Atikhisar Barajı tehlike altında!

848

 Bölgedeki sulama ve taşkın kontrolü amacı ile 1975 yılında Sarıçay üzerinde yapımı tamamlanan, Çanakkale`nin içme suyunun büyük bir çoğunluğunu karşılayan Atikhisar Barajı`nın; madencilik faaliyetleri ve erozyon tehditleri nedeniyle `tehlike altında` olduğu, dün Ziraat Mühendisleri Odası Çanakkale Şubesi`nde yapılan basın açıklaması ile kamuoyuna duyuruldu. Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Çanakkale Şubesi, Çanakkale Tabip Odası, İDA Dayanışma Derneği, Çanakkale Çağdaş Yaşama Destekleme Derneği ve Çanakkale Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği temsilcilerinin katıldığı basın açıklamasında konuşan ZMO Çanakkale Şube Başkanı Prof. Dr. Türker Savaş, Çanakkale`de ondan fazla metalik madencilik işletmesinin çalışmalarını sürdürdüğünün altını çizerek şunları söyledi; "Lapseki Şahinli-Kocabaşlar işletmesi başlangıçta madende kullanılacak suyu olmadığı halde geçici işletme ruhsatı almış bugünlerde de kesin ruhsat almak üzere son hazırlıklar yapılmaktadır. İlimizin tek ve önemli su kaynağı olan Atikhisar Barajı`nın su toplama havzasında yer alan Kirazlı işletmesi de geçici ruhsat almak üzere çalışmalara başlamıştır. Şahinli işletmesinde olduğu gibi Kirazlı işletmesinde de kullanılacak su yoktur. Atikhisar barajı giderek nüfusu artan Çanakkale’nin içme ve kullanma suyu ile yöredeki tarım alanlarının sulama suyu ihtiyacını karşılayan tek kaynaktır. Kirazlı işletmesi siyanürle altın işletmeye başlar ise bir ton kayaç için üç ton suyumuz zehirlenerek yok edilecektir. Atikhisar baraj suyu başta olmak üzere yeraltı sularımız bir daha geri dönüşü olmayacak şekilde kirletilecektir. Kullanılan siyanürün bir bölümü havaya karışacağından havamız kirlenecek, işletme sahalarında çok sayıda ağaç kesilerek orman örtüsü yok edilecek, toprak erozyonu hızlanacak, Atikhisar barajı kısa sürede dolacak gelecekte şehirde yaşayan yüzbinlerce insanın yaşamı tehdit altına girecektir."

 
“Madenciler de ‘evet’ diyor” 
Açıklamanın devamında Prof. Dr. Savaş; maden şirketi yetkililerinin Kirazlı çevresindeki köylerde yalanlarını sürdürdüklerini, 16 Nisan referandumunu beklediklerini ve referandumdan evet çıkması için adeta çırpındıklarını söyledi. Prof. Dr. Savaş konuşmasının devamında; "Çok uluslu emperyalist tekellerinde Türkiye’de evet kampanyası yürüttükleri bilinmektedir. Hayır kampanyası yürütenlerin terörist olarak nitelendiği ülkemizde çok uluslu altın tekelleri vatansever mi diye sormak istiyoruz. Çanakkale’yi bekleyen en doğal insan hakkı temiz ve kullanılabilir su hakkını tehlikeye atan altın tekellerine karşı başta Sayın Vali olmak üzere tüm yetkilileri dikkatli olmaya çağırıyoruz. Yine Çanakkale’de yaşayan, Atikhisar barajından su içen, bölgeden nefes alan, beslenen tüm doğasever yurttaşlarımızı, yürüyüş gruplarını, kampçıları bu vahşete karşı göreve çağırıyor, bu amaçla 2 Nisan 2017 Pazar günü Kirazlı işletmesinin merkezinde bulunan Balaban Tepesinde yapılacak etkinliğe bekliyoruz. Sözü edilen tarihte sabah 08.30` da Carrefour önünden araç kaldırılacaktır" dedi. 
 
Nalbant; "Geçtiğimiz yıl baraja gelen derenin tümüyle kuruduğunu gördüm"
Toplantıda konuşan CHP`li İl Genel Meclisi Üyesi Hicri Nalbant, Çanakkale`nin nüfusunun beklenenden hızlı artmaya başladığını belirterek; "Belki önümüzdeki dönemde baraj sadece içme ve kullanma suyu olarak değerlendirilebilecek. Sulama suyundan vazgeçilebilir. Bu çok değerli su kaynağımızı olabildiğince uzun süre kullanmak ve korumaktan başka yapacağımız bir şey yok" dedi. Devamla Nalbant; "Geçtiğimiz yıl baraja gelen derenin tümüyle kuruduğunu gördüm. 36 yıldır ilk defa böyle bir manzarayla karşılaştık. Suyu o kadar idareli kullanmalıyız ki hem tasarruflu kullanmalıyız hem de barajımızı korumalıyız. Su kaynağı olarak önümüzdeki dönemde değerlendirebileceğimiz kaynakların başında da Bayramiç Barajı gelyor. Bugüne kadar her yıl Bayramiç Barajı bir de Gökçeada Barajı`nda doluluk oranı yüzde yüz. İleride sıkıntı olur ise Bayramiç Barajı`ndan da Atikhisar Barajı`ndan da bu bölgeye boru hatları döşeyerek su getirmek zorunda kalabiliriz. Umarım olmaz. Hem Bayramdere Barajı hem de Umurbey Barajı, Şahinli Kocabaşlar Altın İşletmesi`nin ruhsat alanı içerisinde kalıyor. Bu iki barajımız da altın tekelleri yüzünden tehdit altında" dedi. 
(Atakan Alkış)
Paylaş