Çanakkale`nin tek içme suyu kaynağı Atikhisar Barajı su toplama havzasında yürütülen siyanürlü altın madeni işletmesine karşı düzenlenen su nöbetinin 11. gününde gerçekleştirilen “Büyük Su ve Vicdan Nöbeti Buluşması” etkinlikleri kapsamında 5 Ağustos Pazartesi günü Moğollar grubu Özgürlük Parkı`nda sahne aldı. Kirazlı Balaban Mevkiinde faaliyete başlayan altın madenine karşı başlatılan su nöbetine destek olmak amacı ile Moğollar grubu tarafından düzenlenen konsere Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve çok sayıda kentli katıldı. Cahit Berkay, Taner Öngür, Serhat Ersöz, Emrah Karaca ve Kemal Küçükbakkal`dan oluşan Moğollar grubu konseri, Kazdağlarındaki doğa katliamına karşı hep bir ağızdan söylenen şarkılar ile gece boyunca devam etti. Grubun altın madenciliği faaliyetlerine karşı bestelediği “Ölüler Altın Takar Mı” şarkısını seslendirmesinin ardından sahneye çıkan Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Kazdağlarında gerçekleştirilen doğa katliamına karşı başlatılan mücadeleye verdikleri destekler nedeni ile Moğollar grubuna teşekkürlerini iletti. Başkan Gökhan; “Bugün Çanakkale halkı çok güzel bir gün yaşadı. Su ve Vicdan nöbetinin bugün zirvesini yaşadık. Çanakkale`den, farklı illerden hatta Almanya`dan gelenler vardı. Burada siyanür ile altın işlenmesi noktasındaki mücadelemizin zirvesine ulaştık. Bundan sonra da devam edeceğiz ve bu mücadeleyi de başarı ile sonuçlandıracağız. Çünkü topraklarımızı ve suyumuzu kirlettirmeyeceğiz. Bana diyorlar ki; sen bu işi neden karışıyorsun? Ben Çanakkale Belediye Başkanıyım ve Çanakkale halkını temsil ediyorum. Sizin sağlıklı su, hava ihtiyacınız beni yakından ilgilendirir. Bunun mücadelesini yapmak bana düşer. Ben de bu mücadeleyi yapıyorum. Burada da bir çıkarımız yok. Ama burada çıkarı olanlar, sizlerin sağlığını bozmak için ellerinden geleni ardına koymuyorlar” dedi.
“Çanakkale`nin suyunun zehirlenmesine izin vermeyeceğiz”
Çanakkale`nin suyunun zehirlenmesine izin vermeyeceğini ifade eden Başkan Gökhan; “Burada aramalarda siyanür kullanılmıyor deniyor. Bunu biliyorum. Ben de aramada kullanılıyor demiyorum. Siyanür ile altın işletilmesinden bahsediyorum. Bugün buluşmaya gelenler bir tepe gördüler. O tepe yok olacak. Oradan çıkan topraklar siyanür ile zehirlenecek, içerisinden altın alınacak ve siyanürlü topraklar oraya bırakılacak. Atikhisar Barajımızın yeraltı ve yerüstü suları ya da buharlaşma sureti ile yağmurla o zehir bizim üstümüze çökecek. Bu tehlikeyi söylemek ve buna karşı mücadele etmek benim görevim. Sizlerin, çocuklarınızın, torunlarınızın temsilcisi olarak bu mücadeleyi yapıyorum ve bu benim görevim. Bunu da hiç kimse engelleyemez” dedi.
“Ülkemiz zenginlikleri yabancı kapitalist şirketlere peşkeş çekiliyor”
Tüm kentlilerin Kirazlı Balaban Mevkiinde gerçekleştirilen doğa katliamını görmesi gerektiğini belirten Gökhan; “Maalesef ülkemiz zenginlikleri yabancı kapitalist şirketlere peşkeş çekiliyor. Oradan çıkarılması planlanan altının sadece yüzde ikisi Türkiye`ye kalacak. Bırakın kalsın o yüzde iki. O dağları ormanları harap etme. Oraya giden arkadaşlarımız gördü. Gitmeyenlere tavsiyem, gidin ve bir görün. Görmeden anlayamazsınız. Gidenlere sorun, bu akşam uyku uyuyamayacaklar. Vicdanları sızlıyor. Koskoca iki bin dönüm alanı yok etmişler” şeklinde konuştu.
“Yazın kurdun köye indiğini gördünüz mü hiç?”
Madencilik faaliyetlerinin doğal yaşamı etkilediğini de vurgulayan Başkan Gökhan; “Orada insanlar içeri girip alanı gezerken, bir gazeteci arkadaşımız ses duyuyor. Her taraf talan edilmiş ve toprak olmuş. Orada bir oğlağı görüyor, çamura bulanmış. O oğlağın ne işi var orada diyebilirsiniz, ama orası o oğlağın otlak alanıydı. Oraya doğal olarak gidiyor ve orada çamura batıyor. Arkadaşımız onu bulmasa, o oğlak şu anda yoktu. Belki de ne oğlaklar telef oldu orada. Kurtlar, Serçeler Köyünü basıyor ve koyunları telef ediyor. Niye? Çünkü yuvasını yıktın. O hayvan şimdi nereye gidecek? Yeni alan bakacak. Yazın kurdun köye indiğini gördünüz mü hiç?” şeklinde konuştu.
“Emperyalistlerin eline geçiremedikleri toprakları ne olur kendi ellerimiz ile teslim etmeyelim”
Başkan Gökhan; “Emperyalistlerin buraya gelip de eline geçiremedikleri toprakları ne olur kendi ellerimiz ile emperyalistlere teslim etmeyelim. Karşıdaki şehitlerden utanın. O insanlar bu toprakları bizim esenliğimiz için savundu. Biz topraklarımızı koruyamıyorsak, emperyalistlere peşkeş çekiyorsak, bize yazıklar olsun. Ama hayır. Mücadelemize devam edeceğiz. Ben de sizin için bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğim. Buna söz veriyorum. Bunu hep birlikte yapacağız” dedi.
(Oya Koyuncu)
