yaptıklarını belirten Gökhan; “Ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranamıyorsunuz. Kaç tane peygamberiniz var bilemiyorum. Hepsine yaranmaya çalışıyorsunuz ama yaranamıyorsunuz. Yaranamadığınız gibi üstelik kendinizi tehlikelere atıyorsunuz. Özellikle savaş alanlarında, eylem alanlarında en son Anadolu Ajansı muhabirinin gözü yaralandı görmez hale geldi. Bunun yanı sıra çatışma bölgelerinde çalışan gazeteciler de hayatlarını riske atıyor. Yerelde de birçok tehlikeli işler olduğunda gidiyorsunuz orada gece gündüz demeden çaba gösteriyorsunuz. Aynı zamanda bir başka tehlike de yaptığınız görevlerden dolayı çeşitli nedenlerle kulp bulunarak cezaevlerine de atılıyorsunuz. Geçmişten beri var bu yeni değil. Sürgünler var cezaevleri var. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar! Siz kovulmakla kalmıyorsunuz, bir de eziyet görüyorsunuz. Onun için gerçekten işiniz zor” dedi.
“Cezaevindeki gazetecilere selam gönderiyorum”
Türkiye Gazeteciler Sendikası’na göre de 91 gazetecinin cezaevinde bulunduğunu belirten Başkan Gökhan cezaevindeki gazetecilere selam göndererek; “Komik işler de oluyor. Sözcü Gazetesi davası gibi bir komedi yaşıyoruz. Aklımızla alay ediliyor gibi geliyor bana. Her gazete olabilir ama Sözcü Gazetesinin FETÖ ile bir alakasını olduğunu rüyamda görsem inanmam. Ne hikmetse inananlar var. Sözcü Gazetesinin yazarlarını, çizerlerini ne var hepsini ceza yağdırıyorlar. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar dedik ya gerçekten öyle ama demokrasi zor bir iş. Demokrasiyi içine sindirmek zor bir iş. Bazen demokrasi gereği sizin istediğiniz olmayabilir. Sizin düşündüğünüz gibi işler gitmeyebilir. Sonuç itibari ile toplumsal gerçekleri de ört bas edemeyiz. Son yıllarda bu noktada tersine doğru gidiyoruz. Bence demokrasi falan bu ülkede yok. Muhalefete karşı gazetecilik yapmak kolay. İktidara karşı gazetecilik yapmak, oradaki yanlışları ortaya koymak gerçekten cesaret istiyor. Bu cesareti gösteren herkesi ayrı ayrı kutluyorum. Bizler, özellikle toplum hizmeti yapan siyasiler halka hesap vermek zorunda olan insanlar. Elbette basın eksikleri gördüğünde, yanlışları gördüğünde bunları yazdığında kızmaya hakkımız yok. Tam tersine hesap vermek zorunda olduğumuz için bunlar bizim için çok önemli” dedi.
(Eren Aşnaz)