Başkan Gökhan, barış dostluk kardeşlik bilincinin gelişmesi noktasında bugüne kadar başarılı ve cesaretli işlere imza attı.
Bu tavrın HDP tarafından takdir edilmesi, siyasette özlem duyulan tavırlardan biridir.
HDP’nin bu tavrı; aynı zamanda kendi siyasal yaklaşımlarının da ne kadar samimi olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Ülkemizde barış mücadelesi, özellikle Kürt sorunun çözümü noktasında alınacak tavır, bu tavrın günlük yaşamdaki sorumluluklarına uygun davranmak; sürekli saldırıya uğramış buradan hareketle çeşitli spekülasyonlar ve değersizleştirme çalışmaları üretilmiştir.
Ancak barış, halkların kardeşçe bir arada yaşaması talepleri bu girişimlere boyun eğmeyecek kadar değerlidir.
Egemenlerin demokrasi ve özgürlükleri yok ederek kapitalist sisteme meşruluk kazandırmak adına; bugüne kadar bazı değerlerin istismar edilerek sürdürüldüğü, özünde ırkçı ve şoven yaklaşımlardan ileri gitmeyen bu anlayış karşısında Ülgür Gökhan gibi bir başkanın olması,Çanakkale açısından şanstır.
Ülgür Gökhan bu konuda birçok kez kendini bilmez bazı kişilerin karalama çalışmalarına maruz kalsa da bu ilkeli yaklaşımından taviz vermemiş ve barış mücadelesi konusundaki duruşu ile aynı zamanda örnek olmuştur.
Barış kavramının, demokrasi özgürlükler ve eşitlik ile bağını da çok iyi analiz eden Gökhan; yerel yönetim uygulamalarını bunun üzerinden sürdürünce ortaya çıkan tablo barış ve insanlık adına çok daha değerli olmaktadır.
Böylesi bir yerel yöneticiye tabiî ki teşekkür edilmelidir, HDP de çok samimi bir şekilde bunu yapmıştır.
Böylesi adımlar ülkemizdeki barış sürecine önemli katkılar getirecek adımlar olarak ayrıca değerlidir.
Tabiî ki Ülgür Gökhan’ın bugüne kadar bu alanda sürdürdüğü politikalar; partisinin Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte görünür hale geldiği yeni vizyonunun etkilerini de taşımaktadır.
Özellikle geçen hafta içersinde Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun bir gazeteye verdiği röportajda Kürt sorununun çözümü için gündeme getirdiği görüşlerin altına imza atmamak mümkün değil.
Anadilde eğitimden, mecliste kurulacak toplumsal mutabakat komisyonu, ortak akıl heyeti, gerçekleri araştırma komisyonu gibi oluşumlarla sürecin yönetilmesi teklifini, İmralı da yapılan görüşmelere kadar oldukça ayrıntılandıran yaklaşım; gelinen noktada özellikle 7 Haziran sonrasında oluşacak siyasi tablo düşünüldüğünde son derce olumlu görüntü vermektedir.
Ancak size şunu belirtmek isterim; Tanrıkulu’nun bugün gündeme taşıdığı birçok konuyu bundan birkaç yıl önce Başkan Ülgür Gökhan ile yapmış olduğum bir görüşmede kendisinden dinlemiştim.
İşte bugüne kadar Ülgür Gökhan’ın halkların kardeşliği üzerinden kurguladığı kent yönetiminin temellerinde var olan gerçek; bu görüşlerin yol göstericiliğinde oluşmuştur.
Bu arada şunu da belirtmeden geçemeyeceğim.
HDP’nin kadın adaylar ile, Çanakkale’de kadınların temsilcisi olma rolünü üstlenmesi Gökhan’ı kıskandırmış !
Başkan Gökhan, bunu açık olarak zaten deklere etti.
Böyle de olması beklenirdi, çünkü kadın çalışmalarına ve kadın mücadelesine önem veren bir kişi olarak partisinin bu eksikliğinin farkında olmamak mümkün değil.
CHP’nin Çanakkale’deki eksiklikleri sadece bu alanda değil ki, nerede varlığı var desek daha doğru olur.
Bu gerçeklerin farkında olan Ülgür Gökhan aynı zamanda bu boşluğu doldurma noktasında sorumluluk almış gözüküyor.
Seçimler sonrasındaki gelişmeler dahilinde, bu alanda nasıl bir yol alınacak hep birlikte göreceğiz.
Ancak şu çok açık olarak görülmektedir; bu seçimlerde CHP’den bir kadın aday çıkaramamanın eksikliğini gören Gökhan, bundan sonraki genel seçimler için hazırlığını yapmaktadır.
Şimdiden bir kadın aday hazırlanmaya başlanmıştır.
Kimdir diye soranlara, hele bir şu seçimler bitsinde sonra konuşuruz diyelim şimdilik.
Bugün ise, HDP kadın adayları ile Çanakkale’de kadınların ilgi odağı olmayı sürdürmektedir.
Bu gerçeği de görmeden geçemeyiz.
