Ayvacık’ın Babakale Köyü’nde kadınlar tarafından kurulan ve ihtiyacı olan kadınların çalışarak gelir elde etmesi amacıyla işlettiği ‘Babakale Güzelleştirme Kültür ve Dayanışma Derneği Lokali’nin Köy Muhtarı Bekir Vargün tarafından boşaltılmak istenmesine karşı kadınların tepkileri sürüyor. Kadınlar, lokali kendi elleri ve tırnakları ile yaparak bugüne getirdiklerini, ihtiyacı olan birçok kadının buradan gelir ettiğini belirterek, muhtar Vargün’ün lokali bireysel olarak işletmek amacı ile boşaltmak istediğini ifade ediyorlar. Dernek kadınları, lokalden elde edilen gelirle, kadınların ev ekonomisine katkı sunmasının yanı sıra, köyün eksiklerinin giderilmesi, köy plajına giyinme kabini ve ilkokula bir projeksiyon cihazı alınması, köy kadınlarına yönelik, ‘Selanik, Kıbrıs, Sakız ve Midilli’ gezileri düzenlenmesi, kadınların sağlık kontrolünden geçirilmesi, ev pansiyonculuğu kursu düzenlenmesi ve sertifikalarını alan kadınların pansiyonculuğa başlamaları… gibi birçok sosyal projeyi hayata geçirdiklerini belirttiler. Konuyla ilgili gazetemize konuşan köy muhtarı Vargün ise, lokalin köy iktisadi teşebbüsü olduğunu ve dernek adı altında belli sayıdaki kadının bireysel gelir elde etmek amaçlı lokali işlettiğini söyledi. Dernek üyesi kadınlar tarafından yapılan açıklamada, kurulan lokalin birçok kez basılarak talan edildiği, Muhtar Vargün tarafından 2015 yılında dönemin Ayvacık Kaymakamı Salih Geçgel’e başvuruda bulunduğu, Geçgel’in boşaltma kararı verdiğini ancak; İdare Mahkemesi’ne açılan dava sonucunda kararın uygulanmadığı belirtildi. Aynı zamanda kadınların tehdit edildiği, Çanakkale İl Özel İdare encümenine yapılan şikayetle binayla ilgili yıkım kararı çıkartıldığı, derneğin bu kararın iptali için dava açtığı, muhtar Vargün’ün yıkım kararı ile Uludağ Elektrik’e başvurarak 6 Mayıs tarihinde derneğin elektriğini kestirerek kendisinin de suyunu kestiği ifade edildi. Elektrik ve suyu olmayan dernek lokalini evlerinde hazırladıkları yiyeceklerle işletmeye devam ettirdiklerini ifade edilen açıklamada ise; “Tüm bunlara rağmen üretimden gelen güçlerini kullanan kadınlar direnmeye devam ediyor ama yine de yüzlerinden neşeyi ve gülümsemeyi eksik etmiyorlar ve desteğinizi bekliyorlar” denildi.
“Tahsilat makbuzları çalınıyor”
Dernek üyeleri tarafından süreçle ilgili yapılan açıklamada; “2009 yılının başlarında, köyün kadınlarından Şükran Erkan, arkadaşlarına birlikte bir şeyler üretip satma fikrini açıyor ve bu fikir diğer kadınlar tarafından büyük bir heyecan ve memnuniyetle karşılanıyor. İlk Genel Kurulunu 29 Ekim 2009 tarihinde yapıyorlar ve derneğe bağlı iktisadi işletmeyi de kuruyorlar. Köy muhtarı Aziz Erkan (fikir annesi Şükran Erkan’ın eşi) limana bakan ve kalenin altında yer alan yıkıntıyı kadınlara aylık 20 TL ile 20 yıllığına kiralıyor; amaç köyün kadınlarının bu güzel çabasını desteklemek, tıpkı balıkçı kooperatif binasının aylık kirasının 15 TL olması gibi. Böylece hem dernek bir mekana kavuşuyor hem de lokal olarak hizmet vermeye başlıyor. Dernek kurulduktan bir ay sonra bir gece yönetim odasının kapısı kırılarak tahsilat makbuzları ve yasal defterler çalınıyor. Masada para olmasına rağmen para alınmıyor sadece bu makbuz ve defterler çalınıyor, belli ki birileri bunlar çalınırsa dernek çalışamaz sanıyor ama kadınlar durumu jandarmaya bildiriyorlar. İki farklı parmak izi buluyor jandarma ama kadınlar köylülere kıyamayıp, suçlamalarında ısrarcı olmuyorlar. Daha sonraki süreçlerde bir küçük yakma girişimi olsa da kadınlar yılmadan lokali işletmeye devam ediyorlar” denildi.
“Köyden birileri sopalarla kale meydanında bekliyor”
Yeni muhtar Vargün’ün göreve gelir gelmez dernek lokalinin boşaltılması için çalıştığı belirtilen açıklamada; “2014 yerel seçimlerinde muhtarlık el değiştiriyor ve Bekir Vargün muhtar seçiliyor. Yeni muhtar, 2015 yılında Ayvacık Kaymakamlığı’na giderek kadınları şikayet ediyor ve lokalin boşaltılmasını istiyor. Dönemin Kaymakamı Salih Geçgel kadınları dinlemeden muhtarın beyanına dayanarak binanın boşaltılması için hemen bir tebligat gönderiyor. Bunun üzerine kadınlar bu tebligata itiraz ediyor ve İdare Mahkemesinde dava açıyorlar. Davayı kaybeden kadınlar üst mahkemeye başvurmaya hazırlanırken, aynı günlerde Çanakkale Valiliği’nden de randevu alıyorlar. Randevudan birkaç gün önce, muhtar kalabalık bir grup ile lokale geliyor ve sözleşmeyi yenilemek istediklerini çünkü kaymakamın mutlaka uzlaşın dediğini söylüyor ve kadınları tehdit etmekten de geri kalmıyor; ‘köyden birileri sopalarla kale meydanında bekliyor ve buradan iyi bir sonuç çıkmazsa bu binayı başınıza geçirecekler’ diyor. Kadınlar bu baskı altında yeni sözleşmeyi imzalamak zorunda kalıyorlar. Sözleşmeye göre yıllık 3 bin TL kira ödenecek, sözleşme 3 yıl geçerli olacak. Sözleşmeden anlaşılan muhtar dernek işlerinde kontrolü elinden bırakmak istemiyor. Böylece kadınlar üst mahkemeye dava açmaktan da vazgeçiyorlar. Muhtar, Eylül 2018’de binayı boşaltın diye tebligat gönderiyor, dernek avukatı kadınlara, derneği ve lokali bir yıl daha kullanma hakları olduğunu söylüyor. Yani 1 Ekim 2019’a kadar sözleşme gereği kadınlar mekanlarını kullanmaya devam edecekler” denildi.
“Elektrik ve su olmadığı için üretim evlerde gerçekleşiyor”
Aralık 2018’de Çanakkale İl Özel İdare’den bir mühendis gelip lokal binasının etrafında ölçüm yapıyor, kadınlar sorunca muhtarlık tarafından ‘Tarih Koruma Kurulu’na kaçak yapı ihbarı yapıldığını ve yerinde tespit etmeye geldiğini söylüyor ve köy tüzel kişiliğine yani muhtarlığa, 3 bin 500 TL ceza kesip gidiyor. Muhtar bu tespite dayanarak daha sonra Çanakkale İl Özel İdare encümeninden binayla ilgili yıkım kararı çıkartıyor. Dernek de bu kararın iptali için dava açıyor. Muhtar yıkım kararı ile Uludağ Elektrik’e başvurarak 6 Mayıs 2019 tarihinde derneğin elektriğini kestiriyor ve sonra kendisi de suyu kesiyor. Dernek avukatı elektrik ve suyun tekrar açılması için ihtiyati tedbir davası da açacak önümüzdeki günlerde. Elektrik ve su olmadığı için kadınlar buzdolaplarındaki tüm malzemeleri evlere götürmüşler, tüm yemekler evlerde pişip lokale getiriliyor. 6 Mayıs 2019’dan beri kağıt bardak, tabak ve plastik çatal, kaşık bıçak kullanıyorlar. Kredi kartı pos makinasını diğer restoranlarda şarj ediyorlar. Elektrik olmadığı için akşamları açamıyor sadece gündüz hizmet veriyorlardı; ta ki 20 Mayıs 2019 sabahına dek. 20 Mayıs 2019 tarihinde sabah lokali açmaya gelen kadınlar, kendilerinden habersiz olarak muhtarlığın lokal bahçesine taş döktürdüğünü ve taş döşettiğini görüyorlar ve lokali açamıyorlar. Kadınların yıllarca mücadele vererek korudukları mekan bir anda işgal ediliyor” denildi.
“Lokalde çalışan kadınlar kazanırken, dernek de gelir elde ediyor”
Derneğin sağlıktan sosyal aktivitelere kadar kadınlar için birçok sosyal proje gerçekleştirildiği belirtilen açıklamada; “Derneğin bugün 86 üyesi bulunuyor ve üyelerden isteyenler dönüşümlü olarak lokalde çalışıp para kazanabiliyor. Şu anda aktif nöbetleşe çalışan kadın sayısı on üç. İktisadi işletme aracılığıyla yapılan satışlardan hem lokalde çalışan kadınlar kazanırken, hem de dernek gelir elde ediyor. Belki de hayatlarında ilk defa kendi emeğinin parasal karşılığını gören kadınların gözlerindeki ışıltı, kendine güven, neşe ve inat görülmeye değer. Dernek elde ettiği gelirlerle ilk yıllarda lokal binasını elden geçirip, onarmış. Bahçeye ağaç bir tente yapılmış, masa ve sandalyeler alınmış. Mutfak eşyaları, buzdolapları, yemek gereçleri alınmış. Daha sonra köyün girişindeki bir taş yapıyı aslına uygun tekrar yaptırmışlar (şimdi cafe olarak çalışıyor), plaja giyinme kabini yaptırmışlar ve ilkokula bir projeksiyon cihazı almışlar. Dernek bugüne kadar birçok yere gezi düzenlemiş ve köyün kadınları ilk defa kendi kazandıkları paralarla bu gezilere katılabilmiş, Türkiye’nin birçok yerini gezdikleri gibi ‘Selanik, Kıbrıs, Sakız ve Midilli’ adalarına da gitmişler. İlk gittikleri yerler; körfez ve Adatepe olmuş çünkü benzer işletmeleri ve ev pansiyonculuğunun oralarda nasıl olduğunu görmek ve örnek almak istemişler. Dernek olarak köyün kadınlarını sağlık kontrolünden geçirmişler. Ev pansiyonculuğu kursu düzenlemişler ve kadınlar sertifikalarını alıp yavaş yavaş pansiyonculuğa da başlamışlar. Bu sene takı kursu düzenlemek istemişler, eğitmen bulup anlaşma da yapmışlar ancak muhtar kursun dernekte verilemeyeceğini söyleyip eğitmeni alıp köyün başka bir yerine götürmüş ve kısa bir süre sonra katılım sağlanamadığı için kurs bitmiş. Ayvacık merkezli ve köy kalkınma projelerine fon sağlayan bir dernek köyü ziyaret ettiğinde kadınlarla da görüşmüş ve kadınların önerdiği iki proje üzerinde anlaşmışlar. Bu projeler; geleneksel dokumacılık kursu açılması ile kadın emeğiyle yerel ürünler üretip iç piyasaya ve yurtdışına satış yapacak bir atölye kurulması. Muhtar Bekir Vargün buna da karşı çıkarak dernek temsilcisini alıp takı kursuna götürüyor ancak herhangi bir proje önerilemediğinden bu çabalar da sonuçsuz kalıyor. Yıllardır verdikleri mücadele ile bir yıkıntıyı harika bir yer haline getiren kadınların kazançları belli ki köyde birilerini çok rahatsız ediyor ve ellerinden almaya çalışıyorlar. Tüm bunlara rağmen üretimden gelen güçlerini kullanan kadınlar direnmeye devam ediyor ama yine de yüzlerinden neşeyi ve gülümsemeyi eksik etmiyorlar ve desteğinizi bekliyorlar” denildi.
“Amacımız dernek kapatmak değil, köye ait bir mekanı köye kazandırmak”
Konuyla ilgili görüşlerini sorduğumuz muhtar Vargün ise; “Burası Babakale köyünün bir mekanı. Daha önce kiralanmış. Kira sözleşmesi 8 aydı ve bitti. Şimdi o binayı köyün dokusuna uygun olarak yıkıp yeniden yapacağız yada tadilatını yapacağız. Bunun için tekrar ihaleye çıkmadı. Ben derneği kapatmıyorum. Orası köye ait bir mekan. Burayı ya ihaleye çıkartacağım ya da kullanıma açacağım. Orayı 3 yıllığına bende kiraladım. Kadınları dışlama, dernek kapatma gibi bir durum söz konusu değil. Biz, Babakale Köyü’nün mekanını tekrar köye kazandırmak istiyoruz. orada 13 kadın çalışıyor. Bizim amacımız orada 13 kişi değil, daha fazla insana hizmet vermesini sağlamak” dedi.
(Eren Aşnaz -Seçkin Sağlam)